0 0
Read Time:9 Minute, 42 Second

altİsmini belirtmek istemeyen bir polis şefinin zarar hesabı:
“Böyle bir şey hiç görmedim”

Atina polisi yazılı bir açıklama yaparak isyancıların zarar verdiği ya da yaktığı yerlerin dökümünü açıkladı: 31 mağaza, 9 banka şubesi ve 25 araba. Zarar verilen araçların arasında Atina’nın merkezindeki Acropolis Polis Kararkolu önünde park etmiş 6 polis devriye aracı da bulunuyor.

24 polise kendilerine atılan nesnelerle yaralanır ve hastanede tedavi edilirken, bir tanesi pazar sabahı hastanede kalmaya devam ediyordu. Açıklamada “Beşi zarar verilen mağazalardan hırsızlık yaptığı birisi de silah taşıdığı için 6 kişi tutuklandı” dedi.

Soruşturmayla olan ilgisi yüzünden ismini belirtmek istemeyen bir polis şefi “Böyle bir şey hiç görmedim” dedi… “Tansiyon o kadar yoğun ki, neredeyse bıçakla kesilecek gibi” dedi.

7 Aralık 2008/ AP ve NY Times’ın 13.25’te geçtiği bir haber

***

Bizim yüzyılımız başlarken…

Merhaba…

Şu an gümbür gümbür Keny Arkana dinlediğimiz İktisat Fakültesi işgalinde, enformasyon noktası olarak kullandığımız mekanda, eldeki verileri derli toplu kılmaya çalışıyoruz.

Ne mümkün! Yarın isyanın 1. haftasına giriyoruz ve bu süre içinde olan bitenlerin bir listesini tutmaya kalksak başa çıkamayacağımız ortada. Diğer yandan insanın kaleme kağıda dokunası gelmiyor. Nefes almayı ve isyanda olduğumuz bilincini bir an olsun yitirmemek, tadını çıkarabilmek için.

Yine de bilgilendirme adına üzerimize düşen tek şey çeviriler değil. Elbette size nasıl hissettiğimi anlatabilmem zor. En azından birkaç gözlemde bulunmak ve size bulunduğumuz noktanın tarihsel ciddiyetini hatırlatmak istiyorum.

Agyos Dimitrios’ta Halk Meclisi’nin Özgür Belediyesi’yle birlikte başka bir sürece girdiğimizi düşünüyorum. İşgaldeki Yoannina şehri Belediyesi’ni ve Halandri Belediyesi’ni de bu listeye ekleyelim. İlerleyen günlerde yeni belediyelerin de doğrudan demokrasi alanına geçeceğine inanıyorum. İsyanın attığı en büyük adımlardan biri bu. Doğrudan demokrasi, isyandan devrime doğru atılmış en ciddi adım olarak görünüyor gözüme. Bugün yapılan açık toplantılarda tartışılan eylem programlarına baktığımızda, ya da dünyaya Atina’dan baktığımızda, sadece biçimsel bir hamleden bahsetmediğimiz de ayan beyan olacak.

300 kadar yoldaşın katıldığı bir genel toplantıda, ifade edilen verilere bakacak olursak, hali hazırda Atina’nın ticari kapasitesinin yüzde 10’u tahrip edilmiş durumda. Toplam nüfusun binde 5’inin, politik aktivite içindeki nüfusun yüzde 3.4’ünün eylemlerde yer aldığı türünden hesaplar ifade edildi. Bunlar büyük ihtimalle basında yer alan veriler. Yani bir yandan sistem hükmünü sürüyor. Ama yeni olan bu değil. Yeni olan, adım adım ilerleyen isyan.

Her ne kadar dünya egemenleri hükümeti daha sert önlemlere zorlasa da hükümetin yapabileceği fazla birşey yok. Böyle durumlarda çözücü faktör olarak devreye soktukları polis halk tarafından defterden silindi. Hükümet, vahşi bir hayvana sükunet enjekte etmenin yollarını arıyor. Yeni bir ölüm haberinin yıkım olacağını onlar da biliyor. Fakat o ölüm haberi Melbourne’dan geliyor. Mücadelenin küreselliğini anlatmak isteyenlere, saldırının küreselliğini hatırlatır gibi. Yine 15’inde bir çocuk, yine polisler tarafından öldürülüyor.

Danimarka’da 62 yoldaşımız gözaltında. Meksika’da yoldaşlar polis merkezini patlatıyorlar dayanışma için. İtalya ve İspanya’da ilk kıvılcımları çakıyor isyanın. Eylemlerin yapıldığı şehirleri yazmak bile yorucu görünüyor. Ve sizden ricam, bunu Yunanistan isyanı olarak görmekten ve dayanışmaktan vazgeçmeniz. Yunanistan’da isyanı bir günde bastırabilirler. Ama ertesi gün Paris’te karşılaşacağınız, aynı isyandır. Bu isyan yüzyıl sürecek arkadaşlar. 99 yıl toprağın altına çekilse de 100. yıl yeniden çıkacak ortaya. Bu bizim isyanımız, dünyanın dört yanında yoldaşları ve düşmanları olanların isyanı. Biraz empati, dayanışmacı rolünü unutturacak ve ateşi, içinizdeki ateşi sokağa taşımanız gerektiğini farketmenize yetecek.

Tarihin en net çizgilerle ayrılan sınıfsal isyanı içinde olduğumuza inanıyorum. Dahası, tüketim toplumuna ve teknolojiye karşı bu kadar ciddi bir saldırının daha önce yaşanmamış olduğuna inanıyorum. Bu yüzden, ihtiyarların ‘şiddet’ edebiyatı karşısında sabırlı olun. Onlar çok acı çektiler ve içleri katranla doldu. Nerede ışık görseler orayı çamurla sıvamaya kalkıyorlar. Bu sefer güneşi sıvamaya kalkıyorlar. Bizim onlardan naçizane farkımız, şiddetin sadece dinamik değil, kinetik de olabileceğini anlamış olmamız.

Yani bütün o doğrudan demokrasi alanları bir günde ortadan kaldırılabilirler. Bunu biliyoruz. Mesele şu ki bunlar bir hafta önce yoktu. Ve sesimize dünyanın dört bir yanından yankı gelmeseydi, isyan bu aşamaya bile gelemezdi.

Hepimiz gördük ki, 3-5 kişi değiliz. Yalnız değiliz. İçinde bulunduğumuz tarihsel noktanın önemi işte bu. Hayallerimizi gerçekleştirebilecek kadar çoğuz. Yeterki kıvılcım çaksın.

Derin bir nefes alın arkadaşlar. Bizim yüzyılımız asıl şimdi başlıyor.

* Yunanistan´da isyana katılan bir anarşistin ilettiği mesaj
Kaynak: http://www.anarsi.org/haber.php?isl=oku&id=250

***

Katiller bedel ödemelidir *

6 Aralık Cumartesi, bir Polis Özel Kuvvetler mensubu, Atina merkezinde soğukkanlı biçimde, 15 yaşında bir çocuğu öldürdü. Düzinelerce görgü tanığı, medya da konuşarak bunun soğukkanlı bir cinayet olduğunu doğruladı. Ortada herhangi bir olay da yoktu. Yunan Hükümeti’nin kamuoyuna yalan söyleme girişimi de sonunda boşa çıktı: 7 Aralık gecesi, ana akım medya bile hükümetin yalanlarını “açık bir yalan” olarak tanımladı.

Polis cinayeti, yıllardır süren, gençliğe ve çalışan halka yönelik tırmanan devlet terörünün ardından geldi. Polis terörü bugüne kadar hep cezasız kaldı ve hep Karamanlis’in neoliberal hükümeti tarafından üstü örtüldü, aklandı. Geçen sene boyunca düzinelerce gösterici ve başka vatandaşlar veya göçmenler polis tarafından gözaltına alındı, işkence edildi, yaralandı.

Yunan Hükümeti, halkın tepkilerini boşa çıkarmak için bir ‘istifa’ tiyatrosu tertipledi, İçişleri Bakanı ve Emniyet Müdürü önce istifa ettirildi, sonra da bu istifalar Başbakan tarafından ‘reddedildi’.

Böylece, Yunan Hükümeti 15 yaşındaki gencin ölümünün tüm sorumluluğunu taşımaktadır. Bu münferit bir olay değildir. Katilin eline silahı Yunan Hükümeti vermiştir. Yunan polisini eğiten ve onlara, “Devlet sizsiniz ve siz dokunulmazsınız, kanunların üstündesiniz” diyen Yunan Hükümeti’dir.

Dünden bu yana binlerce Yunan genci ve emekçisi, tüm Yunanistan’da bu olayı lanetlemek ve bu hırsızlar ve katiller hükümetine karşı tümüyle haklı öfkelerini haykırmak için sokaktalar. Atina, Selanik, Patra ve başka kentlerde düzinelerce gösteri adeta kesintisiz şekilde yapılmaktadır. Bütün sol örgütler bu başkaldırıda “Kahrolsun katillerin ve soyguncuların hükümeti” sloganıyla yer almaktadır. (Bunun utanç verici istisnası Yunanistan Komünist Partisi’dir, çünkü o sadece bir açıklama yayımlamakla yetinmiştir.)

Dün, 7 Aralık Pazar, Atina’da sol güçlerin düzenlediği gösteri binlerce insanı birleştirdi. Polisin alışılmadık bir barbarlıkla saldırdığı gösteriyi ezmeye devlet terörü yetmedi. Protestolar her yerde devam ediyor. Tüm Yunanistan’da durum benzerdir.

Katiller ve onları teşvik edenler, K. Karamanlis’in neoliberal hükümeti, suçlarının bedelini ödemelidir! Devlet terörüne geçit yok! Halkın mücadelesi kazanacak!

Antiemperyalist Bileşen (Yunanistan)
*Kaynak: www.atilim.org (Başlık da Atılım’a aittir.)

***

KOE: İsyanı büyütmeye*

(a) Pazartesi 8 Aralık

Dün tüm ülke çapında gösteriler yaşandı. Onbinlerce lise öğrencisi okullarında toplandılar ve şehir merkezine yürüdüler. Öfkelerini Atina Polis Merkezi önünde gösterdiler. Parlamento önündeki polis özel kuvvetlerine taş ve yumurta fırlattılar. Pire’de polis otolarını ters çevirdiler. Yunanistan çapında polis istasyonlarına saldırdılar. Hükümetin yanıtı dev bir devlet terörü dalgası oldu. Düzinelerce insan, Özel Kuvvetler polisi tarafından gözaltına alındı ve yaralandı. Birçok durumda polis gözaltına aldığı 14-15 yaşında gençleri kıyasıya dövmeye devam etti. Ama bu kitlelerin öfkesini büyütmekten başka bir işe yaramadı.

Dün öğleden sonra, Atina’da son yıllardaki en büyük ve mücadeleci gösterilerden birisi yaşandı. Sol örgüt ve partilerin çağrısıyla yapılan gösteriye 40 bin kişi katıldı. Genciyle yaşlısıyla öğrencisi ve çalışanıyla kitle kent merkezinden saatlerce geçti. Katillerin hükümetine karşı sloganlar haykırdı. Göstericiler, Özel Kuvvetler polisinin defalarca yaptığı saldırılara karşı cesurca karşı koydular. Bu saldırılarda tonlarca gaz bombası, kimyasal vb. kullanıldı. Buna rağmen polisin yürüyüşü kırma girişimi başarısız kaldı. Baskı güçleri doğrudan Yunanistan Komünist Örgütü’nün kitlesel kortejine saldırdılar, kortejin tam ortasına kimyasallar fırlattılar. Ama kortejimiz kısa sürede yeniden birleşerek yoluna devam etti. Gösterilere sürekli daha fazla insan, baskıyla karşılaşmayı göze alarak, maskelerini ve kimyasalların etkisini sınırlayan sıvıları alarak geliyor. Hükümet ve ana akım medya, ‘kamu ve özel mülkiyetin imhasına’ odaklanarak dikkatleri polis cinayetinden ve hükümeti devirmeyi hedefleyen halk iradesinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar.

(b) Salı 9 Aralık

Bugün öğleden sonra, katledilen delikanlı Alexis Grigoropoulos’un cenazesi olacak. Öncesinde, öğlen saatlerinde lise öğrencileri ve öğretmenleri tarafından düzenlenecek gösteri başlayacak. Gösteri ve yürüyüşler ülke çapında sürüyor. Mahallelerde sokaklardayız, halkı yarın (10 Aralık) yapılacak genel greve çağırıyoruz.

Yunanistan Komünist Örgütü ve Radikal Solun Koalisyonu, yarınki merkezi mitingin yerini, gösteri olmasın diye değiştiren sendikaların satılmış liderliğini mahkum ettiler. Hareketin birliğini ve mücadeleciliğini kırmaya yönelik olarak ‘liberal’ ve ‘sosyalist’ sendika yönetimleri tarafından yapılan bu girişim başarısız kalacaktır. Gençliği ve emekçi halkımızı, ilk belirlenen yerde toplanmaya ve Parlamento’ya yürümeye çağırıyoruz. Satılmış bürokratlar kendilerini bile toplayamayacaklardır.

(c) Protesto hareketinin niteliği, bizim yönelimimiz

Halk dördüncü gündür sokakta. Suçlu hükümeti cezalandırıyor. Bu, bankerlerin, büyük sermayenin, gerici kilisenin, yozlaşma ve devlet terörünün hükümetidir. Gençlik kendi geleceklerini öldüren ve eğitimi özelleştiren bu hükümeti cezalandırıyor. İşçi kitleleri, yoksulluk ve işsizliğe yol açan, ulusal zenginlikleri satan ve bankalarla büyük sermayeye milyarlar sunan bu hükümeti cezalandırıyor. Yunanistan Komünist Örgütü diyor ki: Sol’un gösterilere katılması yeterli değildir. Sol, halka önderlik etmelidir. Şimdi tereddütün ve ‘kurumsal’ politikanın zamanı değildir.

Genelleşmiş öfkeyi ve mücadeleci ruhu bir halk ayaklanmasına dönüştürmeliyiz. Şimdi halkımızın “Kahrolsun katillerin ve suçluların hükümeti” çığlığını, K. Karamanlis suçlu hükümetini boğacak bir denize dönüştürmenin zamanıdır. Bu nedenle, KOE’nin Yunanistan’ın her tarafındaki tüm üye ve asmpatizanları, daha geniş yığınları sokağa dökmek ve hükümeti cezalandırmak için mücadele ediyor. Okullarda, üniversitelerde, iş yerlerinde, mahallelerde grevleri örgütlüyor ve destekliyoruz. Zenginlerin ve katillerin hükümetini kovmak için eylem birliği yapıyoruz. Genel grevi, polis cinayetine, yoksulluğa ve çürümeye yönelik bir Halk Mahkemesi’ne çevirmek için çalışıyoruz.

Herkes sokaklara! Herkes mücadeleye! Biz kazanacağız!

Atina, 9 Aralık 2008
Yunanistan Komünist Örgütü (KOE)

Not: Yunanistan Komünist Partisi’nin (KKE) utanç verici pozisyonunu mahkum etmek durumundayız. KKE, hükümetle ‘isyancılar’ arasında ‘eşit mesafede’ duruyor ve dahası, Yunanistan Komünist Örgütü’nü ve Radikal Solun Koalisyonu’nu ‘provokatörlere sahip çıkmak’la suçlamaya cüret edebiliyor. K. Karamanlis’in suçlu hükümetinin Çalışma Bakanı Bayan Petralia’nın dün akşam KKE’yi takındıkları ‘sorumlu’ tutumdan dolayı tebrik etmesi onların utanç verici gerçeğini sergilemektedir. Bir kez daha, ‘büyük devrimci sözler’, ‘gerçekçi sorumluluk’ ile el ele gidiyor ve yine, Karamanlis hükümetine yardım ellerini uzatıyorlar.
*Kaynak: www.atilim.org (Başlık da Atılım’a aittir.)

***

Devlet katleder!

6 Aralık 2008 Cumartesi Exarchia’da, 15 yaşındaki yoldaşımız Alexandros Grigoropoulos göğsüne isabet eden bir kurşunla polis tarafından soğuk kanlılıkla katledildi!

Bu olay katle ortak olan politikacıların ve gazetecilerin ifade ettiklerinin tersine münferit bir olay değil fakat direnişçilere, devrimcilere, anarşistlere ve otorite karşıtlarına yönelen sistematik ve organize devlet baskısının patlamasıdır. Bu, otoriteyle mücadele edenlere, yeni baskı mekanizmalarıyla, iftiracı medya propagandalarıyla, sıfır tolerans doktorinleriyle sürekli silahlanma, artan şiddet kullanımı ile kendini gösteren devlet terörizminin zirvesidir.

Baskının şiddetlenmesi, peşinen toplumsal rızayı yoketme girişimi ve üniformalı devlet katillerinin silahlandırılması için ortamı hazırlayan bu koşullardır. Toplumsal ve sınıfsal mücadele içindeki insanlara yönelen ölümcül şiddet, cezalandırmalarla korku yaratarak herkesin teslimiyetini amaçlıyor. Bu, devletin ve patronların, tüm topluma karşı daha katı sömürü ve baskı koşullarını dayatılmasına, kontrol ve baskıyı sağlamlaştırılmasına yönelik daha geniş bir saldırısının parçasıdır. Okullardan üniversitelerden, iş kazası denilerek öldürülen yüzlerce işçiyi içeren ücretli köleliğin zindanlarına ve nüfusun çoğunu kucaklayan sefalete… Sınırlardaki maden sahalarından, göçmen ve mültecilerin katliam ve kıyımlarından, polis karakollarındaki ve hapishanelerdeki sayısız ‘intihar’a… polis kuşatmalarındaki ‘kaza kurşunları’ndan, yerel direnişe gösterilen şiddetli baskıya, demokrasi dişlerini gösteriyor.

Alexandros’un katledilmesinden itibaren Atina merkezinde eş zamanlı gösteri ve isyanlar patlak verdi, Politeknik, Hukuk ve Ekonomi Okulları işgal edildi ve birçok farklı yerde ve şehir merkezinde devlete ve kapitalist hedeflere saldırı düzenlendi. Selanik, Patras, Volos, Chania ve Heraklion’da Girit’te, Giannena’da, Komotini’de ve birçok şehirde gösteriler, saldırılar ve çatışmalar meydana geldi. Atina’da, Patission caddesindeki – Politeknik ve Ekonomi Okulu’nun dışı- çatışmalar tüm gece sürdü. Politeknik civarında polis plastik mermiler kullandı.

7 Aralık Pazar, binlerce insan Atina’daki polis merkezlerine yürüdü, ve polisle çatıştı. Eşi görülmemiş gerilimdeki çatışmalar şehir merkezindeki sokaklara taştı, gece geç saatlere kadar sürdü. Birçok gösterici yaralandı, bir kısmı gözaltına alındı. Cumartesi gecesi başladığımız Politeknik işgaline birlikte kavgaya tutuşan tüm insanlara nefes alacak alan yaratmak ve şehirde bir tane daha kalıcı direniş odağı yaratmak için devam ediyoruz.

Barikatlarda, üniversite işgallerinde, gösterilerde ve toplantılarda Alexandros’un ve ayrıca Michalis Kaltezas ve devlet tarafında öldürülen, efendisiz ve kölesiz, polissiz, ordusuz, hapishanesiz ve sınırların olmadığı bir dünya için mücadele eden tüm yoldaşların hatırasını yaşatıyoruz.

Üniformalı katillerin kurşunları, göstericilerin gözaltına alınmaları ve dayak yemeleri, polis kuvvetleri tarafından atılan kimyasal gazlar sadece korku ve sessizlik yaratmayı başaramamakla kalmayacak ayrıca insanlar için özgürlük için mücadele çığlıkları devlet terörizmine başkaldırmak için korkuyu defetmek için ve hergün ve hergün sokaklarda toplanmaları için bir sebep olacak. Öfkenin akması ve onları boğması için.

DEVLET TERÖRİZMİNE GEÇİT YOK!

CUMARTESİ VE PAZAR GÜNLERİ (7-8 ARALIK) OLAYLARDA TUTUKLANANLAR ACİL BIRAKILSIN

Tüm ülkede üniversite işgal eden, gösteri yapan ve devletin katilleriyle çatışan herkese dayanışma duygularımızı gönderiyoruz.

Atina Politeknik Üniversitesi İşgalcileri

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter