0 0
Read Time:25 Minute, 20 Second

Image 

KONTRGERİLLA İŞ BAŞINDA!KÜRT SORUNU SICAK GÜNDEM

Uzun süredir pratik faaliyetleriyle gündemde olmayan,son yıllarda çokta konuşulmayan Kontrgerilla son bir yıla yakındır süre içinde arka arkaya yaptığı eylemlerle yine gündemin birinci maddelerinden biri haline geldi.Kürdistan ağırlıklı olmak üzere yaptığı eylemlerle ve provakatif etkinlikleriyle günlük politikada yerini alan kontrgerilla sistem sürdüğü ve sınıfsal mücadele-ulusal mücadele varlığını sürdürdüğü sürece gündemde kalmaya devam edecektir.Zira sistemin her halükarda bu tarzda örgütlenmeler ve faaliyetlere ihtiyacı var ve olmaya da devam edecektir.

Kimi haberlere göre,son 3-4 haftadır,Diyarbakır da askeri bir eğitim kursu açılmış olup bu kursa subay,polis ve itirafçılardan oluşmuş yarı sivil kimseler alınmıştır.Bu haberlerin hemen arkasından Diyarbakır Bağlar daki kitlesel katliam geldi.Bu eylem göstermiştir ki,Kontrgerilla yeniden ve daha hızlı bir biçimde savaşı derinleştirmeye,kirletmeye ve yığınsallaştırmaya çalışacaktır.Bu durum aynı zamanda Uluslar arası gelişmelere uygun olarak süregidecektir.Önümüzdeki dönem önemli gelişmelere gebedir.ABD nin Uluslar arası planlarının parçaları adım adım yürürlüğe konulmaktadır.Görünen odur ki,ABD nin Ortadoğu planlarının en önemli ayağı herkesin bildiğinin tersine İsrail değil Türkiye olacaktır.İsrail bu aşamada üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmiş olarak kenarda tutulacak,Arap ulusunu bir potada tutmanın sübabı olmaya devam edecektir.Ama yeni aksiyonların baş aktörü Türkiye olacaktır.Lübnan a asker göndermeden tutalım da Afganistan a daha fazla birlik gönderilmesinin istenmesi ve daha aktif roller istenmesi ve de aşağıda açıklayacağımız nedenlerden dolayıdır ki,Türkiye tamda göbeğinde olacaktır bu yeni sürecin..ABD nin Irak,Suriye ve İran ile ilgili palanlarını ve adımlarını daha önceki makalelerimizde ele alımıştık.Dileyen daha önceki makalelerimizden Emperyalizm ve Anadolu,Emperyalist Boğazlama Savaşı ve Bölgesel Devrim ile Genel Gidişat Ve Görevlerimiz'e bakabilirler.Bu makalelerimizde de vurgulandığı gibi en önemli sacayaklarından biri kesinlikle Türkiye'dir.Kürt sorunu ve temsilcileri de bu anlamda olmak üzere kısaca da olsa ele alınmış idi.ABD' nin Ortadoğu Planlarının Kürt sorununu gündemine almadan ve onsuz bir politika yürüteceğini sanmak saflık olur.Bu açıdan ABD 'nin Kürt politikasının ana iki ekseni olduğunu söyleyip bunları açmaya çalışmak gereklidir.ABD Kürt poltikasını ve kartını her halükarda bu iki ana eksen ve olasılıklara göre biçimlendirilmiş gelişmelere endekslemiştir.Şimdi bunları açmaya çalışalım:

I.Tek tek ülkelerde Kürt hareketlerini kullanma politikası:

Güney Kürdistan'daki fiili ve giderek yasallaşan Kürt devletinin de etkisiyle;Kuzey,doğu ve güney batı Kürdistan'ı da içine alacak bir yeni oluşum ileyeni bir vurucu güç oluşturmak ve bunun önünü açmak.Böylece bir taşla Birkaç kuş vurmuş olacaktır ABD.Hem ortadoğu da çıban başı gördüğü İran-Suriyeyi zayıflatacak ve ciddi kozlarının bu ülkelerin toplumsal yapılarını da sarsacak şekilde oynayacaktır.Bu arada Kuzey Kürdistan'ında bu paydada önemli rol oynaması bekleniyor ki,tüm İran ve Suriye eylemlerinin içinde düşünülen türkiye açısından ABD önemli bir şantaj silahını her an kullanabilecek biçimde el altında ve hazır tutacaktır.

Ama burada tam da ciddi bir hesap hatası içindedir ABD.bu dolaylı saldırıların,Arap ve Fars(İranlı) halkarını daha bir bütünleşmeye doğru ,iteceği-ittiği ve nihayetinde başta Farslar olmak üzere toplumsal-geleneksel yapılarını daha da bir güçlendireceğini ABD hesaba katmak zorunda kalacaktır.(Ve gelişmeler göstermiştir ki, ABD bu durumun farkına varmıştır ve bundan sonraki adımlarını bu durumu hesaba katarak atacaktır.)Zira dünya ölçeğinde çok az ulsuta varolan bir geleneğe sahipler Farslar.Tarihleri boyunca hiç boyunduruk altına girmemiş bir halk olan Farslar,aynı zamanda ciddi bir devlet geleneğine ve de ayrıca ciddi bir ulusal bilince sahipler.Bundan kaynaklı olarak ister dolaylı ister dolaysız bir ABD saldırısı bundan önce karşılaştığı dirençlerden çok daha köklü,çok daha katı bir karşı koyuşla cevaplanabilir.ABD bu anlmada Vietnam'ı bile arayabilir.Öte yandan İran'a olası bir doğrudan saldırının diğer emperyalist merkezleri de dolaylı ya da doğrudan işin içerisine sokacağı yüksek olasılıktır.

Tüm bunları hesaplayan ABD nin Kürt kozunu kullanması bu açıdan daha akla yakın durmaktadır.Her bir parçada içsel dinamikleri hareketlendirmek ve bu içsel dinamiklerin mevcut ülkeyle savaşımında dolaylı taraf olmak,öte yandan zayıflatıp çökertmek Abd açısından daha az kayı ve yıpratıcılık demektir.Ama daha uzun vadeli bir iş olduğu da açıktır.Ama ABD nin yıllardır bu taktik anlayışa bağlı kalarak hareket ettiğini en azından Güney ve kuzey parçalarında görmekteyiz.Bunu diğer parçalara da yaymak gibi bir hedef güttüğünü, şu anda bunun altyapısıyla meşgul olduğunu düşünebiliriz.

    Zira bu durumu gören İran egemenleri gerek Türk egemen sınıflarına mesaj vermek ve gereksede olası Kürt kalkışmalarını(bir savaş ortamında çok daha yakıcı ve sonuç alıcı olacağı açık olan) engellemek adına Kandil'e saldırılar düzenledi.Uzun süren bu saldırıyla verilmek istenen mesaj,Türk egemenleriyle ancak ortak bir şekilde hareket edildiğinde ancak bu ortak sorunun ortadan kaldırılabileceği ve öte yandan Kürt hareketlerinin ve de özellikle PKK'nin Irak-Suriye ve Türkiye de olduğu gibi rahat hareket edemeyeceği bugüne kadar yaratılan ortamın artık yaratılamayacağı,bu anlamda Türkiye nin de atacağı adımlara bağlı olarak PKK ye karşı tavır alınacağıdır.Ama görünen odur ki ve normaldir ki,bağımsız olmayan ve özgür hareket edemeyen türk egemen sınıfları bu mesajın karşılığını veremediler.ABD politikasına bağımlılık bu pratik durumda da kendini gösterdi.

    Her bir parçada uzun vadeli olarak Kürt sorununu gerek Ortadoğu egemenleri ve gerekse de halkları açısından kullanan ABD emperyalizmi,bu durumu derinleştirecektir.Her bir parçada kendi politik hedefleri uğruna Kürt hareketlerini kullanmaya devam edecektir.Bunun başını kuşkusuz ki,Güney kürdistan hareketleri çekmektedir.

    Türk egemenleri derin devleti ve ordusu savaşı tırmandırmakla aslında bu meselede öteden beri uygulayageldiğinin esasen yeni politik konumlanışının da nedeni olduğunu gösterdi.ağustos sonundan başlayarak tırmandırılan savaş ve operasyonlar,ciddi kontrgerilla eylemleriyle provakatif bir kimlik kazanmaya doğru evrileceğinin işaretlerini verdi.İşte tam da burada devreye abd nin ikinci planı girmektedir.

    II.Tek tek ülkelerde iç savaşı dayatma:

    Son 20 günlük gelişmelere bakılırsa iç savaş politikasının hemen hemen devreye sokulmaya başlandığını görmek olanaklıdır.Güney Kürdistan da fiili-meşru durumun giderek yasallığa dönüştürülmeye çalışıldığı ve bunu da bizzat ABD nin dayattığı açıktır.Kürt bayrağının artık kullanılacağını ve bağımsızlık söylemlerinin açık açık dillendirilmesinin güney Kürt hareketlerinin kendi başlarına ortaya koydukları bir yönelim olduğunu düşünmek elbette ki safdillik olacaktır.Bu durumun Irak ın diğer halkları tarafından hoş karşılanmadığını ve zaten ilan edilmemiş bir iç savaş yaşayan halklar arasına Kürtlerin de müdahil edilmesi bu süreç içinde kehanet olarak görülmemelidir.Gidişat bu mevcut çatışma ortamına Kürtlerin de dahil edilebileceği noktasındadır.Bu artık ilan edilir bir savaş oldu.Zira ABD resmi olarak gidişatın iç savaş noktasında olduğunu kabul etmeye başlamıştır.

    Öte yandan Kuzey Kürdistan dada ABD nin bu yöndeki bir evrilmeyi hızlandırmaya çalıştığı da apaçık bir gerçektir.Ki zaten, gerek ABD nin ve gerekse Türkiye nin PKK koordinatörü atamaları ve paraleldeki süreçte kontrgerilla eylemlerinin provakatif olarak halkları birbirlerinin karşısına getirip kırdırma politikalarının başlaması ve hız kazanması hiç te tesadüfi değildir.Ortak bir iç savaş stratejisinin halkların doğrudan dahil olduğu bir politikanın adım adım yüyürlüğe konulduğunu görmekteyiz.Kirli savaşı bu anlamda ABD nin kendine bağımlı ülkelerde bir kalıcılaşma ve kendi varlığının üzerini örtme bakımından kullandığını onlarca örneğiyle bilmekteyiz.Kitlesel katliam provaları,linç gösterilerinin proveke edilmesi,cenazelerin artmasıyla birlikte kitlesel tepkilerin giderek açık biçimde sıradan insanlara yönelik halklar arası uçurumu ve savaşımı arttıracak boyuta sürüklenmesi vs vs. bu sürecin belirtileri olarak anılabilir.Ayrıca kontrgerilla etkinlik alanının ve pratik faaliyetlerinin de tamamen buna dönük organizasyon içinde olması bu durumu güçlendirmektedir.

    Yeri gelmişken Kontrgerilla gerçeğini açmakta yarar görüyoruz.Zira çoğu zaman gerek kavramın kendisi üzerinden ve gerekse eylemsel aktiviteleri ve sistem içindeki rolü noktasında yanlış değerlendirmeler yapılabiliyor.

    Kontrgerilla adı üzerinde gerillaya karşı yine gerilla taktikleriyle ve onun savaş biçimleriyle mücadele etmek için örgütlenmiş sistemin yer altı örgütüdür.Ama resmi bir kurumdur her ne kadar red edilse de..Kontrgerillanın mucidi ABD emperyalizmdir.Emperyalis 2. paylaşım savaşından galip çıkan abd;dünya ölçeğinde gelişen ve hareketlenen Doğu Avrupa ülkeleri başta olmak üzere başarı kazanan(ve de genellikle verilen gerilla mücadelesiyle başarı kazandılar)devrimci mücadelelerden çıkardığı en büyük sonuç ve ders idi;gerilla mücadelelerine karşı onun savaş taktikleriyle karşı koymak.Bu süreçte Uluslar arası emperyalizmin askeri örgütü olarak kurulan NATO bu iş için biçilmiş kaftan idi.Kendi devlet yapılanması içinde oturtuğu yapıyı tüm nato üyesi ülkelere de iharaç etti ABD.Tüm eğitimleri ABD kontrgerilla elemanlarınca yapıldı ve çoğu abd de eğitim gördüler ilk zamanlar da…Sahra talimatnamesi ve savaş sanatı konusunda tam bir uzman eğitimi alan asker-polis ve de siviller den oluşan çekirdek örgütlenmeler aynen bir devrimci bir illegal örgüt nasıl yapılanırsa öyle yapılanıyor ve birbirlerinden bağımsız olmak ama tek bir karargah merkezinden yönetilmek kaydıyla ve ana yönetim kademesi Ordudan olmak kaydıyla hareket eden bir yapılanmadır.

    Türkiye de ilk kurulduğunda ismi Seferberlik Tetkik Kurulu olan örgüt bir çok provakasyon eyleminin altına imzasını atmıştır.Binlerce örneği var ama 6-7 eylül olayları,12 mart süreci öncesi ve sonrası, 1 mayıs katliamı, 15-16 mart katliamı vs vs.60 lı yıllarda ismini değiştiren örgüt Özel Harp Dairesi olarak anılmaya başlandı.Ve şimdiler de ismi Özel Kuvvetler Komutanlığı olmuştur.

    Sosyalizmin dünya çapında kazandığı zaferin hemen ardından kurulan bu örgütlerin yasal dayanakları ve oluşum amaçları , ülke işgal edilirse cephe savaşının dışında yer altı kurtuluş hareketini örgütlemek ve yönetmek olarak tesbit edilmiş idi.Ama gelin görün ki,bu örgütler tam da sınıfsal ve ulusal kurtuluş hareketlerini boğmak ve yok etmek için kullanılmıştır.Türkiye tarihine bakmak bile başlı başına yeterlidir.Ya da ABD nin Nikaragua da Sandinist rejime karşı örgütlediği ve tamamen gerilla taktikleriyle mücadele verdiğini herkes bilmektedir.Bu yer altı örgüt kurulduğu yıllardan bu yana devrimci ,komünist ve ulusal kurtuluş hareketlerini yok etmek için yalan,provakasyon,dezonformasyon,kitlesel katliamlar,tek tek cinayetler,işkenceler,vs vs. sayabileceğimiz daha bir çok şeyi kendisine yöntem olarak benimasmiştir.Kontrgerilla örgütü ve sözümona mücadele biçimlerinde her şey mübahtır ve kural-yasaya göre çalışmazlar.Toplumun bulunmuş olduğu her alanda örgütlüdür.Mahallede,okulda,işyerlerinde,v vs..

    Kontrgerilla hakkında daha geniş bilgi TALAT TURHAN'IN KONTRGERİLLA CUMHURİYETİ adlı kitabında bulunabilir.Kontrgerillanın içinden gelmiş ve sonrasında ona isyan bayrağı çekip istifa etmiş biri olan Talat Turhan yine kontrgerillaca katledilmiş aydın bir askerdir.Tüm örgütlenmesi,tüm taktiksel savaş biçimleri konusunda bu kitapta net veriler bulunabilir.

    Kontrgerilla ülkemizde onlarca kez fiilen yakalanmıştır.Susurluk ve Şemdinli bizzat cisimleşmiş olmasına rağmen binlerce kontrgerilla eylemine tanıklık etmiş bu ülke insanı şimdi bir derin devletin ve ağababası ABD nin yeni bir oyunuyla ,yeni bir stratejisiyle karşı karşıyadır.

    Bu da Kürt sorunu üzerinden iç savaş ve halkları birbirine kırdırma operasyonudur.Bu ABD ve kontrgerilla operasyonu ve amacına karşı Halkların birlikte ve ortak bir biçimde karşı koyuşunun örülmesini sağlamak gibi bir hayati görevle karşı karşıyadır devrimci ve yurtsever hareketler.Bugüne kadar başaramadığı iç savaşı bu saatten sonra da başarmamalıdır.Zira ABD nin yeni Ortadoğu stratejisini dayandırdığı bu biçim her halükarda devrim,sosyalizm,barış,kardeşlik düşmanı olmakla kalmayıp;aynı zamanda devrimci-yurtsever hareketi toptan bitirmenin-yoketmenin de kaldıracı olarak işlev görecektir.

    Kürt sorunu bu anlamda sıcak gündem olarak çeşitli kontrgerilla eylemleri ve yaratılan havayla istenilen noktalara çekilmek istenecektir ve isteniyor da.Buna karşı devrimci-yurtsever uyanıklığı arttırmak ve adım adım bu yeni yönelimin deşifre edilerek ,devrimci ajitasyon ve propaganda ve giderek örgütlenme ile boşa çıkarmak gereklidir.Bu başarılabilir.Birlikte hareketin önemi daha bir öne çıkmıştır.Kürt ve türk ve de diğer halkların devrimcilerinin birarada ve ortak mücadele etmesi kesinkes başarılması gereklidir.Tüm ortadoğu devrimci mücadele alanına çevrilmeli ve ortadoğu devrim sürecinin bir parçası olarak ülke devrimi ele alınmalıdır.

KAHROLSUN KONTGERİLLA YAŞASIN ÖZGÜRLÜK YAŞASIN SOSYALİZM!!!

YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ VE BİRLİĞİ!!!

İÇ SAVAŞA KARŞI DEVRİMCİ SAVAŞ!!!!

     

Image 

KONTRGERİLLA İŞ BAŞINDA!KÜRT SORUNU SICAK GÜNDEM

Uzun süredir pratik faaliyetleriyle gündemde olmayan,son yıllarda çokta konuşulmayan Kontrgerilla son bir yıla yakındır süre içinde arka arkaya yaptığı eylemlerle yine gündemin birinci maddelerinden biri haline geldi.Kürdistan ağırlıklı olmak üzere yaptığı eylemlerle ve provakatif etkinlikleriyle günlük politikada yerini alan kontrgerilla sistem sürdüğü ve sınıfsal mücadele-ulusal mücadele varlığını sürdürdüğü sürece gündemde kalmaya devam edecektir.Zira sistemin her halükarda bu tarzda örgütlenmeler ve faaliyetlere ihtiyacı var ve olmaya da devam edecektir.

Kimi haberlere göre,son 3-4 haftadır,Diyarbakır da askeri bir eğitim kursu açılmış olup bu kursa subay,polis ve itirafçılardan oluşmuş yarı sivil kimseler alınmıştır.Bu haberlerin hemen arkasından Diyarbakır Bağlar daki kitlesel katliam geldi.Bu eylem göstermiştir ki,Kontrgerilla yeniden ve daha hızlı bir biçimde savaşı derinleştirmeye,kirletmeye ve yığınsallaştırmaya çalışacaktır.Bu durum aynı zamanda Uluslar arası gelişmelere uygun olarak süregidecektir.Önümüzdeki dönem önemli gelişmelere gebedir.ABD nin Uluslar arası planlarının parçaları adım adım yürürlüğe konulmaktadır.Görünen odur ki,ABD nin Ortadoğu planlarının en önemli ayağı herkesin bildiğinin tersine İsrail değil Türkiye olacaktır.İsrail bu aşamada üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmiş olarak kenarda tutulacak,Arap ulusunu bir potada tutmanın sübabı olmaya devam edecektir.Ama yeni aksiyonların baş aktörü Türkiye olacaktır.Lübnan a asker göndermeden tutalım da Afganistan a daha fazla birlik gönderilmesinin istenmesi ve daha aktif roller istenmesi ve de aşağıda açıklayacağımız nedenlerden dolayıdır ki,Türkiye tamda göbeğinde olacaktır bu yeni sürecin..ABD nin Irak,Suriye ve İran ile ilgili palanlarını ve adımlarını daha önceki makalelerimizde ele alımıştık.Dileyen daha önceki makalelerimizden Emperyalizm ve Anadolu,Emperyalist Boğazlama Savaşı ve Bölgesel Devrim ile Genel Gidişat Ve Görevlerimiz'e bakabilirler.Bu makalelerimizde de vurgulandığı gibi en önemli sacayaklarından biri kesinlikle Türkiye'dir.Kürt sorunu ve temsilcileri de bu anlamda olmak üzere kısaca da olsa ele alınmış idi.ABD' nin Ortadoğu Planlarının Kürt sorununu gündemine almadan ve onsuz bir politika yürüteceğini sanmak saflık olur.Bu açıdan ABD 'nin Kürt politikasının ana iki ekseni olduğunu söyleyip bunları açmaya çalışmak gereklidir.ABD Kürt poltikasını ve kartını her halükarda bu iki ana eksen ve olasılıklara göre biçimlendirilmiş gelişmelere endekslemiştir.Şimdi bunları açmaya çalışalım:

I.Tek tek ülkelerde Kürt hareketlerini kullanma politikası:

Güney Kürdistan'daki fiili ve giderek yasallaşan Kürt devletinin de etkisiyle;Kuzey,doğu ve güney batı Kürdistan'ı da içine alacak bir yeni oluşum ileyeni bir vurucu güç oluşturmak ve bunun önünü açmak.Böylece bir taşla Birkaç kuş vurmuş olacaktır ABD.Hem ortadoğu da çıban başı gördüğü İran-Suriyeyi zayıflatacak ve ciddi kozlarının bu ülkelerin toplumsal yapılarını da sarsacak şekilde oynayacaktır.Bu arada Kuzey Kürdistan'ında bu paydada önemli rol oynaması bekleniyor ki,tüm İran ve Suriye eylemlerinin içinde düşünülen türkiye açısından ABD önemli bir şantaj silahını her an kullanabilecek biçimde el altında ve hazır tutacaktır.

Ama burada tam da ciddi bir hesap hatası içindedir ABD.bu dolaylı saldırıların,Arap ve Fars(İranlı) halkarını daha bir bütünleşmeye doğru ,iteceği-ittiği ve nihayetinde başta Farslar olmak üzere toplumsal-geleneksel yapılarını daha da bir güçlendireceğini ABD hesaba katmak zorunda kalacaktır.(Ve gelişmeler göstermiştir ki, ABD bu durumun farkına varmıştır ve bundan sonraki adımlarını bu durumu hesaba katarak atacaktır.)Zira dünya ölçeğinde çok az ulsuta varolan bir geleneğe sahipler Farslar.Tarihleri boyunca hiç boyunduruk altına girmemiş bir halk olan Farslar,aynı zamanda ciddi bir devlet geleneğine ve de ayrıca ciddi bir ulusal bilince sahipler.Bundan kaynaklı olarak ister dolaylı ister dolaysız bir ABD saldırısı bundan önce karşılaştığı dirençlerden çok daha köklü,çok daha katı bir karşı koyuşla cevaplanabilir.ABD bu anlmada Vietnam'ı bile arayabilir.Öte yandan İran'a olası bir doğrudan saldırının diğer emperyalist merkezleri de dolaylı ya da doğrudan işin içerisine sokacağı yüksek olasılıktır.

Tüm bunları hesaplayan ABD nin Kürt kozunu kullanması bu açıdan daha akla yakın durmaktadır.Her bir parçada içsel dinamikleri hareketlendirmek ve bu içsel dinamiklerin mevcut ülkeyle savaşımında dolaylı taraf olmak,öte yandan zayıflatıp çökertmek Abd açısından daha az kayı ve yıpratıcılık demektir.Ama daha uzun vadeli bir iş olduğu da açıktır.Ama ABD nin yıllardır bu taktik anlayışa bağlı kalarak hareket ettiğini en azından Güney ve kuzey parçalarında görmekteyiz.Bunu diğer parçalara da yaymak gibi bir hedef güttüğünü, şu anda bunun altyapısıyla meşgul olduğunu düşünebiliriz.

    Zira bu durumu gören İran egemenleri gerek Türk egemen sınıflarına mesaj vermek ve gereksede olası Kürt kalkışmalarını(bir savaş ortamında çok daha yakıcı ve sonuç alıcı olacağı açık olan) engellemek adına Kandil'e saldırılar düzenledi.Uzun süren bu saldırıyla verilmek istenen mesaj,Türk egemenleriyle ancak ortak bir şekilde hareket edildiğinde ancak bu ortak sorunun ortadan kaldırılabileceği ve öte yandan Kürt hareketlerinin ve de özellikle PKK'nin Irak-Suriye ve Türkiye de olduğu gibi rahat hareket edemeyeceği bugüne kadar yaratılan ortamın artık yaratılamayacağı,bu anlamda Türkiye nin de atacağı adımlara bağlı olarak PKK ye karşı tavır alınacağıdır.Ama görünen odur ki ve normaldir ki,bağımsız olmayan ve özgür hareket edemeyen türk egemen sınıfları bu mesajın karşılığını veremediler.ABD politikasına bağımlılık bu pratik durumda da kendini gösterdi.

    Her bir parçada uzun vadeli olarak Kürt sorununu gerek Ortadoğu egemenleri ve gerekse de halkları açısından kullanan ABD emperyalizmi,bu durumu derinleştirecektir.Her bir parçada kendi politik hedefleri uğruna Kürt hareketlerini kullanmaya devam edecektir.Bunun başını kuşkusuz ki,Güney kürdistan hareketleri çekmektedir.

    Türk egemenleri derin devleti ve ordusu savaşı tırmandırmakla aslında bu meselede öteden beri uygulayageldiğinin esasen yeni politik konumlanışının da nedeni olduğunu gösterdi.ağustos sonundan başlayarak tırmandırılan savaş ve operasyonlar,ciddi kontrgerilla eylemleriyle provakatif bir kimlik kazanmaya doğru evrileceğinin işaretlerini verdi.İşte tam da burada devreye abd nin ikinci planı girmektedir.

    II.Tek tek ülkelerde iç savaşı dayatma:

    Son 20 günlük gelişmelere bakılırsa iç savaş politikasının hemen hemen devreye sokulmaya başlandığını görmek olanaklıdır.Güney Kürdistan da fiili-meşru durumun giderek yasallığa dönüştürülmeye çalışıldığı ve bunu da bizzat ABD nin dayattığı açıktır.Kürt bayrağının artık kullanılacağını ve bağımsızlık söylemlerinin açık açık dillendirilmesinin güney Kürt hareketlerinin kendi başlarına ortaya koydukları bir yönelim olduğunu düşünmek elbette ki safdillik olacaktır.Bu durumun Irak ın diğer halkları tarafından hoş karşılanmadığını ve zaten ilan edilmemiş bir iç savaş yaşayan halklar arasına Kürtlerin de müdahil edilmesi bu süreç içinde kehanet olarak görülmemelidir.Gidişat bu mevcut çatışma ortamına Kürtlerin de dahil edilebileceği noktasındadır.Bu artık ilan edilir bir savaş oldu.Zira ABD resmi olarak gidişatın iç savaş noktasında olduğunu kabul etmeye başlamıştır.

    Öte yandan Kuzey Kürdistan dada ABD nin bu yöndeki bir evrilmeyi hızlandırmaya çalıştığı da apaçık bir gerçektir.Ki zaten, gerek ABD nin ve gerekse Türkiye nin PKK koordinatörü atamaları ve paraleldeki süreçte kontrgerilla eylemlerinin provakatif olarak halkları birbirlerinin karşısına getirip kırdırma politikalarının başlaması ve hız kazanması hiç te tesadüfi değildir.Ortak bir iç savaş stratejisinin halkların doğrudan dahil olduğu bir politikanın adım adım yüyürlüğe konulduğunu görmekteyiz.Kirli savaşı bu anlamda ABD nin kendine bağımlı ülkelerde bir kalıcılaşma ve kendi varlığının üzerini örtme bakımından kullandığını onlarca örneğiyle bilmekteyiz.Kitlesel katliam provaları,linç gösterilerinin proveke edilmesi,cenazelerin artmasıyla birlikte kitlesel tepkilerin giderek açık biçimde sıradan insanlara yönelik halklar arası uçurumu ve savaşımı arttıracak boyuta sürüklenmesi vs vs. bu sürecin belirtileri olarak anılabilir.Ayrıca kontrgerilla etkinlik alanının ve pratik faaliyetlerinin de tamamen buna dönük organizasyon içinde olması bu durumu güçlendirmektedir.

    Yeri gelmişken Kontrgerilla gerçeğini açmakta yarar görüyoruz.Zira çoğu zaman gerek kavramın kendisi üzerinden ve gerekse eylemsel aktiviteleri ve sistem içindeki rolü noktasında yanlış değerlendirmeler yapılabiliyor.

    Kontrgerilla adı üzerinde gerillaya karşı yine gerilla taktikleriyle ve onun savaş biçimleriyle mücadele etmek için örgütlenmiş sistemin yer altı örgütüdür.Ama resmi bir kurumdur her ne kadar red edilse de..Kontrgerillanın mucidi ABD emperyalizmdir.Emperyalis 2. paylaşım savaşından galip çıkan abd;dünya ölçeğinde gelişen ve hareketlenen Doğu Avrupa ülkeleri başta olmak üzere başarı kazanan(ve de genellikle verilen gerilla mücadelesiyle başarı kazandılar)devrimci mücadelelerden çıkardığı en büyük sonuç ve ders idi;gerilla mücadelelerine karşı onun savaş taktikleriyle karşı koymak.Bu süreçte Uluslar arası emperyalizmin askeri örgütü olarak kurulan NATO bu iş için biçilmiş kaftan idi.Kendi devlet yapılanması içinde oturtuğu yapıyı tüm nato üyesi ülkelere de iharaç etti ABD.Tüm eğitimleri ABD kontrgerilla elemanlarınca yapıldı ve çoğu abd de eğitim gördüler ilk zamanlar da…Sahra talimatnamesi ve savaş sanatı konusunda tam bir uzman eğitimi alan asker-polis ve de siviller den oluşan çekirdek örgütlenmeler aynen bir devrimci bir illegal örgüt nasıl yapılanırsa öyle yapılanıyor ve birbirlerinden bağımsız olmak ama tek bir karargah merkezinden yönetilmek kaydıyla ve ana yönetim kademesi Ordudan olmak kaydıyla hareket eden bir yapılanmadır.

    Türkiye de ilk kurulduğunda ismi Seferberlik Tetkik Kurulu olan örgüt bir çok provakasyon eyleminin altına imzasını atmıştır.Binlerce örneği var ama 6-7 eylül olayları,12 mart süreci öncesi ve sonrası, 1 mayıs katliamı, 15-16 mart katliamı vs vs.60 lı yıllarda ismini değiştiren örgüt Özel Harp Dairesi olarak anılmaya başlandı.Ve şimdiler de ismi Özel Kuvvetler Komutanlığı olmuştur.

    Sosyalizmin dünya çapında kazandığı zaferin hemen ardından kurulan bu örgütlerin yasal dayanakları ve oluşum amaçları , ülke işgal edilirse cephe savaşının dışında yer altı kurtuluş hareketini örgütlemek ve yönetmek olarak tesbit edilmiş idi.Ama gelin görün ki,bu örgütler tam da sınıfsal ve ulusal kurtuluş hareketlerini boğmak ve yok etmek için kullanılmıştır.Türkiye tarihine bakmak bile başlı başına yeterlidir.Ya da ABD nin Nikaragua da Sandinist rejime karşı örgütlediği ve tamamen gerilla taktikleriyle mücadele verdiğini herkes bilmektedir.Bu yer altı örgüt kurulduğu yıllardan bu yana devrimci ,komünist ve ulusal kurtuluş hareketlerini yok etmek için yalan,provakasyon,dezonformasyon,kitlesel katliamlar,tek tek cinayetler,işkenceler,vs vs. sayabileceğimiz daha bir çok şeyi kendisine yöntem olarak benimasmiştir.Kontrgerilla örgütü ve sözümona mücadele biçimlerinde her şey mübahtır ve kural-yasaya göre çalışmazlar.Toplumun bulunmuş olduğu her alanda örgütlüdür.Mahallede,okulda,işyerlerinde,v vs..

    Kontrgerilla hakkında daha geniş bilgi TALAT TURHAN'IN KONTRGERİLLA CUMHURİYETİ adlı kitabında bulunabilir.Kontrgerillanın içinden gelmiş ve sonrasında ona isyan bayrağı çekip istifa etmiş biri olan Talat Turhan yine kontrgerillaca katledilmiş aydın bir askerdir.Tüm örgütlenmesi,tüm taktiksel savaş biçimleri konusunda bu kitapta net veriler bulunabilir.

    Kontrgerilla ülkemizde onlarca kez fiilen yakalanmıştır.Susurluk ve Şemdinli bizzat cisimleşmiş olmasına rağmen binlerce kontrgerilla eylemine tanıklık etmiş bu ülke insanı şimdi bir derin devletin ve ağababası ABD nin yeni bir oyunuyla ,yeni bir stratejisiyle karşı karşıyadır.

    Bu da Kürt sorunu üzerinden iç savaş ve halkları birbirine kırdırma operasyonudur.Bu ABD ve kontrgerilla operasyonu ve amacına karşı Halkların birlikte ve ortak bir biçimde karşı koyuşunun örülmesini sağlamak gibi bir hayati görevle karşı karşıyadır devrimci ve yurtsever hareketler.Bugüne kadar başaramadığı iç savaşı bu saatten sonra da başarmamalıdır.Zira ABD nin yeni Ortadoğu stratejisini dayandırdığı bu biçim her halükarda devrim,sosyalizm,barış,kardeşlik düşmanı olmakla kalmayıp;aynı zamanda devrimci-yurtsever hareketi toptan bitirmenin-yoketmenin de kaldıracı olarak işlev görecektir.

    Kürt sorunu bu anlamda sıcak gündem olarak çeşitli kontrgerilla eylemleri ve yaratılan havayla istenilen noktalara çekilmek istenecektir ve isteniyor da.Buna karşı devrimci-yurtsever uyanıklığı arttırmak ve adım adım bu yeni yönelimin deşifre edilerek ,devrimci ajitasyon ve propaganda ve giderek örgütlenme ile boşa çıkarmak gereklidir.Bu başarılabilir.Birlikte hareketin önemi daha bir öne çıkmıştır.Kürt ve türk ve de diğer halkların devrimcilerinin birarada ve ortak mücadele etmesi kesinkes başarılması gereklidir.Tüm ortadoğu devrimci mücadele alanına çevrilmeli ve ortadoğu devrim sürecinin bir parçası olarak ülke devrimi ele alınmalıdır.

KAHROLSUN KONTGERİLLA YAŞASIN ÖZGÜRLÜK YAŞASIN SOSYALİZM!!!

YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ VE BİRLİĞİ!!!

İÇ SAVAŞA KARŞI DEVRİMCİ SAVAŞ!!!!

     

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter