Son yılların en kitlesel ve en coşkulu Newroz gösterileri / Newroz bu yıl oldukça yaygın, militan ve kitlesel gösterilerle kutlandı. Günlere yayılan gösterilere belirgin biçimde isyan ruhu egemendi.
Militan çatışmalar biçiminde ifade bulan bu ruh, gösterilere katılan yüzbinlerce kişi tarafından paylaşılmaktaydı. Devletin dizginsiz bir faşist zorbalıkla kolluk kuvvetlerini üzerine saldığı emekçi halk, bu terör silahını militan kararlılığıyla etkisiz hale getirirken, kimliğine ve onuruna sahip çıktığını bir kez daha göstermiş oldu.
Devletin yoğun terörü altında geçen bir Newroz…
Bu yılın Newroz gösterileri yakın zamanda yapılan Newroz gösterilerinde görülmeyen bir yaygınlık ve yoğunlukta bir devlet terörüne maruz kaldı. Öyle ki, Van’dan Yüksekova’ya, Siirt’ten İzmir’e ve Antalya’ya kadar birçok kent ve kasaba merkezinde kolluk güçleri tam bir zorbalıkla terör estirdiler. Birçok kentte Newroz gösterileri alan ya da gün seçimi gerekçe gösterilerek yasaklandı. Bu yasaklama kararı boşa çıkarıldığı ölçüde, devlet terörü zincirlerinden boşanmışçasına halkın üzerine yöneltildi. 2 kişi devlet terörünün sonucunda ölürken yüzlerce insan da ağır biçimde yaralandı. Yine yüzlerce kişi vahşice dövülerek gözaltına alındı.
Devlet terörünün bu düzeyde gösterilmesi, açıktır ki devletin yönetici karargahlarından alınmış bir kararın sonucudur. Kasabalardaki yerel devlet görevlilerinin büyük kent merkezleriyle aynı biçimde kararlar alıp uygulaması bunu açıkça kanıtlamaktadır. Belli ki, sömürgeci sermaye devleti, fiyaskoya dönüşen sınır ötesi kirli savaşını Newroz vesilesiyle kentlere ve kasabalara taşımak istemiştir. Böylelikle halkın kanını dökerek ve sırtında sopa kırarak hedefe ulaşılmaya çalışılmıştır. Yani bir yandan Kürt burjuvazisinin sınıf çıkarlarını tatmin etmek dışında bir anlamı olmayan içi boş “paket”lerle bir tuzak hazırlanırken, diğer taraftan şiddetin dozu arttırılarak Kürt halkı bu tuzağa itilmeye çalışılmıştır. Sermaye devleti, sokaklarde terör estirerip, Newroz alanları üzerinde savaş uçakları uçururken bunu hedeflemiştir. Fakat, devletin bu politikası, Kürt halkı tarafından militan bir kararlılıkla yanıtlanmış, boşa çıkarılmıştır.
Militan çatışmalarla gösterilen kararlılığın damgasını vurduğu bir Newroz
Bu yılın Newroz’u son yıllardaki Newroz’lar içerisinde militan ruhun en üst düzeyde olduğu bir Newroz oldu. Devletin alan yasaklamalarına karşın, bir araya gelen onbinler polis ablukasına karşın Newroz’u kutladılar. Gaz bombalı, tabancalı-tüfekli saldırılara karşı militanca çatıştılar. Saatlerce süren bu militan çatışmaların etkileri diğer kentlere de hızla yayıldı. Devlet terörü sadece halkı daha da tetikleyerek, çok daha kararlıca alanlara çıkmasını sağladı.
Diğer taraftan, Kürt halkının günlere yayılan Newroz kararlılığı, sadece devlet terörüne karşı bir savunma eylemi olarak gelişmedi. Öyle ki, yasaklama kararının olmadığı İstanbul gibi kentlerde de bu kararlılık birçok biçimde kendisini gösterdi. Newroz alanlarına varmadan yollara taşan coşkulu gösteriler, alanlarda saatler boyunca bu coşkunun dozunun sürekli üst düzeyde kalması, sloganlara yoğun katılım bunun ifadesiydi.
Son yılların en kitlesel Newroz’u…
Coşku ve kararlılığın militanca dışavurulması kadar, bu yılın Newroz’u aynı zamanda son yılların en kitlesel Newroz’u görünümündeydi. Yasaklamaların olduğu illerde bu farklılık belirgin biçimde görünmese de, saldırı ihtimalinin açık olduğu bu eylemlere katılım, barışçıl Newroz gösterilerindeki kitle katılımıyla karşılaştırıldığında oldukça anlamlı bir düzeyi ifade etmektedir.
Diğer taraftan İstanbul ve Diyarbakır gibi en büyük Kürt nüfusunun yaşadığı kentlerde bu yılki katılımlar bariz biçimde yükselmişti. İstanbul’daki katılımın geçtiğimiz yılın Newroz’una göre iki-üç katı bir fazlalığı ifade ettiğini söylemek abartı olmayacaktır. Öyle ki, geçtiğimiz yıl, Newroz alanında önemli boşluklar görülebilirken bu yıl, alana sığmayan kitle arama noktalarına kadar uzanan geniş bir alanı doldurmuştu. Buna rağmen yine de alanda hareket etmek oldukça güçtü.
Katılımcı kitlenin önemli bir bölümünü Kürt gençliği oluşturmaktaydı. Orta yaşlı kitlenin de belli bir ağırlık oluşturduğu kitle içerisinde yöresel kıyafetleriyle katılan Kürt emekçi kadınları coşkularıyla dikkat çekmekteydi.
Devrimci ve sol güçlere yakın, düzene uzak bir Newroz…
Bu yılın Newroz gösterilerinde dikkat çekici bir diğer olgu ise, devrimci ve sol güçlerin katılımıydı. Son yıllardaki Newrozlar’la karşılaştırıldığında bu yılın Newroz’unda belirgin biçimde devrimci ve sol parti ve örgütlerin katılımlarında ciddi bir artış gözlemlenmekteydi.
Fakat, devrimci ve sol güçler sözkonusu olduğunda, bu yılın Newroz’unun en dikkate değer olgusu, Kürt emekçi halkının bu güçlere karşı tutumundaki farklılaşmaydı. Öyle ki, geçtiğimiz yıllarda bazen düşmanca saldırılara varan bir soğukluk görülebilmekteyken, bu yıl Kürt emekçi kitleleri devrimci ve sol güçlerin kortejlerine büyük bir asmpati ve sıcaklıkla yaklaşmaktaydı. Bu olgu, hem kortejler alana girdiğinde gösterilen alkışlı karşılamadan hem de alandaki kaynaşmadan görülebilmekteydi.
Açıktır ki, Kürt halkının bu bariz tutum değişikliği, büyük ölçüde kara harekâtıyla tepe noktasına ulaşan saldırılar ve özelde de ABD emperyalizminin Kürt halkına ihaneti karşısında Kürt halkının yegane dayanağının ve samimi dostunun devrimci ve sol güçler olduğu gerçeğinin kanıtlanmasından kaynaklanmaktadır. Belli ki, Kürt emekçi halkı son dönemin gelişmeleriyle kendisine karşı düşman bir cephede buluşan ABD emperyalizmi ve sömürgeci sermaye devleti ile birlikte Kürt işbirlikçi burjuva sınıfı karşısında yüzünü Türkiye’nin devrimci güçlerine dönmüştür. Bu güçleri yanında görüyor olmaktan da büyük bir coşku ve heyecan duyduğunu Newroz’da ortaya koymuştur ve sahiplenmiştir.
Newroz’un isyan ruhunu 1 Mayıs’a taşıyalım!
Bu yılın Newroz’u, tartışmasız biçimde devrimci özüne yakışır bir Newroz olmuştur. Newroz alanlarında isyan ateşleri yakılmış, düzenin faşist terör ablukası kitlesel ve militan gösterilerle yanıtlanmıştır. Bu haliyle 2008 Newroz’unun öncelikle Kürt emekçi kitlelerine emperyalistler ve sermaye iktidarınca kurulan tuzağa karşı verilmiş anlamlı bir yanıt olduğunu söylemek gerekir. Kürt emekçileri, kan ve can pahasına onuruna sahip çıkarak bu Newroz’u kazanmıştır.
Fakat, bu kazanımın geleceğe taşınması, Kürt emekçi halkıyla öteki milliyetlerden işçi ve emekçilerin bir mücadele cephesinde buluşmalarına bağlıdır. Bu nedenle devrimci baharın güzergahında Newroz’un arkasından gelen 1 Mayıs, bu ihtiyacı karşılamak için önemli bir fırsat olacaktır. Bu bakış ve sorumluluk bilinciyle, düzene karşı anlamlı bir yanıt olan Newroz’un isyan ruhunu devrimci 1 Mayıs’a taşımak ve “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” bayrağını yükseltmek için seferber olmalıyız.