38 üyeli Irak Bakanlar Kurulu 27 üyesinin ‘evet’ oyu ile Amerikan askerlerinin ülkeden ayrılmasını kapsayan anlaşmayı onayladı.
Irak Parlamentosu da dünden itibaren bu anlaşmayı tartışmaya başladı.
Anlaşma gereği 20 Mart 2003’te ülkeyi işgal eden Amerikan askerleri Ocak 2012’ye kadar buradan ayrılmış olacak.
Yani Amerikan askerleri Irak’ta 9 yıl kalmış olacak. Peki bu askerler ne gerekçe ile Irak’a gelmişti?
1- Irak’ta nükleer ve kimyasal silah var.
2- Saddam Kaide ile işbirliği yapıyor.
3- Saddam diktatör ve halkına eziyet ediyor.
Sonra ne oldu?
1- Irak’ta kimyasal ve nükleer silah bulunmadı.
2- Saddam’ın Kaide ile hiçbir şekilde ilişkisi olmadığı anlaşıldı.
3- Dünyadaki tüm diktatörleri, askeri yönetimleri ve faşist iktidarları destekleyen ABD’nin özellikle Saddam’ı seçtiği kanıtlandı.
Oysa Saddam’ı 8 yıl süre ile İran ile savaştıran sonra da Kuveyt’e sokturan ABD 1991’de isteseydi Bağdat’a girip Saddam’dan kurtulabilirdi. Ama yapmadı ve Irak’ı işgal edebilmek için 12 yıl bekledi. Ama bu süre içinde ‘Çekiç Gücü’nü Türkiye’ye göndererek kuzeydeki Kürtleri korudu.
Özet olarak hatırlatmaya çalıştığım tüm bu gerçeklerde çok önemli detaylar var.
Tıpkı Bağdat ile imzalanan son anlaşmada olduğu gibi.
Her cümlesi bile çelişkilerle kaleme alınmış bu anlaşma ile ABD’nin Irak işgalinin son bulacağını sananlar pek yakında nasıl yanıldıklarını anlayacaklar. Çünkü Amerikan işgali Irak’ta güvenlik ve istikrarın değil tam tersine geleceğe dönük her türlü düşmanlık ve çatışmanın altyapısını hazırlamıştır. İşgalden bu yana bir milyon insanın ölümüne neden olan Amerikalıların kurduğu Irak ordusunda Sünnilerin oranı % 6 civarında. Amerikalılar Sünni direnişi kırmak için geçen yıl Sünni aşiret liderlerine 500 milyon dolar dağıtarak 120 bin kişilik Sünni özel birlikler kurulmasını sağladı.
Bunların Irak ordusuna alınmasına Şiiler karşı çıkıyor. Kürt peşmergeler ise hukuki olarak Irak ordusunun bir parçası olmalarına rağmen Kuzey’de özel ve bağımsız bir ordu olarak örgütlenmiş durumda. Şimdi de Başbakan Maliki’nin talimatı ile tartışmalı bölgelerin güvenliğini (örneğin Kerkük) sağlamak için özel korucu sistemi getiriliyor. Kürtler bu korucularla savaşacaklarını söylüyor.
Irak’ın tüm devlet kurumları Şiilerin kontrolünde.
Şii gruplar da kendi arlarında bu kurumları paylaşıyor.
Kürt, Şii ve Sünni kentler, kasabalar ve asmtler ayrılmış durumda.
Bu ve buna benzer detayları sayfalarca anlatabiliriz.
İşte böylesi çelişkilerle dolu bir Irak’ta Amerikan askerlerinin çekilip çekilmemesi bence hiç önemli değil.Çünkü bu çekilme çok önemli bir şarta bağlanmaktadır:
“Irak ordusunun ülkede güvenlik ve istikrarı sağlama yetenek ve becerisini göstermesi.”
Yani Irak ordusu ülkenin iç ve dış güvenliğini sağlayamazsa Amerikan askerleri Irak’tan çekilmeyecek ya da gerekirse geri gelecek.
Peki yukarıda özetlediğim gerçekler ışığında Irak ordusu 160 bin Amerikalı askerin sağlayamadığı güvenlik ve istikrarı sağlaması olası mıdır?
Şiilerin Sünnilere, Kürtlerin her ikisine güvenmediği bir ülkede acaba nasıl bir istikrar ve barış olabilir?
Hadi oldu diyelim…
Amerikalıların çekilmesinden sonra Irak’ın İran destekli Şiilerin kontrolüne girmesi durumunda yoğun Şii nüfusun yaşadığı Sünni Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri acaba ne yapacak?
Ya da İran’ın nükleer programını bahane ederek bu ülkeye saldırma planları yapan ABD ve İsrail, Tahran’ın bölgede daha da güçlenmesine sessiz kalır mı?
Görüldüğü gibi Irak bilmecesi imzalanan anlaşma ile çözülmeyecektir.
Çünkü bu bilmeceyi bugün değil 100 yıl önce hazırlayanlar, aslında çözümsüzlüğü amaçlamışlardır.
Yoksa Irak’ın işgal edilmesi için ciddi hiçbir gerekçe yoktu.
Saddam’dan kurtulmak gerçek bir neden olsaydı ABD bunu Irak’ı işgal etmeden de yapabilirdi.
Tıpkı işgal ettikten sonra yaptığı gibi.
Çünkü ABD, Saddam generallerini hatta en yakın akrabalarını satın alarak Bağdat’ı ele geçirmiş, Saddam’ın oğullarının yerini tespit ederek onları yargılamadan öldürmüş ve en son olarak Saddam’ın kendisini saklandığı yerden alarak idam etmişti.
Ama Amerikalılar 2003 öncesinde bu yolu tercih etmeyerek Irak’ı işgal etmek ve tüm coğrafyamızı sonu gelmeyecek zor ve karmaşık bir sürecin içine süreklemek için 12 yıl bekledi.
Açık ve net söylüyorum:
“İmzalanan anlaşma ile Amerika’nın Irak işgali hukuki olarak sona erebilir ama Amerika’nın Irak ve genel olarak coğrafyamıza yönelik tehlikeli ve pis oyunları asla bitmeyecektir”.
Mart 2003’te de vurguladığım bu gerçeğin bir kez daha kanıtlanması için Ocak 2012’yi beklemeyi tercih edenler başlarına nelerin geleceğini er ya da geç göreceklerdir.
Akşam / 18.11.08