0 0
Read Time:6 Minute, 57 Second

ImageToplumu, en başta devrimci ve sosyalist hareketler olmak üzere her türlü muhalefeti susturma yasası olan Terörle Mücadele Kanunu meclisten geçti, şu anda Cumhurbaşkanlığında onamayı bekliyor. Bu yasa gerçek anlamda bir terör estirme, estirilen ve estirilecek terörü meşrulaştırma ve yasal dayanağa kavuşturma yasasıdır! Bu yasa, “Taşları bağlama, itleri serbest bırakma” yasasıdır!

1991 yılında çıkarılan TMK yeterli görülmedi. Özel savaş kurmaylığı “yetkisizlikten” yakındı ve bir an önce yetkilerini artıracak yasal düzenlemelerin yapılmasını istedi. Ne de olsa 11 Eylülden sonra ABD ve İngiltere başta olmak üzere Batı “Demokrasileri” “sert” Terör yasaları çıkarmışlardı, kendileri bu alanda onlardan geri kalmışlardı. Daha önemlisi, çatışma ortamı yeniden azmıştı, kitle gösterileri büyümüştü, terör tehdidi devletin vatanı ve milletin bütünlüğünü tehdit eder hale gelmişti. Mevcut yasa ve yetkilerle bu tehdidi bertaraf etmek güçleşmişti! Özel savaş kurmaylığının ilan edilen gerekçelerinin özeti buydu…

Kuşkusuz bu gerekçeler, her dönem arkasına sığınılan, esas niyetlerini gizleyen gerekçelerdir. Daha fazla yetki, bunun için yasal düzenleme taleplerinin birçok nedeni var, daha doğrusu bunlar, belli bir iktidar stratejisine oturuyor. Kısa vadede özel savaş kurmaylığı inisiyatifi daha güçlü bir biçimde elinde toplamayı, siyasal ve psikolojik üstünlüğü perçinlemeyi hedeflemiştir. Daha da önemlisi özel savaş rejimini daha da güçlendirmeyi, gediklerini kapatmayı planlamışlardır. Bunun için her türlü muhalefetin gelişme, güçlenme ve ciddi bir iktidar seçeneği haline gelme olanaklarını ortadan kaldırmayı ve bu önlemi kalıcı bir yasal barikat haline getirmeyi hedeflemişlerdir. Yani yeniden düzenlenen terör yasasının esas olarak iki yönlü bir hedefi var.

Birincisi, özel savaş kurmaylığının esas iktidar konumunu güçlendirmek; ikincisi, başta devrimci ve sosyalist hareketler olmak üzere her türlü muhalefeti susturmak ve gelişme olanaklarını bastırarak ortadan kaldırmaktır!

Dolayısıyla bu yasayı herhangi bir yasal düzenleme olarak görmek yanlıştır. Rejimin kendisiyle, onun niteliğiyle doğrudan ilişkili bir düzenleme ile karşı karşıyayız. Düzeni keyfi ve zorbalıkla koruma, düzen karşıtı her eğilimi ve hareketi doğmadan boğma ve yok etme sistemiyle karşı karşıyayız. Keyfilik ve zorbalığın meşrulaştırılması gerçekliğiyle karşı karşıyayız!

29 Haziran 2006 günü Meclisten geçen yeni TMK, terör suçunu yeniden tanımlıyor ve kapsamını genişletiyor. Öyle ki hemen hemen her suç bu kapsama alınıyor. Kapsamı genişletilen terör yasası, zaten son derece sınırlı olan örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğünü neredeyse tümden ortadan kaldırıyor. Toplantı, gösteri, yayın ve basın faaliyetleri düzen ve özel savaş rejimi için zararsız hale getiriliyor, ya da muhalif yönleri kuşa çevriliyor. Bu bastırma ve cezalandırma tehdidine aldırış etmeden faaliyet yürütecek devrimci, demokrat ve muhalif basın ve yayın organları “terörist” olarak damgalayarak ağır cezalara çarpmayı öngörüyor.

Anılan bu yasa ile devrimci, sosyalist, bu düzene karşı mücadele eden kişilere öngörülen cezalar daha da ağırlaştırılıyor, şartlı tahliye olanakları hemen hemen ortadan kaldırılıyor, F tipi zindanlar bir kez daha meşrulaştırılıyor…

Kısacası yasal mücadele zemini ve olanaklarını tümden ortadan kaldırmayı hedefleyen bu yasa, özel savaş elemanlarına operasyonlarda cinayet işleme, katliam yapma, yerinde infaz uygulamalarını gerçekleştirme yetkisini ve olanağını sağlıyor!

Terör yasası tasarısı gündeme geldiğinde belli yönleriyle tartışma konusu olmuştu, belli çevrelerin tepkisini de çekmişti. Ancak bu tartışmalar ve tepkiler tasarının meclisten geçmesini ve yasallaşmasını önleyemedi. Bu tasarıya karşı etkili ve sonuç alıcı eylemler konulamadı. Bu, toplumsal muhalefetin, demokratik ve devrimci hareketlerin politik olarak ne kadar güçsüz ve etkisiz olduklarını bir kez daha gösteren önemli bir gösterge oldu. Bundan böyle daha çok mücadele etmek, daha ağır bedelleri göze almak gerekecek!

Bu yasa, bir yönüyle reformist hayallere, “barış ve düzene kabul edilme” çabalarına da ağır bir darbe niteliğindedir! Düzene ve özel savaş sistemine karşı olma programı ile reformist ve düzen içi mücadele çizgisinin bağdaşmazlığı bir kez daha kendisini çarpıcı bir tarzda gösterdi. Hele Kürdistan sorununda söz söylemek, Kürt eksenli siyaset yapmak, bunu düzen içi bir bağlama bağlamak belki mümkündür, ama bu en geri ve teslimiyetçi yaklaşımlar ve davranışları bekleyen uygulama, aşağılanma ve cezalandırılmaktan başkası olmayacaktır! Bugüne kadar olan da bu olmuştur. İmralı teslimiyet platformuna devletin verdiği karşılık bellidir:

Özel savaşı en üst düzeyde derinleştirmek, inkâr ve imha sistemini daha da güçlendirmek, teslimiyet ve pişmanlık, düzene kabul edilme durumlarını “samimiyetsiz” bulmak ve aşağılamak!

TC ve özel savaş, TC ve askeri despotik rejim, tüm demokrasi cilalamalarına rağmen ikiz kardeştirler, birbirinden kopmaz bütünlüğü anlatmaktadırlar!

Bir kez daha görüldü ve kanıtlandı ki, Türkiye’de demokrasi sorunu, en sıradan demokratik hak ve özgürlüğü koruma veya geliştirme sorunu bir devrim ve devrimci mücadele sorunudur!

TC’nin var oluş özelliğiyle doğrudan ilintili olan Kürdistan sorunu her açıdan ve her yönüyle bir devrim sorunudur! Kürdistan sorununun çözümü, Türkiye’de demokrasi sorununun çözümü devrimci mücadeleden geçer! Reformist hayaller, düzen içi arayışlar, “Barış çabaları” mı, onlar, koca hayal kırıklıklarından başka bir sonuç doğurmazlar!

Dolayısıyla devrimci hareketlere çok daha büyük sorumluluk düşüyor. Çok daha derin ve kapsamlı bilinçle, devrimci cesaret ve fedakârlık ruhu ile mücadeleye yüklenmeleri gerekiyor! Terör yasalarını, bu özel savaş rejimini ve bu soygun ve zorba düzeni çöp sepetine atmanın yolu buradan geçiyor!

                                                                                         4 Temmuz 2006

                                                                             SOSYALİST-ŞOREŞGER

                                                                    (Kürdistan Devrimci Sosyalistleri)

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter