0 0
Read Time:5 Minute, 20 Second

12 Mart 1995’te,İstanbul Gazi Mahallesi’nde, faşist devletin kontrgerillası işbaşındaydı. ’90’lı yıllar Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelesinin artarak gelişen dönemine denk düşüyordu. TC devleti, halklarımızın bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesine karşı özel savaş politikalarıyla,

sınır tanımaz saldırganlığıyla cevap verdi. Yükselen devrimci muhalefetin beslendiği yaşam damarlarını koparmak adına topyekûn zorbalık araçlarını etkin biçimde kullandı. Tarihi, halklarımızın imhası, inkârı ve teslim alınmak istenmesi olan devlet, Gazi Mahallesi’ndeki yoksul halka saldırarak halk muhalefetine düşmanlığında pervasızlığını göstermişti.Gazi Mahallesi’nde, kontrgerilla saldırısıyla başlayan, sonrasında Ümraniye’de dâhil, iki gün süren açık katliamda 18 insan katledildi, yüzlerce insan yaralandı. Devletin katliam saldırganlığı halkın haklı ve onurlu direnişini dizginleyemedi. Barikatlar kuran halk, devrimcilerin öncülüğünde tarihe Gazi direnişi olarak geçen ayaklanmayla direnme tavrını sergilemekten kaçınmadı.

12 Mart 1995’te,saat’ler 21.00 gösterdiğinde, İsmet paşa Caddesi’nde ticari bir taksiden açılan ateşle, Alevi halkın yoğunlukla bulunduğu kahvehaneler tarandı. Bu ilk saldırıda Halil Kaya isimli yaşlı bir insan katledildi. Cadde boyunca halkı tarayan katiller, polis araçlarının gözetiminde gözden kayboldu. Devleti baskı, zulüm ve katliamlarla tanıyan Gazi halkı saldırıyı duyar duymaz sokaklara çıktı. Mahalle’de, katliamcıların yuvası Karakol halkın tepkisinin hedefiydi. Katliamın öncesi dönemlerde aynı Karakol’da, gözaltına alınan insanlar işkenceyle öldürülüyor, kamuoyunun yakından tanıdığı bin operasyoncu Mehmet Ağar, Hüseyin Kocadağ, Reşat Altay, Adem Albayrak’lara ve daha bir dizi halk düşmanına ev sahipliği yapıyordu. Halkın öfkesinin adresinin Karakol olması gayet anlaşılırdı.Hesap sorma kararlılığının hakim olduğu binler, otomatik silahlarla üzerilerine ateş açan polis sürüsü karşısında taş atarak, hep bir ağızdan haykırılan sloganlarla saatler boyunca direnmiş, kurşun sağanağı altında ayaklanmanın haklı gücünü ispat etmişlerdi. Karakola çıkan yolu dolduran halk, direnişi asmbolize eden isyan ateşleri yakmış, devletin kolluk güçleriyle, sokak sokak süren çatışmaya girmişti.

Süren çatışmalar gecenin ilerleyen saatlerinde yerini sessizliğe bırakmıştı. Gazi halkının büyük bölümü evlerine çekilmiş, Cemevi önünde toplanan insanlar da gündüz kaldırılacak cenaze ve yaralıların durumlarıyla ilgili bilgi almak için beklemeye başlamıştı. Bu arada devlet, katliamı boyutlandırmak amacıyla ikinci saldırısını gerçekleştirdi. Polis panzerlerinden atılan kurşunlarla Mehmet Gündüz katledildi.13 Mart günü, şehitlerini uğurlamak için toplanan genç-yaşlı binlerce Gazi’li, güne otomatik silahların ölüm kusan saldırılarıyla başladı. Mahalle içerisinde, devletin katliamı ve halkın direnişi tüm hızıyla sürerken, İstanbul’un diğer emekçi Mahalleleri de ayaktaydı. Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde, halkın öfkesi fiili çatışmaya dönüşmüştü. On binlerce insan kitleler halinde Gazi Mahallesine doğru yürüme tavrından geri adım atmadı. Sadece İstanbul değil, Türkiye ve Kuzey Kürdistan şehirleri katliama nefretin, halkın direnişine desteğin yankılandığı eylem alanlarına çevrildi. Katliamın bilançosu ağır olsa da, kazanan taraf katliama gövdesini siper ederek direnen halk olmuştu.

13 Martta, direniş yeni şehitlerle devam ederken, cenazelerde binlerce insanın omuzlarında uğurlanıyordu. Kurşunların geldiği yöne kahramanca yürüyen halkın kararlılığı karşısında yer yer birbirini ezercesine kaçışan polis sürülerinin ‘cesaretlerini’ de söze gerek bırakmayacak netlikte kanıtlıyordu. Faşist devlet, aralarında Bülent Ecevit de olmak üzere bir düzüne burjuva politikacısını halkı direnişten vazgeçirmek için halkın önüne çıkartmak istemişse de, nafile, Ecevit arkasına bakmadan kaçmıştı. Katliam, halkta korku ve suskunluk yaratmamış, direnen halk barikatların arkasında omuz omuza vererek, katliamcıların Mahalleden çekilmesini ve şehitlerinin kendilerine verilmesini sağlamıştı.12-13 Mart 1995’te,Gazi ve Ümraniye’de,18 insanımız şehit düştü. Halil Kaya, Mehmet Gündüz, Fadime Bingöl, Zeynep Poyraz, Dilek Sevinç, Sezgin Engin, Dinçer Yılmaz, Fevzi Tunç, Reis Kopal, Hasan Gürgen, Mümtaz Kaya, Ali Yıldırım, Hakan Çubuk, Genco Demir, İsmail Baltacı, Hasan Puyan, İsmihan Yüksel, Yaşar Aydın Katliam saldırısında ölümsüzleştiler.12 Mart Gazi katliamı, her yıl yapılan anma ve etkinliklerle hatırlanmaktadır. Yine, Gazi katliamıyla ilgili açılan dava bir süre savcılık aşamasında bekletildikten sonra ‘güvenlik’ gerekçesiyle Trabzon’a kaçırılmıştı. Yıllarca süren göstermelik yargılama sonucunda katiller aklandı. Devlet, deşifre olan katillerini terfi ettirerek adeta ödüllendirdi. Yıllarca süren dava’ya, her defasında Gazi halkı ve şehit aileleri katılım gösterdi.

Trabzon’da, polis-sivil faşist güruhların organize saldırılarına maruz kaldılar. Ayrıca,12 Mart anmalarını engellemek için geçmiş yıllarda sıkıyönetim dönemlerini aratmayacak uygulamalar devreye sokuldu. Mahallenin bütün sokakları binlerce polis tarafından ablukaya alınıyor, yüzlerce insan gerekçesiz gözaltı merkezlerine taşınıyordu. Elbette ki, halkın katliama öfkesi ve şehitlerini sahiplenmesinin önüne geçemediler.13.Yılında Gazi katliamı,12 Mart Çarşamba günü, Mahallede yapılan iki anma eylemiyle unutturulmadı. İlk eylem, sabah saat 10.00’da postane önünde toplanan HÖC ve Cemevinin birlikte örgütlediği programla başladı. Burada, katledilen insanlar için karanfiller bırakıldı, şehit aileleri adına basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında,’13 yıldır büyük acılar yaşadıklarını’ belirten aileler,’devletin katliamcı kimliği karşısında direnmek dışında bir seçeneğin bulunmadığını’ vurguladı. Açıklamanın devamında,’Gazi katliamının unutturulmaması gerektiği çünkü bu ateşin bir gün herkesi yakabileceği ve yeni katliamlara geçit vermemek için birlikte mücadele etmenin’ önemine değinildi.

Gazi şehitlerinin tek tek isimleri okunarak ‘yaşıyor’ sloganı atıldı.Postane önündeki anmadan sonra önde,’Gazi ve Ümraniye şehitleri ölümsüzdür, unutmadık unutturmayacağız-şehit aileleri’ pankartı, arkasından,’Gazi halkını katledenler Amerikan işbirlikçileridir-HÖC’ imzalı pankart açıldı. Kortejler oluşturan kitle, sloganlar eşliğinde Gazi mezarlığına kadar yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe, Gazi esnafı adına bir grupta kendi pankartını açarak destek verdi. Mezarlıkta şehitlerin mezarlarına karanfil bırakıldı, anmaya katılan kitleye dönük konuşmalar yapıldı.

Burada yeniden kortej oluşturup, Gazi Cemevine kadar yürüyüş yapıldı. HÖC korteji, Cemevine yaklaştığında diğer eylemin bileşeni olan kitlenin temsilcileriyle kısa süren bir gerginlik yaşandı. Gerginlik, kurum temsilcileri ve muhtarların diyalogu ile çözüldü. Cemevinde, şehit aileleri tarafından yemek verildi. Sonrasında, Grup Yorum’un müzik dinletisi oldu.HÖC ve Cemevinin birlikte örgütlediği eyleme yaklaşık 1500 kişi katıldı. Eylem boyunca atılan sloganlar şöyleydi,’Halkız haklıyız kazanacağız, Mahir Hüseyin Ulaş kurtuluşa kadar savaş, Gazi faşizme mezar olacak, Gazi şehitleri ölümsüzdür, Gazinin katili Susurluk devletidir vb.’12 Mart Gazi anması için ikinci eylemde, Gazi 12 Mart Platformu( ESP, BDSP, DTP, DHP, MBP, Alınteri, Partizan) ve KÖZ, Halkevleri, DİP, PDD, Kaldıraç tarafından gerçekleşti. Sabah saat’ 10.00’da,eski karakol önünde toplanan kitle, önde,’Yaşasın Devrimci Dayanışma/ Gazi 12 Mart platformu’ pankartı, arkasında platform bileşeni güçlerin kendi pankartları açılarak yürüyüşe geçildi. Sloganlar eşliğinde Cemevi önüne gelindiğinde, burada şehitler için bir dakikalık saygı duruşuna geçildi. Saygı duruşundan sonra platform adına basın açıklaması okundu. Yapılan açıklamada,’Devletin toplumsal muhalefeti bastırmak için katliamlar tertiplediği, Gazi katliamının da bu politikaların bir yansıması olduğu’ hatırlatıldı. Devamında,’katliamın yıldönümünde bir arada olmak önemlidir, faşizme karşı omuz omuza birlikte mücadeleyi örgütlemeliyiz, öfkemizi kuşanarak sokaklara çıkmalıyız’ denildi.

Platform açıklamasının akabinde şehit ailelerinden Menekşe Poyraz bir konuşma yaptı. DTP milletvekili Sebahat Tuncel de eyleme katılarak burada bir konuşma yaptı. Müzik dinletisinden sonra mezarlığa kadar yürüyüş gerçekleştirildi. Mezarlıkta verilen dinleti ve konuşmalarla eylem bitirildi.12 Mart Gazi platformunun örgütlediği, değişik güçlerin desteklediği anma eylemine yaklaşık 1200 kişi katıldı. Atılan sloganlar,’Bedel ödedik Bedel ödeteceğiz, Faşizme karşı omuz omuza, Yaşasın devrimci dayanışma, İşçi sınıfı savaşacak sosyalizm kazanacak, Gazi/ Ümraniye şehitleri ölümsüzdür vb.’

Sosyaliste Şoreşger- İstanbul

 

 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter