0
0
Irak kabinesinin ABD’yle güvenlik anlaşmasını onaylamasının ardından, Başbakan Maliki milliyetçi ve İslamcı güçlerle çatışma yaşayacak
Irak hükümeti, 150 bin Amerikan askerinin varlığına meşruiyet veren, bu askerlerin 2011’de gerçekleşmesi öngörülen çekilmenin ardından askeri üslerde kalmasına imkân tanıyan güvenlik anlaşmasını kabul etti ve parlamentoya gönderdi.
Nuri el Maliki hükümetinin önündeki tercihler epey sınırlıydı. Zira anlaşmanın kabul edilmesi Irak’ta ek bölünmüşlüklerin yanı sıra bu anlaşmaya karşı çıkan komşu İran ve Suriye’yle de çatışmaya yol açacak. Anlaşmanın reddedilmesiyse, ABD’yle çatışmaya girmek demek. Bush yönetiminin 700 milyar dolar ve 2 bin 300 asker kaybetmesi, koruma sağladığı bir hükümeti iktidara getirmesi ve bu hükümetin de Irak’taki Amerikan güçlerinin varlığını meşrulaştıracak anlaşmayı reddetmesi akıl kârı mı? Maliki ABD’nin yolundan gitmeyi, özellikle de himayeyi ve para desteğini durdurma tehditleri sonrasında Amerika’yı kızdırmamayı seçti. Bu tehditler hemen sonuç verdi. Zira ABD’nin korumasını çekmesi hükümetin yıkılması ve bakanların, vekillerinin ve siyasetçilerin çoğunluğunun sürgüne gitmesi anlamına geliyor.
İran da anlaşmayı beğenmedi
Fakat bu tercih birçok tehlike yaratacak. En belirginiyse, İran’ın anlaşmayı reddetmesiyle mücadele. Özellikle de, Maliki İran’ın neredeyse bütün hükümet çevrelerinde etkili olduğunu, Tahran’a bağlı ve ondan emirler alan milisler bulunduğunu biliyorken…
Maliki ve çevresindeki yetkililer açısından en önemli görev bu anlaşmayı öncelikle parlamentoya pazarlamak, ikinci olarak da, Irak’taki ABD güçlerinin varlığına izin veren BM yetkisi yıl sonunda dolmadan anlaşmayı parlamentodan geçirmek.
Pazarlama işlemi birçok süreçten geçti. Öncelikle, ülkedeki en yüksek Şii merci sayılan Ali Sistani’nin anlaşmaya karşı çıkmayacağı mesajı verildi. İkincisi, anlaşmanın ismi ‘güvenlik’ anlaşması yerine ‘ABD’nin Irak’tan çekilmesi anlaşması’ olarak değiştirildi. Üçüncüsü, Maliki ve yetkililerin istediği düzenlemelerin Amerikan hükümeti tarafından kabul edildiği izlenimi verildi.
Şiddet artarsa şaşırmayın
ABD anlaşmada temel değişiklikler yapılmasını kabul etmeyeceğini defalarca dile getirdi ve durum ne olursa olsun askerlerinin hizmet dışında bulundukları sırada işledikleri suçlardan Irak mahkemelerinde yargılanmalarına izin vermeyeceğini ifade etti. Ayrıca Amerikan güçlerinin İran ve Suriye gibi komşu ülkelere Irak topraklarından saldırı düzenlenmesini engelleyen başka bir düzenlemeyi kabul etmeyeceğini açıkladı.
Irak Suriye topraklarına düzenlenen son ABD saldırısını medyadan duydu. Yani kendisiyle istişare edilmedi; hatta saldırıyı önceden bilse bile önleyemez veya itiraz edemezdi…
Maliki belki ABD?yönetimini kazanabilir, ancak kendisini Sadr akımı gibi güçlerle,
ABD varlığına temelden karşı çıkan milliyetçi Arap güçleriyle ve İslami direniş hareketleriyle çatışma içinde bulabilir. Maliki’yi epey çetin günler bekliyor. Bazı Iraklıların uzun zamandır beklediği istikrarın ve sükunetin işaretlerini silip süpürecek şiddet olaylarının meydana gelmesi sürpriz olmaz.
(Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 17 Kasım 2008)
Radikal / 18.11.08
