Tahkimat, daha büyük ve sonuç alıcı savaşlar içindir!
Hiç kimse,özellikle liberal – reformist Kürt aydınları ve siyasetçileri kendilerini kandırmasın! Kökleri Teşkilat-ı Mahsusa’ya giden özel savaş aygıtının çözülme sürecine girdiği gibi bir yanılgı içine girilmesin! Çözülme değil, tersidoğrudur, işleyen süreç de budur!
Egemenler arasındaki çatışma devam ediyor. Bunun birçok iç ve dış nedeni var. Bunlar, şuanda bu yazımızın kapsamı dışındadır. Ancak şu kadarını belirtmek gerekiyor: Buiç çekişme ve ortaya dökülen kir pas, bir yenilenme ve yeniden yapılanmavesilesi, kaldıracı yapılmaktadır. Yeniden yapılanma, aynı zamanda iç çatışman oktalarının çoğalması, çatışma şiddetinin artması anlamına geliyor. Ama bir kezdaha görüldü ki, bu çatışmanın kendisinden demokrasi çıkmıyor, çıkmaz! Buçatışma süreci devrimci ve demokrat güçlere önemli olanaklar sunsa daçatışmanın kendisi demokrasiyi geliştirmez…
Devrimci demokrat güçler, ezilenler ve demokrasiden yana olan çevreler, bu sürece etkinve sonuç alıcı tarzda müdahale edemedikleri, daha doğrusu buna güçleriyetmediği için, süreç, devletin kendisini yeniden daha güçlü bir tarzdayapılandırmasına dayanak yapılmaktadır! Gelinen noktada süreç bu hedefdoğrultusunda işlemektedir.
Anayasa Mahkemesinin AKP ile ilgili aldığı karar, Ergenekon İddianamesinde bu yapınınGenelkurmay ve MİT ile bir bağının olmadığının vurgulanması, ardından Ordununkomuta kademesinde yaşanan devir-teslim süreci ve “ilk icraat” olarak tutuklu emekligenerallerin ziyaret edilmesi, aynı zamanda bu toparlanmanın ve giderek atağa geçmenin ipuçları olarak değerlendirilmelidir! Dahası var. Dün basına yansıyan haberlere göre, Ergenekon savcıları hakkında inceleme başlatılmış bulunuyor. Buhaber, “İkinci Şemdinli mi” başlığı ile verildi.
Genelkurmay veKuvvet Komutanlıklarında yapılan devir teslim törenlerinde dile getirilen görüşler, devletin ve onun esas iktidar odağının konum ve çizgisinde kikararlılığı ortaya koymuş, laiklik, ulus-devlet vurguları bunların açık ifadesiolmuştur. Yeni Genelkurmay Başkanının Diyarbakır gezisi ve orada yaptığıkonuşma aynı çizginin daha net ve kesin vurgulanmasıdır.
Belli ki,Genelkurmay, Kürdistan sorununda inkâr ve imhaya dayalı özel savaş çizgisini vepratiğini sürdürme kararındadır; bunun değişmez devlet politikası olduğunu, altını bir kez daha çizerek belirtmiştir.Bunu sadece bir propaganda ve kararlılık gösterisi olarak sanmak büyük biryanılgıdır. Tersine dile getirilenler devletin özü, onun sömürgeci egemenliğininbir kez daha hatırlatılmasıdır.
Hala “Barış” ve“Demokratik çözüm” hayalini görenlerin bundan gerekli dersi almaları da güçgörünüyor. 1 Eylül Barış Günü vesilesiyle yapılan eylem ve etkinliklerde dilegetirilen görüşler, bu ayakları yere basmayan hayalleri bir kez dahagöstermektedir.
Genelkurmay,sadece Kürdistan sorununda değil, diğer temel konularda da bir iktidar odağıolarak hareket etmekte, güncel politikada daha açık ve etkin görünme eğilimindedir. Yeni Genelkurmay Başkanının ilk uygulamaları buna işaretetmektedir. İlk icraat olarak tutuklu emekli generallerin ziyaret edilmesi vebunun resmi bir bildiriyle sahiplenilmesi, önümüzdeki günlerde basın ve yayınorganlarının temsilcileriyle bir toplantının yapılacağının duyurulması,Genelkurmayın son bir yıl içinde izlediği “Ricat taktiğinden” saldırı taktiğinegeçtiğinin birer işareti sayılmalıdır. Ergenekon savcıları hakkında incelemeninbaşlatılmış olması da bu bağlama oturmaktadır.
Aslında kuraldışına çıkmış, her açıdan deşifre olmuş, bir de ABD ve AB ile ilişkilerde“pürüz” çıkarma eğiliminde olan unsur ve eğilimlerin tasfiyesinde Genelkurmayında kesin onayı vardır. Emekli generallerin tutuklanmasında bu onay verilmiştir.Ancak bununla birlikte kendi iç dengelerinin yeniden kurulmasında, yaşanan itibar yitiminin giderilmesinde ve arınarak yeniden yapılanma sürecinin başarısında,özel savaş aygıtının bütün elemanlarına destek sunulmasında bazı adımların atılmasını gerekli görmüşlerdir. Tutuklu emekli generallerin ziyareti böyle birişleve sahiptir. Aynı zamanda Ergenekon operasyonunun sınırlarını çizerek otayakoyan bir tutumun somut ve asmbolik bir ifadesidir. AKP’nin de bundan ötesinde soluğunun yetmeyeceği açıktır. Zaten kapatılma davasında alınan karar, onun da sınırlarını ve hareket alanını belirlemiştir. Bu noktada inisiyatifin yeniden Genelkurmayın eline geçmeye başladığını söylemek bir abartı olmayacaktır.
Ancak temel noktalarda tüm egemen cephenin tarafları arasında bir mutabakat vardır.Kürdistan, Kıbrıs, devletin temel nitelikleri, ABD ile ilişkiler ve belliölçüde AB konusunda genel bir mutabakat vardır.
YeniGenelkurmay Başkanının ABD ile ilişkilere çok büyük önem verdiklerini ortayakoyan sözleri, bir övgü sözü olarak alınmamalı, tersine bir çizginin, birkonumun, bir itaat beyanının açık ifadesi olarak algılanmalıdır! ErgenekonOperasyonun ideolojik yönüyle “Avrasyacı ulusalcı” eğilimi hedef alması boşunadeğildir. Bu, ABD ve AB’nin istemleri doğrultusunda bir ideolojik arınma operasyonu anlamına da gelmektedir. Genelkurmayın sözleri, bu anlamda ABD’yeverilen yeni bir güvence, bölgesel politikalarda onun eli kolu olma durumununbir kez daha teyidi ve kendi iç bünyesinin bu noktaya getirildiğinin teminatıolarak okunmalıdır!
Kısacası bugün,iktidar çekişmesi bir noktaya gelmiştir, bu, bundan sonra da belli düzeylerdedevam edecektir. Bu süreç, devletin, onun içyapısının ve iktidar dengelerinin yeniden oturtulması yönünde işlemeye devam edecektir. Bu aşamada Genelkurmayın bir adım öne geçtiği, ricattan atağa geçtiği ve bu durumun özel savaşın tahkimedilmesi biçiminde yol aldığı belirtilebilir.
9 Eylül 2008