0 0
Read Time:5 Minute, 38 Second
BÜYÜK EKİM DEVRİMİ ÖĞRETMEYE DEVAM EDİYOR…

[Bu bildiri yaklaşık bundan üç yıl önce kaleme alındı. Altında PKK-Devrimci Çizgi Savaşçılarının imzası var. Son üç yılda yaşadıklarımız bu görüşleri doğrulamıştır. Bu bildirideki değerlendirme ve görüşler, bugünde geçerliliğini korumaktadır. Bu nedenle Büyük Ekim Devrimi anısına olduğu gibi yayınlamayı uygun ver yerinde bulduk. Gerçekten de Büyük Ekim Devrimi Öğretmeye Devam Ediyor! Kuşkusuz bu dersleri çok iyi okumak ve özümasmek gerekir. Bunun için ise sosyalist kimlikte ısrar etmek, esen ters rüzgarlara karşı yürüme cesaretini bir zorunluluk olmaktadır! Bülten Yayın Kurulu ]

Yaşlı dünyamız, bundan tam 84 yıl önce bugün, insanlığa yeni ufuklar açan, yeni bir çağ, proleter devrimler ve ulusal kurtuluş hareketleri çağını açan büyük bir olaya tanık oldu:

Büyük Ekim Devrimi !..

Ekim Devrimi öğretmeye devam ediyor !..

Sovyet sisteminin çöküşünü, “Tarihin sonu” ilan edenler, çok geçmeden yanıldılar. Yanılgıları yine kendi cephelerinde alay konusu oldu. Gerçekleşen sosyalizmin ölümünü, Ekim Devriminin ve sosyalizm ideolojisinin ölümü olarak ilan edenler kısa sürede yanıldıklarını gördüler…

Kapitalizmin ölüm, emperyalizmin barbarizm demek olduğunu bir kez daha yaşayarak gören emekçiler ve halklar, “Başka bir Dünya mümkün” şiarını haykırmaya başladılar…

Globalizmin sonsuz eşitlik, demokrasi, barış olduğunu haykıran safdiller çok geçmeden yanıldıklarını, gerçekleşen her olayın bunu çarpıcı bir biçimde kanıtladığını anladılar…

Sömürü, baskı, sömürgecilik daha pervasız boyutlar kazandı; sınıfsal ve ülkeler arası uçurum gün geçtikçe daha da büyüdü. Savaş, çelişkilerin başlıca “çözüm” yöntemi olmayı sürdürdü. Globalleşen, sömürü ve baskı sistemiydi, bundan başkası değil. Buna karşılık direniş de küreselleşti, yeni bir enternasyonal mücadelenin işaretleri daha güçlü uç vermeye başladı…

Yeni bir savaşın devam ettiği günümüzde doğrulanan kim, doğrulanan ne?

I. Paylaşım Savaşı’nı kendi ülkesinde iç savaşa dönüştüren Bolşevikler mi; yoksa kendi emperyalist hükümetlerini “Anavatan savunması” adına destekleyen sosyal-şovenler mi, sosyal-pasifistler mi?

Dünya ezilen sınıfları ve halklarının ihtiyacı nedir? Sosyalizm mi, emperyalist haydutluk ve barbarizm mi?

İşte emekçilerin ve ezilen halklarımızın gündemindeki temel sorular bunlardır!

Daha öncesi bir yana son on yıl, devrim ve sosyalizm ihtiyacını çok şiddetli bir tarzda dayatmıştır. Kapitalist emperyalist sitemin savaş, yıkım, barbarlık, sınırsız sömürü ve yağma, ölçüsüz baskı olduğu tartışmasız bir biçimde kanıtlanmıştır.

Dünyamızın tam da bugün, yeni bir emperyalist paylaşım ve hegemonya savaşının sürdüğü bugünkü dünyamızda yeni bir Ekim Devrimine ihtiyacı var. Ancak geçmiş derslerini çok iyi bir biçimde özümasmiş, kendini aşarak yenileyen ve dünyamızın koşullarına ve ihtiyaçlarına yanıt verebilecek düzeyde kendini yeniden üreten bir sosyalizme ihtiyaç var…

Ekim Devriminin üzerinden 84, Onun üzerinde kurulan, ama daha sonra onun ilkelerinden sapan Sovyet sisteminin yıkılışının üzerinden yaklaşık 11-12 yıl geçti. 20. yüzyıla damgasını vuran Büyük Ekim Devriminden sonra dünyamızı altüst eden sayısız olay yaşandı, büyük savaşlar, devrimler, karşı-devrimler… Bütün bu olaylarda Ekim Devriminin etkilerini görmemek mümkün değildir. Ekim Devrimi, emperyalist-kapitalist sistemi, onun çeşitli politikalarını da etkiledi… Bu, çağı belirleyen temel özelliklere ve dinamiklere sahip olmasından kaynaklanıyordu…

20. yüzyılda gerçekleşen tarihsel olaylar, Ekim Devrimini ve dayandığı temel tezleri doğruladı. Reel sosyalizmin çökmesinden sonra Sosyalizm düşüncesi büyük bir yara aldı; burjuva ideolojisi görece siyasal ve moral üstünlük sağladı. Sosyalist ideoloji belli bir kriz sürecine girdi. Bu ideolojik kriz ortamında sağa savrulmalar, burjuva liberalizmine kaymalar, genel bir eğilim olarak sol ve sosyalizm saflarını etkilemeye başladı. Bu eğilim henüz aşılabilmiş değil… Sosyalizm de henüz ideolojik krizini aşabilmiş değildir.

Elbette sosyalizmi ve sosyalizm tarihinin çok yönlü bir tarzda yeniden tartışılması bir ihtiyaçtır. Ancak çözüm tek başına bu tartışmalardan çıkmayacaktır. Tarihe bakıldığında her büyük ideolojik çıkış, sınıf mücadelelerinin yükseliş dönemine denk gelmiştir. Belli bir toplumsal mücadele yükselişine denk gelmeyen ve ona dayanmayan ideolojik arayış ve çabaların maddi bir gerçeklik haline gelmeleri, hatta toplumun gündemine girmeleri ve gerekli ilgiyle karşılaşmaları mümkün değildir. Bu anlamda reel sosyalizmin çöktüğü bu son on yıl içinde sosyalizmin kendini yenileyerek bir çıkış yapmaması anlaşılırdır; en temel nedeni onu koşullayan enternasyonal düzeyde güçlü bir toplumsal hareketliliğin olmamasıdır.

Ancak son birkaç yıldır dünya çapında Seattle’de başlayan ve en son Cenova’da ciddi boyutlar kazanan anti-kapitalist, anti- globalist hareket, sosyalizm düşüncesinde yeni bir atılım yapmada çok önemli bir toplumsal ve psikolojik zemin sunmaktadır. Elbette bu kendiliğinden olmaz, yine ulusal ölçeklerde verilen mücadelelerle de olmaz. Sosyalizm çabalarının ve tartışmalarının ortak bir platformda birleştirilmesi, gerekli bilgi, değerlendirme ve görüş alış verişlerin yapılması gerekmektedir.

Sınıfsal ve ulusal çelişkilerin derinleştiği, bunun daha da büyüme eğiliminde olduğu günümüz dünyasının yeni bir Ekim Devrimine ihtiyacı var…

Bu nedenle Büyük Ekim Devriminin tarihi derslerini özümasmek her zamankinden daha büyük bir zorunluluk olmaktadır…

 Yaşasın Büyük Ekim Devrimi!

Yaşasın Devrim ve Sosyalizm!

Yaşasın Partimizin Devrim Çizgisinde Israr Direnişimiz!

7 Kasım 2001

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter