İstanbul’da 2008 1 Mayıs’ına polisin yoğun terörü altında işçilerin Taksim’e çıkma kararlılığı damgasını vurdu.
İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’ta İstanbul Taksim meydanında kutlama yapmak isteyen emek örgütleri ve devrimci-demokratik kurumların günler öncesinden açıklanan 1 Mayıs programı, AKP hükümeti tarafından kabul edilmediği gibi Taksim ısrarının sürmesi durumunda kutlamalara müdahale edileceği vurgulamıştı. AKP hükümeti, işçileri “ayak takımı” derecesine indirgeyerek aşağıladığı yetmezmiş gibi bir de kışkırtma olacak iddiasıyla yasakçı ve faşist tutumunu gizlemeye soyundu.1 Mayıs kutlamasını “yasadışı” ilan eden AKP’nin, işçi ve emekçi düşmanı kimliği 1 Mayıs vesilesiyle bir kez daha tüm açıklığıyla görüldü.
1 Mayıs 2008 günü, sabah saat 6.30’da DİSK genel merkezi önünde toplanan işçilere yönelik polis müdahalesiyle başladı. Bu ilk polis saldırısından sonra DİSK genel merkezine gelen DİSK başkanı Süleyman Çelebi ve KESK başkanı İ.Hakkı Tombul, polisin saldırgan tutumunu kınadıklarını ifade ederek, yaşanabilecek her türlü olumsuzluktan Valilik ve Emniyetin sorumlu olacağını kaydettiler. Açıklama;” Taksim’de 1 Mayıs engellenemez” sözleriyle bitirildi. Açıklamanın ardından yürüme iradesi gösteren DİSK’lilere polis bir kez daha saldırdı. Saat 8.30’da gerçekleşen bu saldırıda işçilerden yaralananlar oldu. DİSK merkez binasının bulunduğu sokak yüzlerce polis tarafından kuşatılarak, sokak işçilere kapatıldı.
DİSK genel merkezinin önünde bu gelişmeler yaşanırken, İstanbul’un dört bir yanından işçi ve emekçilerin ilk toplanma yeri olarak kararlaştırılan Şişli’ye kalabalıklar eşliğinde gelişleri de hızlandı. Şişli ve çevresini kuşatan binlerce polis, toplanma noktasına ulaşmaya çalışan işçilere vahşice saldırarak, kitleleri küçük gruplara bölüp, dağıtmayı denedi. Şişli Etfal Hastanesi ve Cumhuriyet gazetesi binasının bulunduğu sokaklarda 1 Mayıs kutlaması için toplanan işçiler, gaz bombası ve tazyikli su sıkılarak saldırıya uğradılar. Aynı saat’lerde değişik noktalarda da dizginlerinden boşalan devlet terörünün hedefindeki işçilerin ” inadına 1 Mayıs, inadına Taksim” sloganlarıyla direniş tavrı fiili çatışmalarla, sokak sokak yaygınlık kazanan yürüyüşlerle militan bir biçim almaya başladı.
Saat 10.00’da,Mecidiyeköy-Çağlayan kavşağında toplanan Eğitim-Sen’li emekçilere dönük polis müdahalesi gerçekleşti. Yine, Şişli Halaskargazi Caddesinde toplanmaya başlayan yüzlerce işçiye de azgınca saldırıldı. Ara sokaklara çekilen kitle ile polisler arasında çatışmalar devam etti. Devrimci güçlerin öncülüğünde gelişen Taksim iradesi doğrultusunda çatışmalar artarak sürdü. Şişli’yi çevreleyen bütün sokaklarda direnişler yaşandı.
Saat 11.00’e yaklaştığında DİSK merkezinin önü yeniden hareketlendi. Sendika temsilcileri ile milletvekilleri, İstanbul Emniyetinin şefleriyle “yürüyüş” için pazarlığa tutuşmuşlardı. Halaskargazi Caddesinde Agos gazetesi önüne kadar gelen sendika temsilcileri ve milletvekilleri, burada bekleyişini sürdüren işçilerle buluştu. Sendika başkanları, Emniyetle yapılan pazarlığın sonuçsuz kalması gerekçesiyle Taksim yürüyüşünün iptal edildiğini açıkladılar. Sendika başkanlarının bu açıklaması Agos önünde toplanan işçilerin tepkisine neden oldu. Sendika bürokratlarının geri çekilmesinin hemen ardından Belediye-İş üyesi işçilerle, polis arasında çatışma çıktı. Sendika merkezlerinin iptal kararı alması, Taksim’e çıkma kararlılığını gölgelemedi. Sendikaların tabanlarını oluşturan işçiler ile özellikle Devrimci 1 Mayıs Platformunun bileşeni güçlerin 1 Mayıs alanı Taksim’e yürüme kararında herhangi bir değişiklik olmadı.
Binlerce işçi ve emekçi Kurtuluş, Dolapdere, İstiklal caddesinde Taksim için direndi
Şişli buluşma noktasında saatlerce süren çatışma sonrası Şişli Cevahir Hotel önüne çekilen devrimci-demokratik güçler burada bekleyen kitle ile birleşerek Kurtuluş Caddesine doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş korteji geçtiği sokaklarda halkın alkışlı, sloganlı desteğini aldı. Saat 12.15’de Kurtuluş caddesine çıkıldı. Burada yürüyüş kortejine yeni katılımlar oldu. Polis’in panzerli ve gaz bombalı saldırısı da gecikmedi. Atılan yoğun gaz bombaları nedeniyle ara sokaklara çekilen kitle bir süre polisle çatıştı ve sonrasında Dolapdere’ye doğru yürüyüş genişledi. Dolapdere bölgesinde polis helikopterlerinden izlenen kitlenin önü güçlendirilmiş polis barikatıyla kesildi. Dolapdere’de polis saldırısına karşı yer yer direnişçi kitle barikatlar kurdu. Dolapdere’den, Taksim Tarlabaşı’na çıkan bütün sokaklarda polis saldırısı ve direnişler yaşandı. Dolapdere’de Taksim için çatışmalar sürerken Osmanbey Caddesinde bazı reformist partilerin eylemlerini sonlandırdığı bilgisi geldi.
Dolapdere’den dağınık şekilde Tarlabaşı’na oradan da Taksim İstiklal Caddesine çıkıldı. İstiklal’deki ilk izlenimimiz binlerce insanın parçalı bir vaziyette konumlandığı idi. Cadde üzerinde ve ara sokaklarda polis, insan avı ve sert müdahalelerine devam ediyordu. Devlet cephesinde kudurganlaşan saldırganlık pervasızca sürerken her şeye rağmen İstiklal caddesine girebilen kitlenin önderlik bağlamında var olan zayıflığa rağmen direnişçi tavrı görülmeye değerdi. İstiklal caddesinde ve Taksim İlk Yardım Hastanesi çevresinde, Meydana çıkan bütün sokaklarda yaklaşık iki saat süren militanca çatışmalar oldu. Taksim Hastanesinin arka sokağında sivil faşistler ve sivil polislerin ortaklaşa saldırıları da gerçekleşti. Burada, Taksim kararlığına sahip olan kitle bir süre daha direnişçi özüne uygun çatışmalar içerisinde oldu. İstiklal Caddesindeki 1 Mayıs direnişi daha sonra alınan iradi kararla sonlandırıldı. İstanbul 1 Mayıs kutlamalarında onlarca kişi yaralandı, yaklaşık 600 civarında insanda gözaltına alındı.
Son olarak şunları belirtmemiz gerekirse; Sendikaların geri çekilmesine ve tüm olumsuz koşullara rağmen işçi ve emekçiler polisin vahşice saldırganlığı altında 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama inancından taviz vermemişlerdir.
Sosyaliste Şoreşger- İstanbul