0 0
Read Time:4 Minute, 53 Second

Economist dergisinde yer alan “Sıradışı, yeni bir dostluk” başlıklı yorumda, Türkiye’nin Irak’taki Kürtler ile yakınlaşmaya başladığı yazılıyor.

İngiltere’de yayımlanan gazeteler

Economist’teki yazının alt başlığı ise “Türkiye ve Irak’taki Kürtler, artık eskisinden çok daha iyi anlaşıyor.” Yorumdan bazı satırlar özetle şöyle:

“Irak Kürdistanı’nın başkenti Erbil’de Türkler ve Kürtlerden oluşan bir topluluk, Türkiye başkonsolosunun konuşmasını bekliyor. Başkonsolos, Türkiye’nin en güçlü Sünni din adamı Fethullah Gülen’in takipçilerinin düzenlediği bir toplantıda konuşacak.”

“Musul başkonsolosu Hüseyin Avni Botsalı, kısa konuşmasında ‘Kürt’ kelimesini iki kez kullanıyor. Bu da Türkiye’nin Iraklı Kürtlerin özerkliği ve bunun Türkiye’deki Kürtlere etkisi konusunda ne kadar hassas olduğunu gösteriyor.”

“Başkonsolosun, Irak Kürdistanı’nın emniyeti içindeki Erbil kenti yerine, Irak’ın Arap bölgesindeki tehlikeli bir kent olan Musul’da bulunmasının nedeni de bu.”

‘Türklerle dostluk Kürtlere de yarar’

Economist dergisi, bu satırların ardından Türkiye’nin Iraklı Kürtlere yönelik geleneksel yaklaşımında bir değişim görüldüğünü yazıyor.

“Başkonsolosun Kürt bayrağının önünde kamuoyunun önüne çıkması, Türkiye’nin Iraklı Kürtlere yaklaşımında bir değişime işaret ediyor. Artık Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bile Türkiye’nin Kürt sorununu sadece askeri gücün çözemeyeceğini kabul ediyor.

“Daha önce Irak’ın Kürt liderlerini ‘aşiretten gelen yeni zenginler’ olarak görüp başından savan Türk yetkililer, artık kendi aralarında çözümün Iraklı Kürtlerle işbirliğinden geçtiğini kabul ediyorlar.”

“Geçen sene Türk yetkililer Irak Kürt bölgesinin başbakanı Neçirvar Barzani ile PKK’nın savaşı durdurması için gizli görüşmeler yapmışlardı.”

“Bir görüşe göre, şiddete bulaşmayan militanlar eve dönmeye ikna edilecek, liderlerine de kendilerini kabul edecek bir Avrupa ülkesine gitmeleri için para teklif edilecekti.”

“Böylece Türkiye Irak Kürdistanı ile ilişkilerini resmileştirecek ve diğer şeylerin yanında, Erbil’de bir konsolosluk da açabilecekti. Diyarbakır Ticaret Odası’na göre Irak Kürdistanı’nda 50 bin Türk vatandaşı ve 1,200 Türk firması var. Yılda 7 milyar dolarlık ticaret yapıyorlar.”

“Amerika şimdi iki tarafın arasını bulmak için lobi yapıyor. Bir yandan da Iraklı Kürtleri PKK’yı sıkıştırmaları konusunda uyarıyor.”

“Türklerle dostluk, Iraklı Kürtlere, petrollerini ihraç etme ve İran’ın bölgedeki nüfuzunu engelleme imkanı verecektir. Bu durum onlara, Amerikalılar gidince bir güvenlik şemsiyesi bile sağlayabilir.”

“Ancak son bir sorunlu nokta, petrol zengini tartışmalı vilayet Kerkük. İçinde de Türklerin kuzeni olan geniş bir Türkmen azınlığı var. Türkiye Kürtlerin burayı kendi bölgelerine ekleme arzusundan vazgeçmesini istiyor. Bunu da ileride belki mümkün olsa da hemen yapmayacaklardır.”

İran’daki uranyum stoku

Financial Times‘ın bugünkü manşeti: “İran’da bombaya yetecek kadar uranyum var”

“Birleşmiş Milletler’in raporu İran’daki malzeme stoklarında bir sıçrama olduğunu ortaya koyuyor. İran’ın kapasitesi İsrail’in ‘kırmızı çizgilerini’ aşacak büyüklükte.”

“Birleşmiş Millletler açıklamayı dün yaptı. Bu açıklama Obama yönetiminin Tahran ile nükleer programını müzakere etmeyi içeren politikasını geliştirdiği sırada geldi.”

“Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsünün Başkanı David Albright, ‘Eğer İran nükleer silah geliştirme kararı aldıysa, şu anda bunu hızlıca yapabileceği bir döneme giriyor’ dedi.”

Türkiye’de sürpriz indirim

Financial Times‘da yer alan Türkiye’ye ilişkin bir haberin başlığı ise: “Türkiye’deki faiz indirimi piyasaları şaşırttı”

“Perşembe akşamı Türk Merkez Bankası ana borçlanma faizini 150 baz puan indirdi. Doğu Avrupalı komşuları para birimlerini desteklemek için faiz artırmayı düşünürken Türkiye’nin bu adımı piyasaların beklentisini de aşmış oldu.”

“Faiz yüzde 11,5 ile tarihin en düşük seviyesine indi. Uzmanlar ise gelişen ülke para birimleri üzerinde baskıların bulunduğu ve Türkiye’nin IMF ile yatırımcıların güvenini artıracak bir anlaşmaya varmasının geciktiği bir ortamda bu kararı ‘cesurca’ buldu.”

“Afyon üretimi meşrulaştırılsın”

Times‘ın Güney Asya muhabiri Jeremy Page’in kaleme aldığı bir yazı, Afganistan’daki afyon üretimine ilişkin:

“Afgan uyuşturucu ticaretinin kökünü kazımaktaki başarısızlıklarıyla çileden çıkan Batılı hükümetler için bazı çevrelerde iki cazip çözüm önerisi destek kazanmaya başladı: Afyonu satın almak ya da üretimi meşrulaştırmak.”

“Sekiz sene önce ABD işgali başladığında Afganistan’da afyon üretimi neredeyse hiç yoktu. Çünkü Taleban yönetimi altında, din adamları afyon ekimini büyük ölçüde bitirmişti.”

“Geçen sene ise Afganistan dünyadaki yasadışı afyon arzının yüzde 90’ını üretti. ABD geçen sene narkotikle mücadele kapsamında Afganistan’da 1 milyar dolar harcadı.”

“Peki o zaman tüm mahsulü satın almak daha ucuz ve kolay olmaz mı?”

“Daha az radikal bir öneri de Afganistan’ın afyona dayalı yasal ilaçlar üretmesine izin verilmesi. Bu öneriye göre Afgan üreticilere, Türkiye, Hindistan ve Avustralya’daki yasal afyon üreticileri gibi uluslararası ruhsatlar verilebilir.”

İngiltere’de eğitim

Guardian gazetesi bugün pek çok gazetenin yer verdiği bir konuya manşette yer veriyor.

Habere göre “Sınavlar, çocukların hayatını mahvetmekle suçlanıyor.”

“İngiltere’deki ilkokullarda yapılan bağımsız bir araştırma, öğretmenlerin kendilerine konulan hedeflerden kurtarılması çağrısında bulunuyor.”

“Buna göre hükümetin, yaratıcı öğretim yöntemleri yerine, okulların okuma yazma ve matematiksel beceriye odaklanmasında ısrar etmesi çocukların hayatını olumsuz etkiliyor.”

“Cambridge Üniversitesi’nin araştırmasına göre ulusal müfredatın dar kapsamlı oluşu ve aşırı ölçülerde teste dayalı olması çocukların okuldan zevk almalarını kısıtlıyor.”

Gürcistan ve Eurovision

12 Mayıs’ta Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenecek Eurovision şarkı yarışması yarı finalinde Gürcistan’ı temsil edecek parça pek çok gazete gibi Independent‘ta da yer alıyor.

Parça kelime oyunu yoluyla Rus başbakan Vladimir Putin’i hedef alıyor. “We don’t wanna put in” adlı parça hem “İçeri almak istemiyoruz” hem de “Putin’i istemiyoruz” anlamına geliyor.

Şarkı ve “Stefane ve 3G” adlı topluluk hakkında Gürcistan Eurovision jürisi başkanı Stephen Budd’ın kaleme aldığı yorumdan bazı satırları aktaralım:

“Stefane ve 3G’nin hakkını teslim etmeniz gerekir. Cesur insanlar. Hem Gürcü olmak hem de gidip Moskova’da Putin karşıtı bir parçayla sahneye çıkmak yürek ister.”

“Kendilerine de bunu sordum. Ancak bu şarkıyı söyleme cesaretlerinin olduğunu söylediler.”

“Daha iyi şarkılar da vardı. Ben onlardan birine oy vermiştim. Ama bu da eğlenceli bir Doğu Avrupa pop parçası ve tartışmalı satır da oldukça zararsız.”

“Daha kışkırtıcı sanatçılar da gördük. Bunlardan biri eşcinsel bir Stalin gibi giyinmişti ve yanında da dört Sovyet kadın striptiz yapıyordu.”

“Peki Gürcistan Eurovision’u kazanabilir mi? Eğer Ruslar bu şarkıya izin verirse, stratejik bir oylamaya tanık olacağız. Rusların müttefikleri düşük oylar verecek, onları sevmeyenler de Gürcistan’ın parçasını destekleyecek.”

“Slumdog geliyor”

Pazar gecesi düzenlenecek Oscar ödül töreni ile ilgili olarak eleştirmenlerin tahminlerini toparlayan Daily Telegraph, “Dikkat, Slumdog geliyor” diyor.

“Yönetmen Danny Boyle’un Mumbaili çılgın yaramaz çocuğu, Pazar günkü Akademi Ödülleri’nde zafer kazanacak gibi görünüyor.”

“Slumdog Millionaire filmi diğer adaylardan daha farklı. Yerinde duramayan, daha az ciddi, dalgalanan bir duygusal tona sahip ve Danny Boyle tarafından sanki hayatı risk altındaymışçasına yönetilmiş.”

“İngiliz yapımı bu filmin sonunda kendinizi “Ne filmdi ama” diye düşünürken bulabilirsiniz.”

BBC Turkish / 20.02.09

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter