0 0
Read Time:4 Minute, 3 Second

7. yılında Ulucanlar katliamı lanetlendi: "Devrimci irade teslim alınamaz!"Kategori: Zindanlar, Eylem/etkinlik, Haber, Devlet terörü (24.09.06) – Faşist devlet 26 Eylül ‘99'da Ulucanlar Cezaevi'ne bir operasyon düzenleyerek on devrimci tutsağı katletmiş ve onlarcasını sakat bırakmıştı.

Ulucanlar şehitleri her yıl olduğu gibi bu yılda TUYAB tarafından Ümit Altıntaş'ın mezarı başında düzenlenen bir etkinlikle anıldı. Eylem saat saat 13:00'de kitlenin Karacaahmet Mezarlığı'nda toplanması ile başladı. “Ulucanlar şehitleri ölümsüzdür!/TUYAB” pankartının arkasında toplanan ve şehitlerin resimlerini taşıyan 200 kişi sloganlar eşliğinde mezarlık girişinden Ümit Altıntaş'ın mezarına doğru yürüyüşe geçti. “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganlarının atıldığı yürüyüş boyunca tek tek şehitlerin isimleri sayıldı ve herbiri için “ölümsüzdür” şiarı haykırıldı. Anma Ümit Altıntaş'ın mezarı başında Ulucanlar şehitleri şahsında tüm devrim şehitleri için yapılan dakikalık saygı duruşu ile başladı. Ardından TUYAB adına bir konuşma yapıldı. Konuşmada zindanların sınıf mücadelesinin tarihi gelişimi içerisinde ezen ve ezilenler cephesinde çeşitli kurumsallaşmaların sonucu ortaya çıktığı vurgulandı. Devletin bir baskı aygıtı olarak kendini her açıdan tahkim edildiği söylendi. Bu noktada zindanların devletin/sistemin bekasını korumak ve kendi hegomanyasını sürdürmek için yoğunlaştığı önemli alanlardan biri olduğu ifade edildi. Bernard Shaw'ın “Cezaevleri varoldukça hangimizin içerde olduğu önemli değil” sözünün ifade edildiği açıklamada saldırıların aslında sadece tutsakları değil tüm toplumu hedeflediği ifade edildi. Tam 7 yıl önce devletin “sayım vermiyorlar”, “tünel var” gibi çeşitli yalan ve demagojiyle F tiplerine geçişin bir provası olarak Ulucanlar’a saldırdığı vurgulandı. Zindanlarda yaşanan katliamların Ulucanlar ile başlamadığı ve bununla da bitmediği dile getirildi. “Burjuva faşist devletler varlığını sürdürdükçe devrimci tutsakların ideolojik-siyasal kimliklerinden kopartıp; kimliksizleştirme, iradesizleştirme, kişiliksizleştirme politikalarından vazgeçmeyeceklerdir. Bu; devrimcilerle karşı devrimciler arasında siyasi-ideolojik sınıf savaşıdır” denildi.Diyarbakır zindanlarında yurtsever tutsaklara yönelik katliama değinildi. Konuşma şu sözlerle son buldu, “Ulucanlar’da ve Diyarbakır’da ölümsüzleşenlerimiz zafere giden yolda ödediğimiz bedelin bir parçası oldular. Düzen sahipleri ise yaptığı katliamlarla sevinedursunlar. Bugün hala hapishanelerde irade savaşını biz devrimcilerin faşist düzeni dize getirdiğimiz bir gerçektir. Bugün hala hapishanelerde baskı ve bununla ilintili olarak tecrit-tretman tüm hızıyla devam etmektedir. Bizler şunu çok iyi bilmeliyiz ki sistem devrimcileri katlederek yükselen mücadeleyi sindirmek, halk tabakaları üzerinde baskı uygulamak istemektedir. Sistem halkın öncüleri olan devrimci ve komünistleri katlederek ve hapishanelerde baskı altına alarak mücadeleyi bastıracağına inanadursun baskı ve zulüm varoldukça halkın meşru ve haklı başkaldırısı ve direnişi sürecektir.Bizler bir kez daha burada Ulucanlar, Diyarbakır başta olmak üzere hapishanelerde şehit düşen SAG ve ÖO şehitleri önünde saygıyla eğiliyoruz. Onların kavgaları ve ideallerini yaşatacağımıza bir kez daha ant içiyoruz”Anma programı Ümit Altıntaş'ın kardeşinin yaptığı konuşma ile devam etti. Konuşmanın ana teması devrimci mücadelenin devamlılığını sağlamanın önemi üzerineydi. Ümit Altıntaş’ın kardeşi, devrimcileri katleden devletin kaybettiğini, asıl kazananın devrimciler olduğunu vurguladı. Devrimcileri katlederek bitiremeyeceklerini, anma şahsında da olduğu gibi devrimcilerin ve devrimci mücadelenin her geçen büyüyerek ve güçlenerek devam edeceğini dile getirdi. Devlete verilecek esas yanıtın da mücadeleyi büyütmek olacağını ifade etti. “Çav Bella” ve “Bize Ölüm Yok” marşlarının söylendiği anma Ulucanlar'da yaşanan devlet terörünün bugün ESP'ye yönelik saldırılarda kendini bir başka biçimde gösterdiği ifade edildi. Yarın (25 Eylül) gözaltına alınanların mahmesine çağrı yapıldı. Anmanın sonuna doğru söz alan bir ana da, “buradaki herkes tutsaklara sahip çıkmalı, sıranın kendisine gelmesini beklememeli” diyerek herkesi mücadeleye çağırdı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter