POPÜLİZM VE PROLETARYANIN DEVRİMCİ MÜCADELESİ
Türkiye her açıdan popülizmin kol gezdiği ve egemenliğini sürdürdüğü ülkelerden biridir.Toplumsal yaşam alanlarının herhangi biri yoktur ki, popülizmden etkilenip nasibini almamış olmasın.Popülizmin egemenliğinin en önemli nedeni,kökleşmiş bir kültür ve gelenekler sistemine sahip olamayıştır.
Popülizm dil bilimde,halkçılık,halk yardakçılığı ve ucuz halkçılık olarak tarif edilmektedir.Bu tanım bile popülizmin ne menem bir şey olduğunu anlamaya yeter de artar bile…
Siyasal yaşamda,kökleşmiş bir demokratik kültür ve gelenek olmayınca ister istemez ;şablonculuk,kopyalama,olduğu gibi alma egemen olmaktadır.Üretme,geliştirme,değiştirme kendi iç dinamikleriyle değil;zorlamalarla,yukardan aşağıya dayatmalarla vs olmaktadır.Elbette bu durum ciddi zafiyetler yaratarak siyasal-sosyal anlamda birebir yineleme olmasa da kısır döngüleri koşullamaktadır.
Yine bu popülizm,var olan,mevcut olanın tüketimini esas alarak ilerlemektedir.Her açıdan toplumsal bir tüketim ile karşı karşıya kalınmayı kaçınılmaz kılmaktadır.Bu tüketim,yaşamın her alanında mevcuttur.Sadece bir meta tüketiminden değil, çok daha ötesinde ve ilerisinde yaşamın her alanında egemen bir tüketim mantığı ve anlayışının varlığından söz ediyoruz.
Teori ve politika alanında da,ideolojik konumlanmalarda da;mevcudun olduğu gibi kabulü,günün ve yaşamın şartlarından bağımsız mevcudun sürdürülmesinin kıskançlıkla savunusu,ülke gerçeğinin özgün koşullarını dikkate almadan şabloncu,kopyacı teorik ve politik aktarımların ön kabulü;ideolojik duruş ve mücadelenin ve de genel olarak teori ve politika alanına yaklaşımın şekilci-dışa bağlı ve görüntüyü-zevahiri kurtarır tarzda algılanması sonuçlarını doğurmaktadır.Bakınız güncel bir soruna ilişkin bir basit makaleye bile damgasını vuran uzun uzadıya kendini doğrulama-kanıtlama gayretiyle öne çıkarılan alıntılardır.
Halbuki bir olgu üzerinde düşünsel ve pratik doğruluğun denek taşı,düşünsel ve pratik boyutta bilimsellik ve yaşamı-yaşamsal gereklilikleri karşılama durumudur.Denek taşı bilimsellik ve de yaşamdır.Teori ve ideolojinin temelini oluşturan insanlar yani ustalar bu bilimsel alt yapıyı fazlasıyla sunmuşlardır.Bilimsel yöntemin kendisini çok iyi bir biçimde formüle edip tarihin ve insanlığın yararına olmak üzere ortaya koymuşlardır.Onlardan öğrenilmesi ve başvurulması gereken temel olgu;bilimsel yöntemin kendisidir;yoksa ki onların kendi yaşadıkları dönemlerdeki çeşitli yaşanmışlıklar üzerine söylediklerini doğmatik-değişmez gibi görüp yinelemek değildir.Zaten doğmatizm ve değişimi yadsıma,kendi başına bu bilimsel yöntemin,diyalektik ve tarihsel materyalist yöntemin red edilmesidir.Öyle bir popülizm yapılmakta ve öylesine değerler tüketilmekte ki,en iyi Marksist sanki “en çok marksist1 olduğunu söyleyen ile Marks ya da diğer ustalardan en çok alıntı yapanmış gibi bir durum ortaya çıkmaktadır.
Popülizm,diğer anti Marksist hareket ve akımlar gibi;Marksizme-proletaryanın devrimci mücadelesine,bilime açıkça ve alenen düşmanlıktır,ihanettir.Popülizm,günü-bugünü yaşamak üzerine kurulu bir tüketme çılgınlığıdır.Popülizmin dünü ve yarını yoktur ve onun esası andır,yaşanan andır.Anı yaşamak,anı kullanmak ve an üzerine kurulu üretmeyi taklittir.
Politika alanın da,hele de gelecek dünyanın kurulması uğruna(geçmişi yadsıyarak ya da yok sayarak değil) bugünü değiştirmeyi esas alan,proletaryanın devrimci mücadelesinin ;anı kurtarmak için yürütülen mücadeleyi kutsaması,tek yol olarak görmesi,popülizmin bataklığına sapması kendini inkar ve ret etmesidir.Proletaryanın devrimci mücadelesinin günlük yada taktiksel mücadelesi,proletaryanın nihai hedefine ve stratejisine uygun olarak yürütülür.Taktikler ve günübirlik mücadele hedefleri,popülist bir kavrayışla amaçsız ya da hedefsiz her anlamda olmak üzere kesinlikle değildir ve olamaz da.
Güncel bir sorunu ele alarak anlamaya çalışalım.Seçim sürecine bir bakalım.burjuva kapitalist sistemin siyasal ve sosyal meşruiyeti ve oyununun bir parçası olan seçimlere Marksistlerin elbette genel olarak bir bakışları vardır.ama bu stratejik genel bakışın temeli,günün koşulları,ülkenin toplumsal maddi gerçeği,genel olarak yığınlar ve yönetim sorunu vs ile birleşerek güne uyan bir taktik belirlenir.Seçimlere katılmayı da,katılmamayı da belirleyen yukarda sözü edilen gerçekler ve tespitlerdir,analizlerdir.Ama stratejik olarak temel olan,sistemin ve onun kurumlarının teşhiri,yığınların devrimci mücadeleye kazandırılıp örgütlenmesi,parlamento ve burjuva kurumlarının umut olmaktan çıkarılması ve özgürlük-devrim ve sosyalizmin tek gerçek kurtuluş olduğu vs dir.Seçimlere katılırken,seçim öncesi,esnası ve varsayalım ki parlamentoya girilmesinde bile temel olan amaç budur.Yoksa,amaç sadece her ne olursa olsun meclise girmek değildir.(Komünistler kötünün iyisini yani ehveni şeri savunmazlar.)Boykot taktiğinin algılanışında da duruma yöne veren mantık yine aynıdır.Aynı stratejik amaç ve günün koşulları da bu taktiğin temelidir.Ama yinede altını çizerek belirtelim ki,her iki taktiğin uygulanmasını belirleyen;ülkenin toplumsal maddi gerçeği,sınıflar ve yığınların mevcut durumu,örgütlük durumları,gerek egemenler ve gerekse de yığınlar tarafından güncel seçimlere yüklenen anlam vs. dir.(Seçimlerle ilgili taktik değerlendirme ve strateji ile ilgili sorunlara nasıl yaklaştığımız seçimlerle ilgili tutumumuzu belirleyen bundan önceki iki makalemize bakarak görebilmek olanaklıdır:Hiçbir burjuva partiye oy verme ve reformist seçim bloğu sınıfın tercihi olamaz başlıklı makalelerimiz bu konuya ilişkin güzel örnek olara sunulabilir.)
Popülizmin diğer bir önü de,ister istemez kendilerini lider olarak kabul edenler ile liderlik edilenler arasında,edilenlerin lehine olumsuz anlamda bir gelişme olmasındadır.Liderlik edenler,liderlik edilenlere lider olabilmek,kendini kabullendirmek ve ilişkiler yakalamak uğruna,liderlik edilenlerin olumsuzluklarına teslim olunmasıdır.Oysa liderlik edenlerin görevi,edilenleri kendi düzeyine çıkarmaktır.(Devrim anacak bunun eseri olabilir.)Onların her türlü geri düşünce ve olumsuzluklarını yenmek için mücadele ederek,onları ileri çekmektir.Bu durum popülizmde,onlarla aynı dili ! konuşmak adına,liderliğin belirsizleştirilmesi anlamına gelmemelidir.Mücadele ileriye ve doğruya yöneliktir,geriye ve yanlışa doğru değildir.Mesela yığınlar küfür ve hakaret ediyor ya da yığınlar arabesk dinliyor vs vs diye onarlı örgütlemek adına onlar gibi olmak işte tamda popülizmin en bariz örneğini sunmaktır.Aksi ise,yığınları buradan ileriye doğru çekmek,eğitmek ve mücadelenin öznesi haline getirmektir ki,komünist mücadelenin temelidir.
Popülizm gerek genel olarak tüm toplumsal kesimler açısından(hangi sınıf adına olursa olsun) ,gerekse de hangi yaşam alanı olursa olsun(felsefe,politika,teori,kültür,resim,sanatın hangi alanı olursa olsun vs) tehlikeli bir sapma,tehlikeli bir sağ sapma hastalıktır.(Siyasal hareketlerde bu popülizmi en iyi biçimde anlatan iki temel hareket vardır bariz olarak.Bunlara bakmak ve incelemek bile popülizmi iyi bir biçimde kavramamıza yardımcı olacaktır.Bunlar Devrimci Yol geleneği ile TDKP geleneği ve sonrasında EMEP’tir.)Popülizm;sınırların belirsizliği,omurgasızlık,değişme-değiştirme ve genel olarak yaşam konusunda iradenin dıştalanması ,her devre,her konum ve koşula boyun eğerek uyma-uyum sağlama ,egemen olana-gidişata ve yaşama yaltaklanma ve kuyrukçuluktur.Tüm bunların temel nedeni ise,kendine ve yığınların devrimci güç ve iradesine güvensizliktir.Yani küçük burjuvazinin proletaryaya bakışının ve devrim ve sosyalizm davasına yaklaşımının net ifadesidir.
Popülizm,proletaryanın devrimci sınıf mücadelesi ve hedeflerine yabancıdır.Proletaryanın öncü gücünün ve kendisinin bu anti-bilimsel,anti-Marksist,karşı-devrimci,anti-yaşamcı anlayış ile arasına kalın sınırlar çekmesi yaşamsal önemdedir.Ara sınıfların,küçük burjuvazinin ve onun temsilcilerinin temel eğilimlerinden olan popülizm ile proletaryanın çelikten disiplini,mücadelesi ve geleceği kurma ideallerinin hiçbir bakımdan uyuşmadığı ve uyuşamayacağı açıktır.Yaşamın her alanında etkin ve egemen popülist akım ve anlayışlara,yaklaşım ve yaşam tarzlarına karşı aynı düzeyde mücadele etmek ,proletaryanın devrimci sınıf mücadelesinin en önemli vazgeçilmezlerindendir.
MahmutHalilCan(Sendiren)
POPÜLİZM VE PROLETARYANIN DEVRİMCİ MÜCADELESİ
Türkiye her açıdan popülizmin kol gezdiği ve egemenliğini sürdürdüğü ülkelerden biridir.Toplumsal yaşam alanlarının herhangi biri yoktur ki, popülizmden etkilenip nasibini almamış olmasın.Popülizmin egemenliğinin en önemli nedeni,kökleşmiş bir kültür ve gelenekler sistemine sahip olamayıştır.
Popülizm dil bilimde,halkçılık,halk yardakçılığı ve ucuz halkçılık olarak tarif edilmektedir.Bu tanım bile popülizmin ne menem bir şey olduğunu anlamaya yeter de artar bile…
Siyasal yaşamda,kökleşmiş bir demokratik kültür ve gelenek olmayınca ister istemez ;şablonculuk,kopyalama,olduğu gibi alma egemen olmaktadır.Üretme,geliştirme,değiştirme kendi iç dinamikleriyle değil;zorlamalarla,yukardan aşağıya dayatmalarla vs olmaktadır.Elbette bu durum ciddi zafiyetler yaratarak siyasal-sosyal anlamda birebir yineleme olmasa da kısır döngüleri koşullamaktadır.
Yine bu popülizm,var olan,mevcut olanın tüketimini esas alarak ilerlemektedir.Her açıdan toplumsal bir tüketim ile karşı karşıya kalınmayı kaçınılmaz kılmaktadır.Bu tüketim,yaşamın her alanında mevcuttur.Sadece bir meta tüketiminden değil, çok daha ötesinde ve ilerisinde yaşamın her alanında egemen bir tüketim mantığı ve anlayışının varlığından söz ediyoruz.
Teori ve politika alanında da,ideolojik konumlanmalarda da;mevcudun olduğu gibi kabulü,günün ve yaşamın şartlarından bağımsız mevcudun sürdürülmesinin kıskançlıkla savunusu,ülke gerçeğinin özgün koşullarını dikkate almadan şabloncu,kopyacı teorik ve politik aktarımların ön kabulü;ideolojik duruş ve mücadelenin ve de genel olarak teori ve politika alanına yaklaşımın şekilci-dışa bağlı ve görüntüyü-zevahiri kurtarır tarzda algılanması sonuçlarını doğurmaktadır.Bakınız güncel bir soruna ilişkin bir basit makaleye bile damgasını vuran uzun uzadıya kendini doğrulama-kanıtlama gayretiyle öne çıkarılan alıntılardır.
Halbuki bir olgu üzerinde düşünsel ve pratik doğruluğun denek taşı,düşünsel ve pratik boyutta bilimsellik ve yaşamı-yaşamsal gereklilikleri karşılama durumudur.Denek taşı bilimsellik ve de yaşamdır.Teori ve ideolojinin temelini oluşturan insanlar yani ustalar bu bilimsel alt yapıyı fazlasıyla sunmuşlardır.Bilimsel yöntemin kendisini çok iyi bir biçimde formüle edip tarihin ve insanlığın yararına olmak üzere ortaya koymuşlardır.Onlardan öğrenilmesi ve başvurulması gereken temel olgu;bilimsel yöntemin kendisidir;yoksa ki onların kendi yaşadıkları dönemlerdeki çeşitli yaşanmışlıklar üzerine söylediklerini doğmatik-değişmez gibi görüp yinelemek değildir.Zaten doğmatizm ve değişimi yadsıma,kendi başına bu bilimsel yöntemin,diyalektik ve tarihsel materyalist yöntemin red edilmesidir.Öyle bir popülizm yapılmakta ve öylesine değerler tüketilmekte ki,en iyi Marksist sanki “en çok marksist1 olduğunu söyleyen ile Marks ya da diğer ustalardan en çok alıntı yapanmış gibi bir durum ortaya çıkmaktadır.
Popülizm,diğer anti Marksist hareket ve akımlar gibi;Marksizme-proletaryanın devrimci mücadelesine,bilime açıkça ve alenen düşmanlıktır,ihanettir.Popülizm,günü-bugünü yaşamak üzerine kurulu bir tüketme çılgınlığıdır.Popülizmin dünü ve yarını yoktur ve onun esası andır,yaşanan andır.Anı yaşamak,anı kullanmak ve an üzerine kurulu üretmeyi taklittir.
Politika alanın da,hele de gelecek dünyanın kurulması uğruna(geçmişi yadsıyarak ya da yok sayarak değil) bugünü değiştirmeyi esas alan,proletaryanın devrimci mücadelesinin ;anı kurtarmak için yürütülen mücadeleyi kutsaması,tek yol olarak görmesi,popülizmin bataklığına sapması kendini inkar ve ret etmesidir.Proletaryanın devrimci mücadelesinin günlük yada taktiksel mücadelesi,proletaryanın nihai hedefine ve stratejisine uygun olarak yürütülür.Taktikler ve günübirlik mücadele hedefleri,popülist bir kavrayışla amaçsız ya da hedefsiz her anlamda olmak üzere kesinlikle değildir ve olamaz da.
Güncel bir sorunu ele alarak anlamaya çalışalım.Seçim sürecine bir bakalım.burjuva kapitalist sistemin siyasal ve sosyal meşruiyeti ve oyununun bir parçası olan seçimlere Marksistlerin elbette genel olarak bir bakışları vardır.ama bu stratejik genel bakışın temeli,günün koşulları,ülkenin toplumsal maddi gerçeği,genel olarak yığınlar ve yönetim sorunu vs ile birleşerek güne uyan bir taktik belirlenir.Seçimlere katılmayı da,katılmamayı da belirleyen yukarda sözü edilen gerçekler ve tespitlerdir,analizlerdir.Ama stratejik olarak temel olan,sistemin ve onun kurumlarının teşhiri,yığınların devrimci mücadeleye kazandırılıp örgütlenmesi,parlamento ve burjuva kurumlarının umut olmaktan çıkarılması ve özgürlük-devrim ve sosyalizmin tek gerçek kurtuluş olduğu vs dir.Seçimlere katılırken,seçim öncesi,esnası ve varsayalım ki parlamentoya girilmesinde bile temel olan amaç budur.Yoksa,amaç sadece her ne olursa olsun meclise girmek değildir.(Komünistler kötünün iyisini yani ehveni şeri savunmazlar.)Boykot taktiğinin algılanışında da duruma yöne veren mantık yine aynıdır.Aynı stratejik amaç ve günün koşulları da bu taktiğin temelidir.Ama yinede altını çizerek belirtelim ki,her iki taktiğin uygulanmasını belirleyen;ülkenin toplumsal maddi gerçeği,sınıflar ve yığınların mevcut durumu,örgütlük durumları,gerek egemenler ve gerekse de yığınlar tarafından güncel seçimlere yüklenen anlam vs. dir.(Seçimlerle ilgili taktik değerlendirme ve strateji ile ilgili sorunlara nasıl yaklaştığımız seçimlerle ilgili tutumumuzu belirleyen bundan önceki iki makalemize bakarak görebilmek olanaklıdır:Hiçbir burjuva partiye oy verme ve reformist seçim bloğu sınıfın tercihi olamaz başlıklı makalelerimiz bu konuya ilişkin güzel örnek olara sunulabilir.)
Popülizmin diğer bir önü de,ister istemez kendilerini lider olarak kabul edenler ile liderlik edilenler arasında,edilenlerin lehine olumsuz anlamda bir gelişme olmasındadır.Liderlik edenler,liderlik edilenlere lider olabilmek,kendini kabullendirmek ve ilişkiler yakalamak uğruna,liderlik edilenlerin olumsuzluklarına teslim olunmasıdır.Oysa liderlik edenlerin görevi,edilenleri kendi düzeyine çıkarmaktır.(Devrim anacak bunun eseri olabilir.)Onların her türlü geri düşünce ve olumsuzluklarını yenmek için mücadele ederek,onları ileri çekmektir.Bu durum popülizmde,onlarla aynı dili ! konuşmak adına,liderliğin belirsizleştirilmesi anlamına gelmemelidir.Mücadele ileriye ve doğruya yöneliktir,geriye ve yanlışa doğru değildir.Mesela yığınlar küfür ve hakaret ediyor ya da yığınlar arabesk dinliyor vs vs diye onarlı örgütlemek adına onlar gibi olmak işte tamda popülizmin en bariz örneğini sunmaktır.Aksi ise,yığınları buradan ileriye doğru çekmek,eğitmek ve mücadelenin öznesi haline getirmektir ki,komünist mücadelenin temelidir.
Popülizm gerek genel olarak tüm toplumsal kesimler açısından(hangi sınıf adına olursa olsun) ,gerekse de hangi yaşam alanı olursa olsun(felsefe,politika,teori,kültür,resim,sanatın hangi alanı olursa olsun vs) tehlikeli bir sapma,tehlikeli bir sağ sapma hastalıktır.(Siyasal hareketlerde bu popülizmi en iyi biçimde anlatan iki temel hareket vardır bariz olarak.Bunlara bakmak ve incelemek bile popülizmi iyi bir biçimde kavramamıza yardımcı olacaktır.Bunlar Devrimci Yol geleneği ile TDKP geleneği ve sonrasında EMEP’tir.)Popülizm;sınırların belirsizliği,omurgasızlık,değişme-değiştirme ve genel olarak yaşam konusunda iradenin dıştalanması ,her devre,her konum ve koşula boyun eğerek uyma-uyum sağlama ,egemen olana-gidişata ve yaşama yaltaklanma ve kuyrukçuluktur.Tüm bunların temel nedeni ise,kendine ve yığınların devrimci güç ve iradesine güvensizliktir.Yani küçük burjuvazinin proletaryaya bakışının ve devrim ve sosyalizm davasına yaklaşımının net ifadesidir.
Popülizm,proletaryanın devrimci sınıf mücadelesi ve hedeflerine yabancıdır.Proletaryanın öncü gücünün ve kendisinin bu anti-bilimsel,anti-Marksist,karşı-devrimci,anti-yaşamcı anlayış ile arasına kalın sınırlar çekmesi yaşamsal önemdedir.Ara sınıfların,küçük burjuvazinin ve onun temsilcilerinin temel eğilimlerinden olan popülizm ile proletaryanın çelikten disiplini,mücadelesi ve geleceği kurma ideallerinin hiçbir bakımdan uyuşmadığı ve uyuşamayacağı açıktır.Yaşamın her alanında etkin ve egemen popülist akım ve anlayışlara,yaklaşım ve yaşam tarzlarına karşı aynı düzeyde mücadele etmek ,proletaryanın devrimci sınıf mücadelesinin en önemli vazgeçilmezlerindendir.
MahmutHalilCan(Sendiren)