0 0
Read Time:6 Minute, 49 Second

Yeni kurulan Kürdistan bölgesel yönetimi, sosyal yaşamda da önemli değişikliklerin yaşanmasına yol açtı. Bu çerçevede, Saddam döneminde Kürdistan'da oluşan statü ve sosyolojik doku hızlı bir dönüşüm geçiriyor. Bölgenin sınıfsal yapısı da etnik ve milli temelde yeni bir kimlik kazanıyor. Kürt yönetiminin egemen olduğu bölgenin ekonomik yaşamı, çeşitli milliyetler arasında yeni bir işbölümü yasası oluşturuyor.

 

Yeni kurulan Kürdistan bölgesel yönetimi, sosyal yaşamda da önemli değişikliklerin yaşanmasına yol açtı. Bu çerçevede, Saddam döneminde Kürdistan'da oluşan statü ve sosyolojik doku hızlı bir dönüşüm geçiriyor. Bölgenin sınıfsal yapısı da etnik ve milli temelde yeni bir kimlik kazanıyor. Kürt yönetiminin egemen olduğu bölgenin ekonomik yaşamı, çeşitli milliyetler arasında yeni bir işbölümü yasası oluşturuyor. Bu kural, azınlık durumunda kalan halkların ve toplumun yoksul kesimlerinin en ağır işlere koşulması biçiminde gerçekleşiyor.

GARSONLAR ŞENGAL VE ŞÊXAN'DAN…

Böylece toplumun ayıpladığı ya da "onursuz iş" olarak gördüğü hizmet sektöründe özellikle Ezidiler çalışıyor. Güney Kürdistan'ın otelleri, restoranları, lokanta ve benzeri hizmet sektöründeki garsonluk, komilik, bulaşıkçılık gibi işler başta Şengal olmak üzere Ezidilerin yaşadığı bölgelerden gelen gençler tarafından yapılıyor. Bu durum, Hewlêr'de o kadar alışılmış bir şey ki, eğer bir garsonla karşılaşırsanız, ona etnik ya da kimliğini sormanız abes karşılanıyor. Çünkü o, kesinlikle Ezididir.

Örneğin Hewlêr'in en eski ve lüks otellerinden biri olan Erbil Towers'da çalışan, garsonluktan aşçılığa, komilikten bulaşıkçılığa, kat temizliğinden çamaşırhane görevine kadar, otelin hizmet işlerini gören yaklaşık 40 hizmetlinin tamamı Ezidi. Bu durum, Ezidi gençler tarafından da kanıksanmış, kabul edilmiş durumda… Onlar da bu durumda herhangi bir gariplik görmüyorlar. Ezidiler, bu işbölümünü bir yasa gibi kabul ediyor ve Şengal'den Hewlêr'e geldiklerinde, çalışacakları işin mutlaka garsonluk ya da benzer bir faaliyet olacağını biliyorlar. Büyük bir şevkle yapıyorlar fakat işlerini. Otel müşterileriyle en çok iki günde kaynaşıyorlar ve artık isimleriyle sesleniyorlar birbirlerine…

Garson ya da temizlikçi, Ezidilerin büyük çoğunluğu Şêxan bölgesinden geliyor. Eyaz, Rebwar, Sidar gibi… Genellikle Kurmanciye yakın bir dilleri var, ama sorani lehçesiyle konuşuyorlar yine de. Şêxanlı Rebwar, Kürdistan'ın merkezine, Hewlêr'e artık alışmış, kendini oralı gibi hissediyor, fakat yine de bir gurbetlikten söz edemeden duramıyor, "Biz hep bu işi yapıyoruz, ama gocunacak bir şey yok bunda. Ekmek parası, ekmeğimizi böyle kazanıyoruz" diyor. "Otelde yatıp, otelde çalışıyoruz. Burası da bizim evimiz ve herkes gibi evimizde çalışıyoruz, hasretlik, ailemize özlem oluyor, o da başka, onun için de senede bir 20 gün izin kullanıyoruz…"

KARANLIKTA BANGLADEŞ DANSI

Eğer Bangladeş'ten kaçıp gelmişseniz, o zaman da yapacağınız işler bellidir. Hemen belediyeye başvuracaksınız. Sokak temizliği, çöp toplama işçiliği, alış-veriş merkezleri ya da kurumların temizlik işleri sizi bekliyordur. Bunu, Kürdistan'a gelen Bangladeşli gibi Kürdistan'da işçi arayan kamu ya da özel kurumlar da bilir ve hangi işi kime yaptıracağı yazılı olmayan bir kural tarafından önceden belirlenmiştir.

Ve Hewlêrde akşam karanlık çöktüğünde sokaklarda mesaiye başlayan siyah derili insanlar gözükmeye başlar bir bir… Onlar Kürtlere Kürtler onlara alışkındır… Tamamına yakını Bangladeş'ten gelen bu göçmenler, belediye işlerini Hewlêr'in yerlilerinin elinden alalı 3-4 yıl oluyor. İsim vermeden konuşan belediye görevlileri, Bangladeşlilerden memnuniyetini dile getiriyor. "Daha önce belediyenin temizlik işlerinde 120 kişi çalışıyordu ama yine de tam verim alamıyorduk. Fakat Bangladeşliler geldikten sonra aynı işi 80 Bangladeşli daha iyi yapıyor" diyor.
Bangladeşliler de gecenin ilerleyen saatlerine kadar çalışıyorlar, sessiz sedasız ellerinde süpürgeleriyle güven içindeki caddeleri süpürürken hallerinden şikayetçi olmamaya özen gösteriyorlar. Hewlere 2 yıl önce geldiğini belirten Bangladeşli bir belediye işçisi, durumundan memnun olduğunu belirtmekten başka tek kelime etmemesine karşın, yine de ismini söylemekten özenle kaçınıyor. "İki yıldır Kürdistan'dayım ve Kürdistan'ı seviyorum. Ailemden uzaktayım ama yine de burayı kendi evim gibi görüyorum…"

AMELE PAZARINDA ŞENLİKSİZ MOZAİK

Hewlêr'in amele pazarı ise bambaşka bir tablo. Sabahın erken saatlerinde, şafak söker sökmez Hewlêr kalesinin dibinde kümelenmeye başlar yoksul emekçiler. Fakat burada bir etnik işbölümünden ziyade, pek de şenlikli olmayan bir mozaik dikkat çeker. Resim çekmek yasak bu alanda. Ameleler de henüz dışarıya açık değiller. Ancak gazeteci arkadaşımla birbirimizin resmini çekiyor gibi yaparak "kaçak resim" alabiliyoruz. Sonra yanlarına vardığımızda, gazeteci olduğumuzu söylemenin ne kadar büyük bir hata olabileceğini seziyoruz. Yanımıza gelen bir Kürt işçi, önce işçi arayıp aramadığımızı soruyor. İşçi aramadığımızı öğrenince kendisine bir iş için yardım talep ediyor, o da olmayınca, "Hiç değilse biraz harçlık veremez misin bu fakire" diye yalvarıyor.

Sonra yandan yöreden söze girenler, amele pazarının, bu yoksulluğun, düşen ücretlerin, sürekli bir iş bulamadan eve geri dönüşlerinin nedenlerini anlatmaya başlıyor. Buradaki Kürt amelelere göre amele talebinin azalması, tamamen Irak savaşıyla bağlantılı bir şey. Çünkü savaş sonrasında Hewlêr'in güvenli bir bölge oluşu nedeniyle buraya akın eden Arap ve Türkmenler, daha ucuza ve daha fazla çalışmaya başladılar. O kadar ki, pazara gelenler artık haftada sadece iki ya da üç gün iş bulabiliyorlar. Bu işler de en fazla 10 bin dolarlık (yani 10 YTL'lik) işler olabiliyor. Bu yüzden bir etnik husumet düzeyinde olmasa bile, sonradan geldikleri için ücretlerin düşmesine yol açtıklarını düşündükleri göçmenlerden hoşnut ifadelerle bahsetmiyor yoksul Kürt ameleler.

"SADDAM KÜRTLERİ TEMBELLİĞE ALIŞTIRDI"

Peki diğer Kürtler… Ameleler dışında orta sınıfı, zengini, vasat gelir ve vasat iş sahibi kimseler yok mu. Hewlêrlilere göre Buradaki Kürtler, genellikle Saddam döneminden kalan alışkanlıklarla yaşıyorlar ve çok düşük de olsa, birkaç yerden maaş almaya alışkın olduklarından, sefaletten sokağa düşmemişlerse tembel bir yaşam sürüyorlar. Elektriğe, suya, zorunlu ihtiyaçların bazıları karşılığında fatura ödemedikleri için de temizlikçilik, garsonluk ya da belediyedeki çöp işçiliği gibi işlere genellikle burun kıvırıyorlar.

Kürtlerin gerçekten böyle olup olmadıkları hakkında bir fikre ulaşmak zor olsa da, Ezidiler ve savaş içindeki arap ülkelerinden gelen göçmenlerin yaptığı işler, bu işlere yerli Kürtlerin bulaşmaması, Kürdistan'daki sınıfsal ve sosyal şekillenme hakkında ilginç bir tablo sunuyor.

Kaynak: ANF NEWS AGENCY

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter