5 Kasım mutabakatının ilk somut sonucu bugün gerçekleşti:Türk savaş uçakları, bugünün ilk saatlerinde Güney Kürdistan'a tonlarca bomba yağdırdı. Verilen ilk bilgilere göre bu bombardıman sonucu, beş gerilla ve bir köylü yaşamını yitirdi, , onlarca köylü yaralandı, onlarca köy büyük hasar gördü, binlerce hayvan telef oldu.
Binlerce köylü bu soğuk kış günlerinde evlerini ve yaşam koşullarını yitirerek, yeni türden bir yaşam savaşını vermekle yüz yüze…
Bu saldırının hedefinin sadece PKK / Kongra-Gel olduğu, bunun dışındaki güçlerin ve halkın ısrarla hedef olmadığı vurgulanıyor. İlk planda hedefin PKK / Kongra-Gel olduğu bir olgu, ancak saldırının salt bununla sınırlı olmadığını vurgulamak gerekir. Bu saldırının stratejik hedefi, hiç kuşkusuz, bütün parçalarıyla Kürdistan halkı, onun bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik istemleri ve programıdır. Taktik planda hedefin, psikolojik ve politik üstünlüğü elde etmek olduğu da başka bir gerçektir.
Bu saldırının arkasında ABD emperyalizmi var. Güney Hükümeti de bu saldırıya, en yumuşak yorumuyla sessiz kalarak destek vermiş ve ne kadar bağımsız iradeden uzak olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Türk özel savaş aygıtı ve onun kurumları, belli ki, kapsamlı bir planı hayata koymuştur. Şiddet, sindirme, kuşatma ve bastırma hareketleri, pişmanlık yasasıyla tamamlamak istenmektedir.
Buna karşılık, "Kürt tarafı", devrimci ve bağımsızlıkçı bir program ve stratejiden yoksundur. Güney güçleri ABD ekseninde kendi konumlarını ve "kazanımlarını" korumanın kaygısı içindedirler. PKK / KCK ise şiddet, bastırma ve inkârdan başka bir dili konuşma kararında olmayan TC devletine ve bu düzene kabul edilmenin çabasını sergilemektedir. "7 Maddelik Deklarasyon"unuza verilen yanıt bellidir: Tonlarca bomba ve imha saldırıları…
Bu, size bir şey anlatmıyor mu?
Özel savaş aygıtı olan TC'ye yalvarmak, daha fazla baskıdan, bastırma ve imhadan başka bir sonuç doğurmaz! Bu, bir olgu ve TC'nin tarihi ve güncel pratiği bunun sayısız kanıtını sunmaktadır.
Kürt halkının da bu saldırı vesilesiyle kendisini yönetenleri ve politikaları üzerinde bir kez daha düşünmeli ve özgürleşmenin yolu üzerinde yeni bir karar süreci başlatmalıdır! Yoksa bir iki kınama bildirisi ve açıklamasıyla bu saldırılar karşısında bağımsız bir güç olarak durmak ve gelişmek mümkün değildir.
TC, kendi çizgisini, "En iyi Kürt, ölü Kürt'tür" formülünü uyguluyor. Buna karşı Kürt halkı da bağımsız ve onurlu bir çizgide direndiği ve direnişi sürdürdüğü sürece yaşamı ve geleceği üzerinde söz sahibi olabilir.
TC'nin Güney Kürdistan bombardımanını lanetlemek, bu saldırının arkasında duran ABD'yi kınamak ve Güney Kürt yönetimini uyarmak ve bu saldırıya net bir tavır almasını istemek, devrimci yurtseverlerin görevidir.
Hiçbir saldırı ve bastırma hareketi, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük istemini kıramaz!
16 Aralık 2007
SOSYALİST-ŞOREŞGER
(Kürdistan Devrimci Sosyalistleri)