0 0
Read Time:113 Minute, 13 Second

Yunanistan hükümeti Öcalan'ı kabul etmez ve hemen ülkeyi terk etmesini ister. Çaresiz olarak Atina'dan ayrılır, bu kez rota Rusya'ya dönüktür. "Çıkış" belli bir plana ve sağlam değerlendirmelere dayanmamaktadır, Öcalan, kör zorunluluklar tarafından sürüklenmektedir. Rusya'da Jirinovski'nin evine yerleşir ve orada 33 gün kalma olanağı bulur. Bir çok ülkede milletvekilleri ve bazı kuruluş temsilcileri Öcalan'la dayanışma tavırlarında bulunurlar, kendi ülkelerine davet ederler, hükümetlerinden kendisi için iltica talebinde bulunurlar. Aynı gelişmeler Rusya'da daha etkin ve ses getirici tarzda yapılır. Duma'ya sunulan bir karar tasarısıyla hükümetten Öcalan'a siyasal sığınma hakkının verilmesi istenir, yapılan oylamada bu karar tasarısı ezici çoğunlukla kabul edilir. Öcalan, biraz rahatlamış gibidir, ama tehlikenin geçmediğinin de bilincindedir, "amansız takip"in soğuk soluğunu ensesinde hissetmektedir.

Aradan birkaç gün geçmiştir. Henüz olup bitenler kamuoyuna yansımış değildir. 9 Ekim günü Med-tv'ye yapılan sinyal saldırılarının nedeni ve hedefi tam olarak çözümlenmiş değildir. Sinyal saldırıları devam ediyor, ekranlar kararıyor. Bunlar, TC'nin herhangi bir saldırısı olarak değerlendirilir. Ancak plan daha kapsamlıdır, Med-tv'ye yapılan sinyal saldırısı, Öcalan şahsında yürütülen uluslararası karşı-devrim hareketinin bir parçasıdır. Bir akşam vakti Öcalan, bulunduğu Rusya'dan telefonla televizyonda önemli bir konuşma yapar. Bu değerlendirmesinde uluslararası komployu geniş boyutlarıyla açar, planlarını deşifre eder, tehlikenin kısmen atlatılmakla birlikte devam ettiğini belirtir ve konuşmasını "Ankara'dan çıkmakla partileştik, Ortadoğu'ya çıkmakla ordulaştık, dünyaya açılmakla devletleşeceğiz" sloganıyla bitirir. İmralı teslimiyetinden sonra bu konuşmanın özü, komplonun hedefleri ve yöntemleriyle ilgili yaptığı önemli ve doğru açıklamalar, devletleşme sözü unutulur, bir daha dile alınmaz.

Neden?

Nedeni çok açık Öcalan'ın o konuşmasında deşifre ettiği planın ve kullanılacak yöntemlerin bir figüranı haline gelecek, kendisine dikte ettirilen rolünü şaşmadan ve harfiyen oynayacaktır.

CIA, MOSAD ve MİT Öcalan'ın yerini tespit etmekte zorlanmazlar. Aslında Yunanistan hükümeti ta başında Öcalan'ın nerede olduğunu bilmektedir. Bu nedenle diğer hükümet ve istihbarat örgütlerinin durumdan haberdar olmamaları mümkün değildir. Kısa bir zaman geçmeden baskılar Rusya hükümeti üzerinde yoğunlaşır. Aslında Rusya, ABD ile Avrasya politikası, NATO'nun genişlemesi ve diğer önemli konularda önemli çelişkiler yaşamaktadır. Yine TC ile de Kafkasya, Orta Asya ülkeleri, Baku-Ceyhan boru hattı konusunda önemli çelişkileri var. Tam da bu noktada Kürt sorunu kendileri için bir koz işlevi oynayabilir. Bu kozu anılan çelişkileri kendi lehine çevirmede kullanmayı düşünür. Ama içinde bulunduğu derin ekonomik kriz, toplumsal huzursuzluklar Rusya hükümetini ABD ve Batı sermayesine bağımlı kılmaktadır. Acil IMF kredilerine muhtaçtır, yoksa çok daha büyük ekonomik çöküşü önlemek olanaksızlaşır. ABD de tam da Rusya'nın bu zaafını kullanır ve bastırmaya başlar. IMF kredilerinin kesileceği şantajı yapılır ve bu etkisini kısa bir süre sonra gösterir. TC de diğer yandan ekonomik ve diplomatik ilişkilerini kullanır, Rusya'yı bunaltır. Daha fazla direnemeyeceğini anlayan Rusya hükümeti ve başındaki Primakov, her gün dozu biraz daha artan baskılara boğun eğer, dahası daha fazla kredi almada Öcalan kozunu kullanır. Açığa çıkanlar bunlar, ancak Rusya ile TC ve ABD arasında başka gizli anlaşmalar olmuş mudur, bilmiyoruz. Ancak gizli anlaşmaların  olma olasılığı çok güçlüdür. Bu yıl yaşanan Çeçen savaşında TC, daha geri duran, Rusya'nın toprak birliğine vurgu yapan bir tutum takındı. Acaba bu durum, Öcalan üzerine yapılan pazarlıklar ve karşılıklı varılan gizli anlaşmaların bir ürünü müdür? Mümkündür…

Hangi gerekçeyle olursa olsun Rus hükümetinin tutumu, uluslararası karşı-devrim hareketi kapsamındadır. Rusya, bu saldırıda yer almış, dünya karşı-devrimci güçlerinin amaçlarına ulaşmalarında büyük bir katkıda bulunmuştur. Öcalan'ı kendi evinde barındıran Jirinovski, çok kısa bir süre sonra Türkiye'ye "turistik" bir gezi düzenledi. Gezinin amacı neydi, neyi pazarlamak için gelmişti, sonuçta neler yaptı, neler  kotardı; bu soruların yanıtları belirsizdir. Şunu anlatmaya çalışıyoruz. Rusya, ta işin başında saldırının ve bu konudaki kararlılığın bilincindedir. O nedenle Öcalan ve Kürt kozunu elinde tutmak yerine, kısa vadeli yararlar elde etmeyi yeğlemiştir. Bundan daha fazlasını yapamayacağını biliyordu çünkü.

Rusya'da politik dengeler karışıktır. Duma Öcalan'a siyasal sığınma hakkının verilmesini ezici bir çoğunlukla isterken, bu karar hükümetin masasına bile gelmez. Rusya ABD ve TC'ye söz vermiştir, Öcalan'ı barındırmayacak ve mümkün olan en kısa zamanda sınır dışı edecektir. Baskılar yoğunlaşır. Öcalan'a yol görünmektedir. Ama nereye? Kimi yoklamalar yapar, kimi dostlara başvurur ve sonuçta en uygun yer olarak İtalya'yı, Roma'yı tercih eder.

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
Pages: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
News Reporter