0 0
Read Time:7 Minute, 56 Second

Küresel Eylem Grubu, "Başka bir enerji mümkün" yazılı pankart ve sloganlarla Kadıköy İskele meydanın  da "Kyoto'yu imzala" yürüyüşünü gerçekleştirdi
KAMPANYAYI BAŞLATAN BASIN AÇIKLAMASI – 16 Şubat 2007
Küresel ısınma dünyanın geleceğini tehdit ediyor.
Türkiye Kyoto'yu İmzala, imza kampanyası başlıyor!

 Böyle giderse küresel ısınmadan kaynaklanan susuzluk, kuraklık, açlık, seller, kasırgalar, deniz seviyelerinin yükselmesi, iklim göçleri, hastalıkların yayılması ve daha birçok felaketle çocuklarımızın ve diğer canlıların üzerinde yaşayacağı bir gezegen kalmayacak. Bizler de önümüzdeki yılları, küresel ısınmanın bugünden görülen belirtilerini çok daha ağır yaşayarak zorluk içinde geçireceğiz.

Dünya bugün hemen sera gazı salımlarına dur demezse, 10 yıl sonra geri dönmek için çok geç olacağını önde gelen bilim insanları ısrarla vurguluyor.

Fosil yakıtların, yani petrol, kömür ve doğalgaz kullanımının bu hızda sürmesinin küresel ısınmanın en önemli sorumlusu olduğunu da herkes biliyor. Oysa dünya hükümetleri hala ciddi bir önlem almıyor.

Bizler, küresel ısınmayı durdurmak için herkesi; kendisinin, çocuklarının, dünyanın ve ülkesinin geleceğini düşünen herkesi elinden gelen herşeyi yapmak için duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Kyoto Protokolü 1997 yılında imzalandı ve bundan tam 2 yıl önce, 16 Şubat 2005'de yürürlüğe girdi. Kyoto Protokolü, yükümlülük altına giren ülkelerin sera gazı salımlarını azaltmasını öngören uluslararası bağlayıcı bir antlaşma. Kyoto'nun öngördüğü hedefler çok kısıtlı ve yetersiz. Dünya ülkeleri küresel ısınmayı durdurmak için Kyoto Protokolü'nü kat kat aşan indirimler yapmak, önlemler almak zorunda.

Ancak Kyoto yine de küresel ısınmayı durdrumak için atılacak bir ilk adım. Ne var ki, bugün en fazla sera gazı üreten ülke olan ABD Kyoto Protokolünü imzalamaktan ve yükümlülük altına girmekten kaçıyor. Dünyanın geleceğini ipotek altına alıyor.

Türkiye, ileri derecede endüstrileşmiş ABD ve Batı Avrupa ülkeleri kadar çok sera gazı üretmiyor. Ancak Türkiye'de endüstrileşmekte olan ve petrol, kömür ve doğalgaza olan bağımlılığını hızla arttırmakta olan bir ülke.

Bu yüzden dünyada sera gazı salımlarını en hızlı arttıran ülke Türkiye. 1990-2004 yılları arasında sera gazı salımlarını 170 milyon tondan 357 milyon tona çıkaran, yani %110 artış gösteren Türkiye bir rekor kırdı.

Ancak bu övünülecek bir rekor değil. Türkiye'nin ne kadar yanlış enerji, sanayi, ulaşım ve tarım politikalarına sahip olduğunu gösteriyor. Türkiye bu rekorla dünyanın tüm sera gazı salımlarının %1,3'ünü yaparak, küresel ısınmaya en çok neden olan ülkeler sıralamasında 13. sıraya yükseldi.

Ne yazık ki Türkiye küresel ısınmadaki bu artan payına rağmen sera gazı salımlarına herhangi bir indirim hedefi koymayı ve Kyoto Protokolü'nü imzalamayı reddediyor. Türkiye Kyoto Protokolü'nü imzalaması gerekip de imzalamayan az sayıda ülke arasında ABD ve Avustralya ile birlikte durmaya devam ediyor.

Hükümet Kyoto ile ilgili çelişkili açıklamalar yaparken, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe açıkça Türkiye'nin Kyoto'yu imzalamayacağını söylüyor.

Hükümet Kyoto'yu imzlamama gerekçesi olarak Türkiye'nin kalkınmasını ortaya sürüyor. Bu, Türkiye'nin kirletme ve dünyayı yoketme hakkını savunmaktır. Yokolan bir dünyada, geleceği olmayan bir kalkınma için mücadele verilemez.

Bizler Türkiye'nin bir an önce Kyoto Protokolü'nü imzalamasını istiyoruz.

Böylece Türkiye küresel ısınmayı inkar politikasını terketmiş olacaktır.

Böylece Türkiye küresel ısınmada Türkiye'nin payını inkar etme politikasını terketmiş olacaktır.

Böylece Türkiye önüne gerçekçi bir sera gazı salımı ündirim hedefi koymak zorunda kalacaktır.

Böylece Türkiye yanlış ve kirletici enerji, sanayi, ulaşım ve tarım politikalarını terk etmek, temiz enerjiye, toplu ulaşıma, ekolojik tarıma yönelmek zorunda kalacaktır.

Böylece Türkiye belki de ilk kez dünyanın geleceğinde kendisinin de sorumluluk sahibi olduğunu hatırlamış olacaktır.

Böylece Türkiye küresel ısınmayı çözme sorumluluğunun düdüklü tencere kullanmasını önerdiği Ayşe Teyze'de değil, politikaları uygulayan hükümette, yasaları yapan Meclis'te olduğunu kabul etmiş olacaktır.

Bu imza kampanyasıyla bir kez daha duyuruyoruz:

Türkiye en kısa zamanda Kyoto Protokolü'nü imzalamalıdır.

16.02.2007

Dr. Ümit Şahin

Yeşiller İklim Değişikliği Sözcüsü

         

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na,

Biz aşağıda imzası olanlar,

Türkiye'nin iklim değişikliğine neden olan gazları hızla artan oranda üreten bir ülke olarak,

dünya üzerindeki yaşamı tehdit eden küresel ısınmayı durdurmak için üzerine düşenleri yapmasını,

ilk adım olarak da sera gazlarında indirim hedeflerini belirlemek için gerekli çalışmaları yaparak,

Kyoto Protokolü'nü en kısa zamanda imzalamasını istiyoruz.

"İmza kampanyamız sona ermiştir.

Toplanan 168.498 imza TBMM Başkanlığı'na

26 Nisan 2007 günü teslim edilmiştir.

İlginiz ve desteğiniz için teşekkür ederiz".

16.02.2007 de başlatılan "kyotoyu imzala" kampanyası

26 nisan 2007 günü TBMM ye teslim edilmiştir. Kampanya'yı;

Küresel Eylem Grubu bileşenlerine üye bir grup çevreci, Haydarpaşa Numune Hastanesi'nden Kadıköy İskele Meydanı'na kadar yürüdü ve nükleer santral yapımının durdurulması ve küresel ısınmaya karşı Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nü imzalamasını istedi.

Aralarında Greenpeace, Yeşiller, 78'liler Girişimi, Anti-Kapitalist, Fındıklı Derelerini Koruma Platformu gibi 70'e yakın sivil toplum örgütünün oluşturduğu Küresel Eylem Grubu, "Başka bir enerji mümkün" yazılı pankart ve sloganlarla Kadıköy İskele Meydanı'na yürüdü. Yürüyüşte "Yeter güneş rüzgâr bize", "Hepimiz ayıyız, hepimiz kaplumbağayız", "Kyoto'yu imzala", "Munzur özgür akacak" sloganları atıldı. Yöresel oyunların sergilendi, tulum, davul, zurna çalındı. Fındıklı Derelerini Koruma Derneği dağcılık ekipleri ise, bir binaya "Derelerimize ve geleceğimize sahip çıkıyoruz" yazılı pankart astı.

 Küresel Eylem Grubu adına açılış konuşmasını yapan Ümit Şahin, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nü imzalaması için Meclis'e 170 bin imza gönderdiklerini belirterek, Türkiye'nin zaman kaybetmeden bu anlaşmaya imza atmasını istedi. Basın açıklamasını okuyan Görkem Yeldan da, insanların yaşama şeklinin var olmasını sağlayan enerji kaynaklarının çevreyi yok ettiği bir dönemde olduklarını söyledi. "Bilimadamları enerji tüketiminde kısıntıya gitmemiz gerektiğini söylüyor. Dünyanın bildiğimiz haliyle var olmaya devam etmesi buna bağlı" diyen Yeldan, hemen harekete geçilmesi çağrısında bulundu.

Çernobil'de 500 bin insanın öldüğünü, bu felaketin bir benzerinin Sinop'ta yapılacak nükleer santralle meydana gelebileceğini ifade eden Yeldan, "Yüzlerce imzanın gücünü arkamıza alarak, AKP hükümetine Kyoto Anlaşması'nı hemen imzalaması çağrısında bulunuyoruz. Küresel bir yıkımın yaşanmaması için alternatif enerjiye dayalı bir enerji sisteminin ilk adımının atılmasını talep ediyoruz" dedi.

Kahramanmaraş'ta bulunan Pazarcık ve Narlı ilçeleri, Karadeniz'deki Fındıklı, Sinop ve Tunceli'den gelen kampanya temsilcilerinin de konuştuğu miting, Grup Marsis ve Zeynep Casalini'nin söylediği parçalarla sona erdi.

                                                         Sosyalist-Soresger

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter