15 Mayıs, vicdani redcilerin günü
24-06-2003
dwelle.de–Nils Casjens
Hemen hemen her ülkede 18 yaşına geldiğinde bütün erkekler, hatta bazı ülkelerde kadınları da kaçınılmaz bir görev bekler: Askerlik. Vatan görevlerini yapmaları için devletler, vatandaşlarını silah altına çağırır.
Ancak herkes, silah başındaki bu görevi vicdanı ile bağdaştıramıyor ve ülkelerindeki fırsatlar elverdiğince bu görevi yapmayı reddediyor. Uluslararası Vicdani Redciler Birliği, işte bu kişilerin haklarının korunmasına çalışıyor. Bugün 15 Mayıs ve Uluslararası Vicdani Redciler Günü…
Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve BM'ye göre ‘vicdani red' bir insan hakkı. Ancak birçok ülke hala bu hakkı vatandaşlarına tanımaya yanaşmıyor. Uluslararası Vicdani Redciler Günü'nün Almanya ayağını koordine eden Rudi Friedrich, "vicdani red"in hala birçok ülkede mümkün olmadığını, bu seçimi yapan kişiler hakkında soruşturma açılabildiğini söylüyor.
"Hatta bu kişiler işkenceye tabi tutulabiliyor. Bu cezalar idama kadar gidiyor" diyen Friedrich, Batı Avrupa'da ise bu hakkın genelde geçerli gibi görünse de İspanya, Avusturya ve Norveç'te özellikle askerler için vicdani reddin mümkün olmadığını, ellerine silah almayı reddedenlerin cezaya çarptırıldığını anlatıyor.
AB'de en sorunlu ülke Yunanistan
Avrupa Birliği içinde vicdani redciler için en sorunlu ülke, Yunanistan. Silah altına alınmak yerine sosyal hizmet vermeyi tercih edenler, 18 ay daha uzun görev yapıyor. Askere gitmeyi kabul eden, ancak eline silah almak istemeyenlerin görev süresi ise normalden 12 ay daha uzun. Bu, BM'nin koyduğu standartları çiğniyor, ancak birçok ülke bu standartlara uymamaya devam ediyor.
İsrail'de cezalar ağırlaştırılıyor
İsrail'de ise Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde ya da genel olarak orduda görev yapmak istemeyenler hapise atılıyor. Bugüne kadar bin 500 erkeğin bu görevi üstlenmeyi reddetmesine rağmen, hükümetin koyduğu cezalar bu yıl daha da ağırlaştırıldı. Vicdani redciler önce altı aya kadar hapis cezasına çarptırılıyor, askeri mahkemede görülen davadan sonra buna ek olarak üç yıla kadar daha hapis cezası gelebiliyor. Daha sonra sözkonusu kişinin yeniden askere çağrılmayacağı da garanti değil.
Almanya'da dilekçe vermek yeterli
Almanya'daki vicdani redcilerin işi nispeten daha kolay. Vicdani redcilerin haklarının korunması için oluşturulan merkezden Peter Tobiassen, bu noktaya gelinmesinin yıllar aldığını belirtiyor ve bugün için olumlu bir tablo çiziyor:
"Almanya'da silah altına alınmayı reddedenlerin işi kolay. Yapılacak tek şey bir dilekçe vermek. Sadece dilekçede ciddi çelişkiler varsa, daha yakından inceleniyor. Onun dışında askerlik yapmak yerine sosyal hizmet yapmak isteyen herkesin dilekçesi kabul ediliyor."
"Askerlik zorunlu olmasın"
Askere gitmenin zorunlu olmadığı ülkelerde, kimsenin silah altına alınmayı reddetmek gibi bir sorunu da yok. Bu nedenle Peter Tobiassen'in gözüne kestirdiği bir hedef bulunuyor:
"Biz askerliğin zorunlu olmaktan çıkmasından yanayız. Bütün sorunların temelinde devletin, kendinde insanları zorla silah altına alma hakkı görmesi yatıyor. Eğer Savunma Bakanı'nı bir gönüllüler ordusu oluşturmaya ikna edebilirsek, vicdani redcilerin haklarını koruyan bir kurum olarak işlevimizi yerine getirmiş olacağız."
15.05.2003
Yunanistan'da 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü
14-05-2007
"Yunanistan'dan ana talep, vicdani retçilerin insan haklarına artık saygı duyması ve alternatif sivil hizmet şartlarının Avrupa ve Uluslararası (Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, AGİT, BM) standartlarına Yunan kurumların tavsiyeleriyle (Ombudsman, İnsan Hakları Ulusal Komisyonu) uygun hale getirilmesidir"
"15 Mayıs Uluslararası vicdani retçiler günü çerçevesinde Uluslararası Af Örgütü Yunanistan Bölümü ve Yunanistan Vicdani Red Derneği "VİCDANİ RED: İNSAN HAKKI MI CANLI HEDEF Mİ; Yunanistan ve Balkanlar'dan Avrupa'ya ve Tüm Dünyaya" isimli, Yunan ve yabancı konuşmacıların katılacağı, çeşitli ülkelerdeki vicdani retçiler hakkında belgesellerin gösterileceği bir etkinlik düzenliyorlar"
14 MAYIS PAZARTESİ GÜNÜNDEKİ ETKİNLİĞE DAVET
VİCDANİ RED: İNSAN HAKKI MI CANLI HEDEF Mİ?
YUNANİSTAN VE BALKANLAR'DAN AVRUPA'YA VE TÜM DÜNYAYA
15 Mayıs Uluslararası vicdani retçiler günü çerçevesinde Uluslararası Af Örgütü Yunanistan Bölümü ve Yunanistan Vicdani Red Derneği "VİCDANİ RED: İNSAN HAKKI MI CANLI HEDEF Mİ; Yunanistan ve Balkanlar'dan Avrupa'ya ve Tüm Dünyaya" isimli, Yunan ve yabancı konuşmacıların katılacağı, çeşitli ülkelerdeki vicdani retçiler hakkında belgesellerin gösterileceği bir etkinlik düzenliyorlar.
Yunanistan'dan ana talep, vicdani retçilerin insan haklarına artık saygı duyması ve alternatif sivil hizmet şartlarının Avrupa ve Uluslararası (Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, AGİT, BM) standartlarına Yunan kurumların tavsiyeleriyle (Ombudsman, İnsan Hakları Ulusal Komisyonu) uygun hale getirilmesidir.
Tarih: Pazartesi 10 Mayıs 2007, saat 17:30-21:00
17:30-20:00 açılış, konuşmalar ve forum
20:00-21:00 belgesel, «Öldürmeyi Red » (Refusing to Kill)- Payday
Mekan: Atina Barolar Birliği, 60 Akadimias Caddesi, 1. kat, Atina
Açılış: Dimitris Paksinos, Atina Barosu Başkanı
Moderatör: Yiannis Panusis, Atina Üniversitesi Öğretim Üyesi
Konuşmacılar:
Simos Buras, Uluslararası Af Örgütü Yunanistan Bölümü Başkanı
Kostas Triandafillos, Yunanistan Gençliği Belediyeler ve Valilikler Konseyi Genel Birliği Başkanı
Yorgos Stasinos, Ulusal Gençlik Konseyi (UGK) Başkanı
Mihalis Marangakis, vicdani red konusunda ilk Yunan düşünür ve Yunanistan Vicdani Red Derneği temsilcisi
Petar Milicevic (Sırbistan), Avrupa Vicdani Retçiler Bürosu Balkan Bölümü Başkanı (EBCO Balkanlar)
Michael Kalmanovitz (İngiltere), Birleşik Krallık, ABD ve Filipinlerde grupları bulunan Payday'in temsilcisi
KONUŞMALAR
Simos Buras, Uluslararası Af Örgütü Yunanistan Bölümü Başkanı, vicdani reddin insan hakları boyutunu, ifade, vicdan ve din özgürlüğü açısından meşruluğunu tartışacak. Uluslararası örgütlerin vicdani red hakkının önünü açan kararlarına ve vicdani retçilerin fiilen askerlik yapmak yerine hükümetlerden yasal, askeri boyutu olmayan, sosyal hizmet görevi talep etme haklarına ve önerilerine değinecek. Konuşmacı ayrıca, Yunanistan'da vicdani reddin tarihinden kısaca bahsedecek ve bugüne gelerek askerlik karşılığı verilen sosyal hizmetlerin sorunlarına değinecek: ceza süresi (12 ay askerlik yerine 23 ay hizmet), hakkın kısıtlı tanınması (sadece askerlik öncesi), Milli Savunma Bakanlığı'na bağlılık, bilgilendirilme eksikliği ve -özellikle de son yıllarda- ideolojik vicdani red taleplerinin yüksek geri çevrilme oranı gibi…
Kostas Triandafillos, Yunanistan Gençliği Belediyeler ve Valilikler Konseyi Genel Birliği Başkanı, 2006 Genel Kurulunda Uluslararası Af Örgütü önerilerini kabul ederek hükümete vicdani retçilere karşı yapılan ayrımcılıklara karşı bütün seçenekleri sunacağını belirten Birliğin seçmeli hizmetlerdeki rolünü tartışacak.
Yorgos Stasinos, Ulusal Gençlik Konseyi (UGK) Başkanı, seçmeli sosyal hizmetler hakkında ve Vicdani Retçiler Derneği'nin de katıldığı "Herkes Farklı-Herkes Eşit" kampanyası konusunda UGK'nin görüşlerini belirtecek. Bu kampanya Avrupa Konseyi'nin öncülüğünde, Avrupa'nın 41 ülkesinde gerçekleştirilen, insan haklarına ve farklılıklara duyarlılığı arttırmaya yönelik bir kampanyadır.
Mihalis Marangakis, vicdani red konusunda ilk Yunan düşünür ve Vicdani Retçiler Derneği temsilcisi, 20 yıl önce başlayan ve Barış ve Dostluk Stadyumu'nda askerlik hizmetini reddederek başlattığı kendi vicdani red serüveninden bahsedecek, bununla beraber gelen kendi hapis dönemi, Tanasis Makris'in vicdani red ve hapis sürecini, birlikte yaptıkları açlık grevlerini ve Yunan hükümetini zor duruma düşüren uluslararası dayanışma hareketini anlatacak. Konuşmacı bizlere dönemin gelişmelerini, ayrıca sosyal hizmet seçeneklerinin kurumsallaştırma sürecini hatırlatacak ve günümüze gelerek sosyal hizmetlerin geliştirilmesi, vicdani red cezasının kalkması ve zorunlu askerlikten vazgeçilmesi konularında Vicdani Retçiler Derneği'nin taleplerinden bahsedecek.
Petar Milicevic (Sırbistan), Avrupa Vicdani Retçiler Bürosu Balkan Bölümü Başkanı EBCO'nun Yunanistan hakkındaki görüşlerinden ve eylemlerinden bahsedip Güneydoğu Avrupa ülkelerindeki durum hakkında bilgi verecek. Zorunlu askerlik hizmetini birbiri ardından yürürlükten kaldıran Eski Yugoslavya Ülkeleri ve çoktan yürürlükten kaldıran Bulgaristan ve Romanya'nın yanısıra vicdani red hareketinin canlı ve uluslararası desteğin olduğu -yakın zamanda İstanbul'da yapılmış olan uluslararası vicdani red asmpozyumunun atmosferini de aktararak- Türkiye hakkında konuşacaktır.
Michael Kalmanovitz (İngiltere), Payday temsilcisi, Küresel Kadın Grevi (Global Women's Strike) ile birlikte çalışmalar götüren, Birleşik Krallık, ABD ve Filipinlerde grupları bulunan Payday'in temsilcisi, dünyanın dört bir yanına ulaşan ağlarının eylemlerinden ve bunların dünyanın çeşitli yerlerindeki vicdani retçilerle olan iletişiminden bahsedecek. Konuşmasında, artık yüksek rütbeli askerlerin de Irak'ta savaşmayı reddederek vicdani retçi olarak tanınmak istedikleri Birleşik Krallık ve ABD'ye yoğunlaşacak, bunun yanısıra kadın ya da erkek, zorunlu asker ya da profesyonel asker olan kişilerin genel olarak İsrail ordusunda ya da özel olarak işgal edilmiş Filistin topraklarında hizmet vermeyi reddedip vicdani redlerini açıkladıkları İsrail'e de özel bir vurguda bulunacaktır. Konuşmasının bitiminde "Öldürmeyi Red" isimli belgesellerini sunacaktır.
Belgesel «ÖLDÜRMEYİ RED»
Cinayetlere, tecavüzlere, işkencelere karşı dünyanın her yerinden vicdani red sesleri yükseliyor
Askerlerin yalnızca %2'si öldürmek için ateş eder.
Böylece ordu geri kalan %98'in beynini yıkamak zorunda kalır.
Her yerde insanlar yoksulluk veya açlık yüzünden askere giderler.
Öldürmeyi reddedenler cezalandırılır, hapsedilir, bazen de öldürülür.
Tüm bunlara rağmen genelde kadınlardan oluşan
sevdiklerinin öncülüğünde artan bir vicdani red hareketi var.
Vicdani retçiler ve aileleri, destekçiler ve dünyanın her yerinden savaş karşıtı diğer aktivistler,
2. Dünya Savaşı'ndan, Afrika'daki savaşlardan, Vietnam'dan, Filistin'den, ve iki Körfez savaşından…
CİNAYETLERE DEĞİL, SOSYAL HİZMETE YATIRIM YAPIN!
James Fairweather, 1946'da Almanya'ya gönderilen Jamaikalı 2. Dünya Savaşı emektarı, "Savaşın yarattığı tahribatı gördüm ve asıl kurbanların kadınlar ve çocuklar olduğunu anladım. Düşmanla ilişki kurduğumuzu anlasalar bizi hapse atarlardı, buna rağmen onlara yiyecek verdik."
Stephen Funk, Amerikalı eşcinsel deniz piyadesi, Irak'ta savaşmayı reddettiği için 6 ay hapisle cezalandırıldı "Eşcinsellerin orduya alınmalarına karşıyım, çünkü kişisel olarak askerliğe karşıyım"
Shimri Tzameret, İsrailli vicdani retçi, iki yıl hapse mahkum olduktan sonra askere gitmeme hakkını kazandı "Senelerdir askerlik yapmayacağımı biliyordum. Hem de kaldırımda oturan bir evsizi tekmelemeyeceğimi, bir kadına tecavüz etmeyeceğimi ve çocuk sahibi olursam onu asla terk etmeyeceğimi bildiğim kadar iyi biliyordum."
Harriet, kadın göçmen, Uganda ordusu kaçağı, "Çocuklarıma bakma olanağı bulabilirim diye askere gittim… ama orada korku, cinsel taciz, tecavüz ve işkence vardı."
Rev. Dorothy Mackey, eski kadın asker, Askeri Personelin Kötü Muamelesine Karşı Savaşanlar Derneği'nden, "Amerikan ordusundaki ilk 5 yılımda 3 kere tecavüze uğradım, 2'si askeri jinekologlardandı"
Alex Izett, Körfez Savaşı Sendromunu atlatanlardan, "Birleşik Krallık'ta genel bir incelemenin yapılması ve emektarların kendi ülkeleri tarafından zehirlendiklerinin kabul edilmesi için 40 günlük açlık grevine başladım"
Camilo Mejia, Amerikalı Çavuş, Irak'a dönmeyi reddettiği için 9 ay hapisle cezalandırıldı, "Yanlışlıkla bir çocuğu öldürmektense asker kaçağı olarak hapse girmeyi tercih ederim. Hapis bir gün biter ama bir çocuğun ölümünü asla atlatamazsın"