Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes sonunda 18 Haziran günü İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ve İsrail Başbakanı Ehud Olmert tarafından onaylandı ve 19 Haziran günü saat 06:00 itibariyle yürürlüğe girdi. İsrail hükümeti ve Hamas arasında dün mutabakata varılan ateşkes anlaşması Filistin İslami kesimi için çifte zafer niteliğinde.
Öncelikle, bu anlaşma İsrail’in Hamas’la görüşmeme kararını tersine çevirdi: Ehud Olmert’in asla görüşmeyeceğini ilan ettiği bir örgütle dolaylı müzakereden başka bir seçeneği kalmamıştı. İkinci olarak, İsrail Gazze’ye ve Gazze halkına karşı gerçekleştirdiği ölümcül saldırılarına son vermek zorunda kaldı.
İsrail gazetelerinin çoğunda bu sabah [19 Haziran] rastlanan yazıların aksine bu şiddet zinciri Sderot’a atılan Kassam füzeleriyle başlamadı; şiddeti başlatan, İsrail ve ABD’nin Gazze’yi ablukaya almaya, bölgede yaşayan 1,5 milyondan fazla sivile uluslararası ambargo uygulatmaya, bu tıklım tıklım küçücük bölgeye yüzlerce ton bomba ve mermi yollamaya karar vermesiydi. Gazze halkını demokratik olarak seçtiği hükümetleriyle karşı karşıya getirmeyi hedefliyorlardı.
Sömürgeci küstahlıkla kirlenmemiş her insanın anlayabileceği gibi İsrail’in askeri güç kullanması sadece ve sadece seçilmiş hükümetin popülerliğini artıracaktır. Olmert ve komutanlarının 2006 Lübnan fiyaskosundan bir ders çıkarmış olmasını beklenirdi: kitlesel İsrail bombardımanı ve Beyrut’ta, Tyre ve Bint Jbeil’de yaşanan yıkımlara karşı bir tepki olarak, kesinlikle Hizbullah taraftarı olmayan kadın ve erkekler de dahil olmak üzere Lübnan halkının büyük çoğunluğu Hizbullah’ın arkasında birleşmişti. Gurur ve haysiyet siyaset oyununda önemli unsurlardır ama sömürgeci hükümetlerin bunu dikkate almadıklarını tarih bize defalarca göstermiştir.
Askeri kuvvetle birtakım değişimleri dayatma stratejisinin başarısızlığa uğraması sadece İsrail’in yenilgisi değildir; bu aynı zamanda ABD’nin neo-muhafazakar stratejisini oluşturan “teröre karşı önleyici sürekli savaş” stratejisinin de yenilgisidir. Afganistan’dan Lübnan’a, Irak’tan Filistin’e ABD stratejisi yenilgiye uğramıştır ve bu Baker-Hamilton Raporu’nda da doğrulanmıştır. ABD’de pek çok oluşum, birkaç ay içinde siyaset sahnesinden sonsuza dek silinmeden önce Başkan Bush’un geçtiğimiz on yılda son derece acıklı bir biçimde tezahür eden başarısızlıklarını, özellikle Ortadoğu’da yüz binlerce masum sivilin hayatını kaybetmesine neden olan başarısızlıklarını tersine çevirmek için son bir hamle yapmaması için dua ediyor.
2006 yılında İsrail arkasında bir öncekinden daha zayıf bir Amerikan yanlısı hükümet bırakarak Lübnan’dan çekilmek zorunda kalmıştı. Şimdi, 2008 yılında, İsrail Hamas’la ateşkes imzalamak zorunda; ki bu Gazze’de olduğu gibi Batı Şeria’da da Hamas’ın güç ve popülerliğini güçlendirecektir.
Benjamin Netanyahu, Olmert-Bush ikilisinin savaş stratejisinin yenilgisine işaret ederken haklıdır. Ancak Gazze’nin bombalanması ve ablukaya alınması stratejisinin başarısızlığa uğramasına karşı geliştirdiği çözüm daha çok şiddet, daha sıkı bir abluka ve Filistin halkı üzerinde daha fazla uluslararası baskıdır.
Şiddetle çözülemeyen bir şeyi daha fazla şiddete başvurarak çözmek mümkün müdür? Bundan kuşkuluyum! Gurur ve haysiyet bazen askeri güçten çok daha etkilidir.
19 Haziran 2008
[www.alternativenews.org/Sendika.Org -M.Işık]
Sendika.org