M. Can YÜCE / “30 Ağustos günü, 1 Mayıs Mahallesi’nde yapılan festivalde, M.C an Yüce’nin yazısının yer almasını gerekçe göstererek gazetemizin satışını engellemeye kalkmışlar, engelleyemedikleri için de standımıza saldırmışlardır. Çalışanlarımızın darp edilip, standın dağıtıldığı bu saldırı, komünist faaliyete ve devrimci eleştiriye karşı tahammülsüzlüğün ürünü alçakça bir saldırıdır. Özünde devletin faşist baskı ve teröründen bir farkı yoktur.”
(http://www.kizilbayrak.net/sol-hareket/haber/arsiv/2009/08/30/artikel/170/1-mayis-mahalle-3.html)
“Faşistler ses ve ışıktan korkarlar” (Kemal PİR).
Kendinden başka bir ses ve görüşe tahammül etmeyen, tek kişiye dayalı despotik Öcalan iktidar sisteminin egemenliğindeki ve denetimindeki bir güruh, yukarıdaki paragrafta okuduğunuz gibi, Kızıl Bayrak Gazetesinin standına saldırdı. Gerekçe, gazetenin boyun eğmeyen devrimci, eleştirel duruşu ve bu duruşundaki ısrarıdır. Bu güruhun bağlı olduğu iktidar sistemi ve hareket istiyor ki, farklı bir ses olmasın, farklı bir ses çıkmasın, çıkaranlar da sussun, susmayanlar susturulsun! Bunun için her türlü zorbalık, ölçüsüzlük, saldırganlık ve ahlaksızlık meşru görülsün!
Demokrasi ve insan hakları laflarını ağızlarında sakız yapanların en küçük eleştiriye, farklı bir ses ve soluğa en iğrenç saldırganlıkları uygulamaları boşuna değildir. Çünkü onlar, ancak bu despotik saldırganlıkla iktidar tekellerini sürdürebileceklerini, 10 yıldır sürdürdükleri teslimiyet ve tasfiye planlarını rahatlıkla nihai sonucuna götürebileceklerini düşünüyorlar! Bu saldırının tam da yeni bir tasfiye planının gündemde olduğu bu dönemde gerçekleşmesi boşuna değildir. Tasfiyeci plan ve uygulamalarının deşifre olmasını istemiyorlar çünkü!
10 yıldır devlete yalvaran, af dileyen, bunun için Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesinin bütün değerlerini altın tepside TC’ye sunmakta hiçbir sakınca görmeyen Öcalan ve onun sokak saldırganları bilmelidirler ki, bu saldırganlıklarıyla devrimcileri yıldıramazlar; onların kararlı duruşlarını, devrimci eleştiri ve gerçeklere ışık tutma çabalarını engelleyemeyeceklerdir!
Devlet karşısında sürünen bir duruş sergileyenlerin, bunu “barış” adıyla kodlayanların, devrimcilere karşı saldırganlık ve savaş içinde olmaları, bizim için hiç de şaşırtıcı değildir!
“Fakat bilinmelidir ki, bugüne kadar devletin türlü baskı ve işkencesine karşı diz çökmediğimiz gibi bu türden saldırılar karşısında da diz çökmeyiz, pabuç bırakmayız. Şu da iyi bilinmelidir ki, bu saldırıyı yapanların ne Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle, ne de demokratik hak ve özgürlük mücadelesiyle yakından uzaktan bir ilgisi yoktur, olamaz. Bu tür davranışlar sadece ve sadece döner sahibini vurur.
Tüm devrimci, ilerici güçleri bu saldırıyı kınamaya ve hesap sormaya çağırıyoruz. Yine ilgili Kürt siyasi öznelerini bu saldırıları durdurmaya, gazetemize yönelik bu alçakça saldırıyla ilgili açıklama yapmaya çağırıyoruz.” (Kızıl Bayrak Gazetesinin konuyla ilgili açıklamasından…)
1 Mayıs Mahallesi Festivali’nde Kızıl Bayrak Gazetesine yapılan saldırıyı lanetliyor, Kızıl Bayrak Gazetesiyle devrimci dayanışma duygularımızı gür ve net bir biçimde vurgulamak istiyoruz…
31 Ağustos 2009