0 0
Read Time:5 Minute, 51 Second

Image14 Temmuz büyük ölüm orucu direnişinin üzerinden 24 yıl geçti. TC devleti,12 Eylül askeri faşist rejimiyle kuzey Kürdistan ve Türkiye’de devrimci-demokratik hareketleri uygulamaya koyduğu topyekûn terör politikalarıyla ezmek, toparlanamayacağı bir hale getirmek istedi. Halklarımızın özgürlüğü ve kurtuluşu için devrim kavgası veren devrimci-komünist güçler, dizginlerinden boşalırcasına azgınlaşan faşizmin açık hedefi olmuş, kuzey Kürdistan ve Türkiye toprakları zifiri karanlığa dönüşmüştü.

 Kürt ve Türk halklarının kendi kaderleri yönünde attığı ileri adımlar faşist darbeyle kesintiye uğradı, bugün hala devam eden travmaların, trajedilerin ve suskunluğun yaşanmasının zeminini oluşturdu

ImageEmperyalistlere uşaklıkta sınır tanımayan işbirlikçi Türk egemen sınıfı, yükselen ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesinin sömürü düzenlerini temelden sarsabileceğini görüyordu. O dönem mücadele yürüten politik öznelerin ideolojik-yapısal zayıflık, çok parçalı durum ve düşmanı küçümasme kendi gücüne abartılı görev yükleme boyutunda zafiyet gösteren yanları bulunsa da, genelde hâkim olan eğilim devrimci savaşla egemen sınıfın düzenini yıkmak, sosyalist bir devlet yaratmaktı. Emekçi yoksul halk kitleleri yaşamlarında kalıcı, gerçek çözümün nasıl ve hangi mücadele yöntemleriyle olacağını kavramaya başlamıştı. Özellikle sömürge Kürdistan’da PKK’nin Kürdistan devriminin yolunu inşa eden pratik çıkışı, TC devlet dengelerini yerle bir etme potansiyeli taşıyordu. Kürt halk gerçeğini inkâr eden, kuruluşundan başlayarak tedip ve tenkil adını verdikleri sömürgeci saldırganlıkla Kürt halk ayaklanmalarını bastıran devlet, PKK’nin devrimci çizgisiyle yaptığı atılımın varacağı sonuçların farkındaydı. Daha sonraları  bu gerçeği darbenin şefi Kenan Evren şöyle dile getirmişti; ‘Doğuda baş gösteren bölücü terör hareketi devleti tehdit eden bir hal almıştı, biz de 12 Eylül harekâtıyla bunların önüne geçtik.’ 12 Eylül 1980’deki askeri darbe, ABD’ de pentagon karargâhında ”bizim çocuklar başardı” bağırtıları eşliğinde sevinçle karşılanmıştı.

12 Eylül askeri darbesiyle partiler, sendikalar şu veya bu düzeyde muhalif duruş taşıyan demokratik kitle örgütleri kapatıldı. Resmi ideolojinin dışında siyaset yapmak yasaklandı. Darbe kanlı ve zorba yüzünü devrimcileri hedef alarak gösteriyordu. Yüz binlerce insan işkenceli sorgulardan geçirilirken, yüzlercesi işkencede, sokaklarda katledildi. On binlerce insan Avrupa ve başka topraklara yerleşerek mültecileşti.”Asmayalım da besleyelim mi” diyen bu cellâtlar peşi sıra idam sehpaları kurarak devrimcileri infaz ederken, daha birçok insanı idam tehdidiyle zindanlarda tutuyordu. Zindanları doldurup canice metotlarla buraları teslim alma, kişiliksizleştirme platformlarına çevirmek istiyorlardı. Kuru bir pişmanlığın ötesinde devrimcilerden koşulsuz biat etmeleri istendi. Devrimci kalabilmenin tek koşulu ise her ne pahasına olursa olsun direnmekten geçiyordu…

Image14 Temmuz ölüm orucu direnişi, TC’nin statükosunu bozmakla kalmadı değersizleştirip, içini boşaltmaya çalıştıkları ideallerimizin hücre hücre eriyen bedenlerimizle zirveleşmesini sağlamıştır.”Yaşamı uğrunda ölecek kadar seven” yoldaşlarımız o tarihsel an’da geleceği kazanmışlardır. Diyarbakır zindanı, direniş tarihimizde en zor şartlar altında bile zaferi kazanma, düşmanı yenilgiye uğratma kararlılığımızın ifadesi olmuştur. Diyarbakır zindanının işkence hücrelerinde tecrit edilen Kürdistan devrimcileri, ya onurlu, özgür bir yaşam ya da ölüm şiarıyla halkımızın düşmanlarının heveslerini kursaklarında bırakmıştır. Zindanlarda can ve kanla sahiplenilen Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelemiz, dalga dalga ülkemizin dağlarını içine alarak büyümüş, TC sömürgeciliğine duyulan öfkenin patlamasıyla, ülkemizin makus tarihi halkımızın lehine değişmiştir.

Image14 Temmuz’a gidilen süreçte, ilkin Mazlum DOĞAN üç kibritle simgeleştirdiği eylemiyle  ateşinde kararlılığımızı vurguluyordu. Dayatılan teslimiyete verilen cevap netti! Boyun eğilmeyecekti… Diyarbakır zindanı iki karşıt ideolojinin kıyasıya verilen çarpışmasına tanıklık yapıyordu. Bir tarafta ulusal imha ve inkâr siyaseti yürüten sömürgecilik, diğer tarafta onur ve erdemle kuşanmış kürdün teslim alınamayan devrimci yurtsever çizgisi. Diyarbakır zindanında somutlaşan baskı, zulüm ve işkencenin pervasızlığı TC devletinin ideallerimize beslediği kin ve nefretin en zorbaca araçlarla pratikleştirilmesidir. Yaşamın, günün her anını işkenceye çeviren, teslimiyet ve ihaneti dayatan devlet, o tarihsel koşullarda kendilerini feda eden önder şehitlerimizin büyük direnişiyle başarılı olamamıştır. MAZLUM, HAYRİ, KEMAL ve diğer şehitlerimiz TC’nin temel politikasını işlevsizleştiren devrimci cüretleriyle, Kürdistan devriminin tasfiye edilemeyeceğini kanıtlamışlardır. Sömürgeciliğin zulüm duvarlarını parçalayan devrimci kararlılık sonrasında 15 Ağustos’ta sıkılan kurşunla ülkemizin dört bir yanına yayılmıştır.
”Teslimiyet ihanete Direniş zafere götürür” 14 Temmuz 1982’de büyük ölüm orucuna giren yoldaşlarımız, bu bilinçle eylemlerine başladı. M. Hayri DURMUŞ yoldaş, düşmanın mahkemesinde yargılanan değil, yargılayan savunmasıyla meydan okurken düşmanlarımıza, o gün ölüm orucu eylemine başlayacağını duyuruyordu. Ve ardından KEMAL, AKİF, ALİ katıldı ölümü küçülten yürüyüşe. Başarmışlardı! Zulmün hücrelerinde halkımızın direnç çiçekleri onların bilinçleriyle, bağlılıklarıyla yeniden filizleniyordu. Dışarısı ve içerisiyle ölü toprağı canlandıran, özgürlük ve bağımsızlık umudumuzun tükenemeyeceğini kanıtlayan 14 Temmuz direnişçiliği, amaca kilitlenme ve zaferi kazanma çizgimizdir.

14 Temmuz devrimci savaş güzergâhında bir milim bile sapmadan sebatla yürüme,19 Aralık’ta Çanakkale zindan barikatında SULTAN ve FAHRİ’lerle buluşan direnme gücümüzdür.

Kürdistan  Devrimci Sosyalistleri,14 Temmuz büyük ölüm direnişinin 24. yıldönümü vesilesiyle, İstanbul’da mahalli alanlarda duvar yazılamaları yaptı.13 Temmuz akşamı yapılan yazılamalar şöyle; Yolumuz Mazlum, Hayri ve Kemal’lerin Yoludur, Şehide Şoreşger namırın, Yaşasın 14 Temmuz zindan direnişimiz, Selam olsun 14 Temmuz direnişini yaratanlara. Yine çok sayıda KDS imzalı yazılamalar yapıldı.

YAŞASIN 14 TEMMUZ DİRENİŞÇİLİĞİ!

KAHROLSUN SÖMÜRGECİLİK, TASFİYECİLİK VE İHANET

DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR

Kürdistan Devrimci Sosyalistleri Taraftarları

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter