0 0
Read Time:5 Minute, 11 Second

Türkiye Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, güçlü ifadeler sarf etti. Şubat ayında Washington'a yaptığı ziyaret esnasında Büyükanıt, Türkiye'nin kuruluşundan itibaren en büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğunu açıklamıştı. Büyükanıt emin bir şekilde, Türkler için Kuzey Irak'taki durumun çok tehlikeli olduğunun altını çizdi.

Kürdler, ilk Körfez Savaşı'ndan sonra bu bölgede büyük oranda otonom bir bölge yönetimini uygulamaya girişti. Kürdler, daha önce hiçbir zaman hayallerine bu denli yaklaşmadıkları bir bölgede, kendi devletlerini kurmak üzereler, hem de petrolün olduğu bir bölgede.

Kürt Hayaleti

30 milyon Kürd İran, Suriye, Irak ve Türkiye'ye dağılmış durumda yaşıyor. Bugüne kadar, buralarda yaşayan Kürdlerin hiç kendi devletlerini kurma idealleri olmamıştı. "Kürd Araştırmalar Merkezi"nden Awat Azadi, "Kürd sorunu, belirgin bir biçimde Irak Devletinden daha gerilere dayanıyor" dedi. Azadi, umutsuz görünen Kürd sorununun tarihçesini en ince ayrıntılarına kadar çok olumlu bir çalışmada değerledi. Kürdlerin egemen olması ve hatta "Büyük Kürdistan" olgusu, her zaman ulusal heyula olmuştur. Saddam'ın Kürd yoğunluklu Halepçe'ye zehirli gazlarla saldırarak 5.500 insanın hayatına kastetmesi, baskı altına alma eylemlerinin en korkuncuydu.

Türkiye'de 12 milyon Kürd yaşıyor. Onlarca yıldır Türk Devletiyle ayrılıkçı Kürdler, terör ve karşı terör şeklindeki utanç verici bir mantığa saplanmış durumda. Gerçi artık Kürt dili yasaklı halde değil ve Ankara'da Kürt milletvekilleri yerini alabiliyor, ancak bunlara rağmen PKK'nın aşırı Kürd unsurları bombalamayı sürdürüyor. Ordu, Türkiye'nin doğusunda PKK ile tanklar ve savaş helikopterleriyle mücadele ediyor ve Genelkurmay Başkanının bir süre önce de dile getirdiği gibi, siyasetin de bunu istemesi halinde derhal Kuzey Irak'a girme arzusunda.

Kürdistan İçin Petrol

Fakat Başbakan Tayyip Erdoğan askeri maceralardan geri duruyor. Muhalefetle ordu yönetimi, bu yüzden kendisiyle iktidardaki AKP'yi uzun bir süredir fazla Kürt yanlısı olmakla suçluyor.

Ancak Kerkük söz konusu olduğunda bu kez Erdoğan da yaptırımlarla tehdit ediyor ve askeri seçeneği tamamen göz ardı etmeme eğilimine giriyor: Petrol açısından zengin bir bölgede yer alan Kerkük, Bağdat'taki merkezi hükümetin yönetimi altında bulunuyor. Fakat Irak Anayasası'na göre, 2007 yılı sonuna kadar Kerkük'te bir referandum düzenlenmesi gerekiyor. Kürdlerin kazanacağı kesin; böylelikle de Kerkük'teki petrol, bağımsız bir Kürt devletinin ekonomik yaşama temellerini oluşturabilecek.

Ankara tarafından defalarca tekrarlanan tehditlere, Irak'taki Kürt lider Mesud Barzani ters cevap verdi: "Eğer Türkiye bölgede yaşayan birkaç bin Türkmen'i bahane ederek Kerkük'e müdahale ederse, bizler de Türkiye'de yaşayan milyonlarca Kürt adına Diyarbakır ve diğer Türk kentlerine karışırız". Anlatıldığına göre, Irak *****hurbaşkanı -kendisi de Kuzey Irak'tan gelen bir Kürt- Celal Talabani ile ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, durumu düzeltmek için çaba sarf etmek zorunda kalmış.

"Kötü Kartlar"

Almanya'daki Bilim ve Siyaset Vakfından Türkiye Uzmanı Heinz Kramer, "Sonuçta Türkiye'nin, Kerkük'ün Kürdlerin eline geçmemesi için elinde bulunan kartları kötü" şeklindeki görüşünü dile getiriyor. Irak'ta girişilecek bir askeri maceranın getireceği sonuçlar hakkında hiç olmadığı kadar çok fikir ortada. Yaptırımların Türkiye'yi de etkilemesi bekleniyor: Türk yatırımcıları da gelişmekte olan Kuzey Irak'tan bol kazanç elde ediyor. Ayrıca Kürtler ağırlıkları olan dostlara sahip. Kramer, "Amerikalılar, Irak'taki tek müttefiklerini kaybetmeyi göze alamaz" diyor. Bu yüzden, işler Kürdler açısından hiç olmadığı kadar iyi görünüyor.

"Büyük Arabistan Kadar Gerçekçi"

Doğu sınırında bir Kürd devletinin olması, bütün temel korkularına rağmen, esasen Türkiye için olumsuz olmayabilir. Azadi, "Büyük Kürdistan korkusu, yaklaşık, Büyük Arabistan ihtimali kadar gerçekçidir" görüşünde. Türkiye uzmanı Kramer, ekonomi çevreleriyle halkın çoğunluğunun artık ılımlı bir dış siyasetten yana olduğunu dile getiriyor ve "Bunu önümüzdeki seçimlerde bile görebiliriz" diyor. İki tarafın yapması gerekense, sadece aşırı unsurları kontrol altında tutmayı başarmaktır: Bir taraftan PKK, diğer taraftan da aşırı Türk milliyetçileri.

Eğer günün birinde gerçekten de bir Kürd devleti kurulacak olursa: Sonuçta Kürd petrollerinin oradan dünyaya aktarılması gerekecek; Türkiye üzerinden geçen bir boru hattı, herkes açısından en az maliyetli çözüm olur ve ayrıca Türkler de böylelikle Kerkük'ün petrol zenginliğinden muazzam kazanç sağlar.

*Deutsche Welle /7 Mayıs 2007

Hazırlayan:Kaya Vural

http://www.rizgari.com/ sitesinden alınmıştır.

 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter