0 0
Read Time:2 Minute, 34 Second

Adalet ve Kalkınma Partisi, bir önceki yerel seçimde il genel meclisi oylarının yüzde 42’sini almıştı. Bu seçimde yüzde 42’nin üzerine çıkmak, hatta genel seçimdeki yüzde 47’nin de üzerine çıkmak istiyorlar; zaten çıkamazlarsa hemen başarısız bulunacaklar.

Ak Partili bir belediye başkanı tarafından yönetilen ama muhalefete kaybedilme ihtimali olan bir büyükşehir belediyesi var mı? Hayır yok. Bir ihtimal, Kocaeli’nde CHP’li aday Sefa Sirmen mevcut AKP’li başkanı, daha düşük bir ihtimalle de Murat Karayalçın Ankara’da Melih Gökçek’i zorlayacaktır. Ama benim gördüğüm anketler CHP’li adaylara şans vermiyor.

Peki AKP bu seçimde neyi hedefliyor, neyi amaçlıyor?

Ak Parti açısından yapılacak yerel seçim sadece bir yerel seçim değil. Bir kere, Türkiye’de siyasetle ilgilenen herkesin Anayasa Mahkemesi’nin bu parti ile ilgili verdiği kapatmama kararını dikkatle okuması gerek.

Karar, AKP’yi özellikle kendi siyasi gündemi açısından öyle kıskıvrak sıkıştırıyor, öyle hareketsiz bırakıyor ki, parti kendine tek çıkış olarak yerel seçimde oylarını yüzde 50 ve üzerine çıkartmayı görmeye başladı.

Eğer parti seçimde yüzde 47’nin üzerinde (tercihen yüzde 50 ve üstünde) oy alabilirse, mahkeme kararına karşı yepyeni bir meşruiyet elde etmiş olacak, belki böylece kendi siyasi gündemine geri dönüp seçmenine vaat ettiği değişimi gerçekleştirmeye başlayacak.

Yerel seçimin AKP açısından bu genel yönünü kısaca not ettikten sonra işin yerel boyutuna da geçebiliriz. AKP açısından bu seçimin iki hedef ili var, daha doğrusu iki büyükşehir var. Bunlardan biri Diyarbakır, diğeri İzmir.

Diyarbakır siyasi Kürt hareketinin asmbol kenti. PKK terörü yeniden tırmandırana kadar bu kentte DTP ümitliydi. Ama terör yeniden başladıktan ve AKP de tavrını neredeyse 1994’teki Tansu Çiller’in DYP’si gibi net biçimde koyduktan sonra dengeler değişmeye başladı. Açıkçası PKK ve siyasi Kürt hareketinin düşmekte olan ağırlığı yeniden yükselişe geçti bölgede ve bu kentte. O sebeple AKP’nin Diyarbakır’ı kazanması pek de yüksek olmayan bir olasılık artık.

Ama öte yandan AKP bölgede bazı başka yerleri kazanabilir, bu kazanılan yerlerin bazıları da önemli asmbolik ilçeler veya kentler olabilir.

Yerel seçim AKP’nin kendi Kürt politikası ve ‘Kürt sorunu’na çözüm önerisi açısından da önemli. Eğer AKP bölgede siyasi Kürt hareketinin partisi DTP’yi geride bırakabilirse, mesela Kürtlerin oylarının yüzde 50’den fazlasını alabilirse, iktidar partisi Kürt sorununun ‘çözüldüğünü’ söylemeye başlayacak.

Kuşkusuz siyasi Kürt hareketinin temsil gücünün azalması önemli bir şey ama buna ‘çözüm’ demek ne kadar doğrudur, tartışmalı. Yalnız, AKP’nin ‘çözüm’ü böyle bir yolda aradığını görmemiz gerek.

Bu notun ardından İzmir’e geçelim…

Batının bu asmbol kenti, geleneksel olarak Türk merkez sağının kalesidir aslında. Taa Terakkiperver Serbest Fıkra’nın ilk büyük toplantısını bu şehirde yapıp büyük ilgi

görmüş olmasından beri, Demokrat Parti için de, Adalet Partisi için de, ANAP ve DYP için de bu kent seçim kampanyalarının başlatıldığı asmbol kent olarak görüldü.

Ama o asmbol bugün artık CHP’nin elinde. Ve herhalde CHP seçimde mevcut başkanı yeniden aday gösterecek.

İşte bu sebeple AKP de, mevcut başkanı yıpratmak için elinden geleni yapıyor, şehrin su yatırımları geciktiriliyor, İzmirlilerin mevcut belediyeye kızması sağlanmaya çalışılıyor.

Anketler hâlâ CHP’nin bu şehirdeki gücünü gösteriyor, hükümetin bütün çabasına rağmen seçmenin henüz başkanından vazgeçmediğini gösteriyor ama seçime de üç aydan fazla zaman var, unutmayın.

Radikal / 10.12.08

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter