0 0
Read Time:113 Minute, 13 Second

Rota bir kez daha Yunanistan'a çizilir. Aslında Yunanistan'ın tavrı bellidir, hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak kadar açık ve nettir. Ama Öcalan çaresiz bir biçimde kendisini Yunanistan üzerine atar. Daha sonra İmralı'da Yunanistan'ı komplonun başaktörü olarak değerlendirse de bunun gerçeklikle bir ilişkisi yoktur. Bu değerlendirme tamamen TC devletinin resmi tezinin tekrarından, özel savaş kurmaylığının Yunanistan politikasının dillendirilmesinden başka bir anlam ifade etmemektedir. Evet, Yunanistan uluslararası karşı-devrim hareketinde masum değildir, önemli bir rol almış ve oynamıştır, ama bu, tamamen ABD ve TC'nin çizdiği plan ve çerçeve içerisindedir. Şu soru gerçekliğin ne olduğunu daha iyi anlatır: Rusya'nın "terk et" dayatması karşısında Yunanistan formülünü ortaya atan kimdi, rotayı Yunanistan'a çizen kimdi? Yunan hükümeti mi istedi, yoksa Öcalan çaresizlikten başka bir seçenek bulamadığı için mı Yunanistan seçeneğini denemek zorunda kaldı? Kaldı ki 9 Ekimde Atina'ya inen Öcalan, Yunanistan hükümetinin tutumunu net bir biçimde görmüş ve TV'den yaptığı açıklamada Simitis'in komplonun içinde olduğunu açıkça vurgulamıştı. Peki dün komplonun içinde olduğu açıklanan, tavrı net olarak bilinen bir ülkeye ne değişti de yeniden gitme gereğini duydu? Yeniden neden Yunanistan'ın kapısı çalındı, zorlandı, evet, neden? Öcalan ve İmralı Partisi Başkanlı Konseyinin bu sorulara bir yanıtı olmak zorundadır, ama yok!

Yunanistan'a gelir, dostlar devreye sokulur, barınma olanakları sonuna kadar zorlanır. Ama Yunanistan hükümeti tavrını çok kesin bir biçimde dile getirir. Yaklaşık olarak şöyle: "Seni barındıramayız, sana siyasal sığınma hakkı tanıyamayız, senin için TC ile bir savaşı veya ciddi bir krizi göze alamayız, bu nedenlerle en kısa sürede ülkemizi terk et!" Öcalan'ın gideceği bir yer yoktur, çember çok daralmıştır. CIA, MOSSAD, MİT boş durmamakta, adım adım takip etmektedirler. Öcalan da bu durumu yakında yaşamaktadır ve bunu, 6. Kongre delegeleriyle yaptığı telefon konuşmalarında "amansız takip" olarak tanımlamaktadır. Yunanistan'da Öcalan, Yunan istihbarat örgütü ve Dışişleri bakanlığının denetiminde hareket etmektedir. Belli ki ta başından beri bir NATO, bir Gladio yapımı olan 9 Ekim uluslararası karşı-devrim hareketi içinde Yunanistan da vardır, özellikle Rusya dönüşünden sonra bu rolü çok etkin bir nitelik kazanır, artık bütün komplocu güçler CIA'nin yönetiminde tam bir işbirliği ve koordinasyon içinde çalışmaktadır.

Bu ara Öcalan Hollanda'ya götürülme vaadiyle Beyaz Rusya'nın başkenti Minsk'e uçakla götürülür, ama orada kendisine söylenenler yapılmaz, işin içinde ciddi bir oyun olduğu anlaşılır ve gerisin geri Yunanistan'a dönülür. Korfu adasına götürülür, oradan da son durak Kenya'ya uçakla götürülür. Öcalan'ın içinde bulunduğu Yunan istihbarat örgütünün kiraladığı uçak Kenya'ya doğru yola koyulduğunda takvim yaprakları 2 Şubat 1999'u gösteriyordu. 15 Şubata iki haftadan daha az bir zaman kalmıştı. Görünürde sorunsuz bir biçimde havaalanına inildi. Burada bekleyen Yunan büyükelçilik yetkilileri planlandığı gibi Öcalan'ı alarak Büyükelçilik konutuna götürdüler. Konuta yerleşen Öcalan son derece tedirgindir, güvenli ve güvenceli bir ülke arayışındadır. Büyükelçi ve diğer yetkililer merkezin direktifleri doğrultusunda hareket etmektedirler. İlerleyen günlerde Yunanistan hükümetinin yaptığı bütün vaatlerin boş olduğu anlaşılır, dahası Öcalan'ı Büyükelçilik binasından dışarı atmak için yoğun bir çaba gösterir, baskı uygularlar. Bütün bu çabaların hedefi bellidir: Büyükelçilik konutundan çıkartıldıktan sonra Öcalan'ı CIA ajanlarına tam anlamıyla yem haline getirmek!

Aslında Kenya'nın seçilmesi rastlantı değildir, planlanan uluslararası komplonun bir gereğidir. Bu plana göre Öcalan'a Avrupa'da barınma ve sığınma hakkı tanınmayacak, CIA, MOSSAD, MİT ve diğer istihbarat örgütlerinin ajanlarına kolayca yem olabilecek bir Afrika ülkesine sürülecek ve en son oradan en uygun bir biçimde alınacak, MİT ve Türk özel savaş elemanlarına teslim edilecektir. Kenya buna en elverişli bir ülkedir. Bir süre önce ABD dış temsilcilik binalarının bombalanması durumunu soruşturmak için Kenya'ya çok sayıda CIA ve FBI ajanları gönderilmiştir. Emperyalizmin kuklası bir hükümetin bulunduğu bu ülkede istenilen sonucu elde etmek neredeyse çocuk oyuncağı gibidir.

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
Pages: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
News Reporter