0 0
Read Time:6 Minute, 51 Second

Emperyalist-kapitalist sistem bir dünya bunalımının eşiğindedir.Bastırılmaya çalışılan bir kriz ortamında tüketim giderek kısılmakta,üretim değerleri düşmekte,işsizlik dünya çapında hızla artmakta,paranın parayı çektiği faizler özellikle dolar bazında düşmekte ve paralar hızla pula dönüşmekte,emperyalist metropollerde cari açıklar-ithalat ve ihracat değerleri mutlak olarak birbirini karşılayamamaktadır.Bir çok belirti var bunları bize düşündüren.

Ama öte yandan gerek pazarların sınırlılığı,gerekse dünya hakimiyeti noktasında çeşitli bölgeler üzerindeki gizli savaşın açık bir dünya savaşına dönüşme olasılığı hiç te azımsanmayacak düzeyde artmaktadır.

Petrolün dünya hegemonyalar savaşında kilit bir rol oynadığını ve dünya petrol rezervlerinin %50 sine yakınının Ortadoğu bölgesinde yer aldığını düşünürsek bu savaşın neden yerel biçimleriyle Ortadoğu da yaşandığını anlamak kolaylaşacaktır.Emperyalist metropollerin artık arka bahçelerden ötesine ihtiyaç duyduğu ve birkaç merkezli yönelim ve gelişmelerin eskisi kadar güvenli sayılamayacak ve her an dengelerin değişmesiyle bu arka bahçelerin dahi elde tutulamayacağı gün gibi aşikardır.Güney Amerika deneyimi ABD açısından önemli deneyimler sunmuş olmalı ki ABD bu işi şimdi biraz daha sıkı tutmaya başlamıştır.Öte yandan Rusya açısından Gürcistan ve Ukrayna vs. deneyimleri özel ders olmuştur.Başını Alman ve Fransız emperyalistlerinin çektiği AB' li blok emperyalizmi bu süreçten en karlı grup olarak çıkmış gibi gözüküyor.Ama kendi içlerinden öteden beri varolan düşmanlık ve liderlik kavgasının zayıf karınları olduğunu ifade etmek gerekir.

Gerek İsrail Filistin sorunu gerekse Lübnan üzerinden Suriye ve İran'a yönelik tehdit ve girişimler öte yandan ulusal hareketin tekrar silahlanıp eyleme geçmesi ile güney kürdistan daki gelişmeler orta doğuda kısa ve orta vadede yeni oluşum ve yeni bir takım taktik savaşlara tanıklık edecektir.Gelişmeler de her ne kadar ABD bir adım ilerde gözükse bile bu sürecin iki keskin uçlar arasında her an gidip geleceğini söylemek gerekir.Bunu emperyalist metropollerde bildikleri için işlerini çok sıkı tutmaya gayret etmekteler.Ortadoğu da gerçekten zeminin azami kaygan olduğunu ve her an yön değiştirebileceğini tekrar tekrar ifade etmekte yarar görüyoruz.

Ortadoğu eksenli yerel çatışma ve müdahalelerin ne salt petrol ne salt güç gösterisi ne salt hegemonya yarışı ve de ne salt kaşınabilecek, çıkar umulabilecek zayıf etnik,mezhebi,dinsel vs öğelerine bağlanıp salt herhangi biriyle açıklanmaya çalışılması doğru sonuçlar vermeyecektir.Ortadoğu’ya ilişkin her politik gelişmenin ve müdahili gelişmelerin bunların hepsini içine alabilecek genişlikte düşünüldüğünden emperyalist güçler ile onların bölge uşaklarının hesap ettiğinden gerçekten de kuşku yoktur.Tüm bunlar üzerinden ve hesaplı yürütülen politikaların kısa ve orta erimde amacına ulaştığını görebiliyoruz.Şu anda süreç ABD emperyalizmi lehinedir.Ama Kürt ve İran ekseni başta olmak üzere AB' li emperyalistlerin güç toplamaya dönük çalışmalarına da tanık oluyoruz.Talabani’nin başkan seçilmesi bir ABD oyunu olsa da hesap edilmiş olup ta gelişmelere müdahil edilmemiş bir kuzey ve doğu kürdistan ve bölgede diğer halkların amerikan eksenli gizli açık operasyonlarına duyulan öfke ve bu operasyonların açığa çıkarılması ile açık çatışmalara girilebilecek olması Amerikanın bölge ülkeleri içinde kendine bağımlıları öne çıkaracağını söylemekte yarar var.Bu Türkiye olabileceği gibi İsrail ,Yunanistan, Ürdün ,Suudi Arabistan vs olabilir.bu tamamen süreç içindeki gelişmeler ve gelişmelerin içeriğine göre değişecektir.Yunanistan ın bu aralar ABD ile özel yakınlaşmasının Ortadoğu üzerindeki hegemonyanın bir yansıması olduğunu görmemek için kör olmak gerekir.Öte yandan çok çabuk yıpranan Ortadoğu iktidarları içinde yeni operasyonların olabileceğini de ister seçim ile ister açık yada örtülü darbelerle bu sürecin gelişebileceğini de ifade etmeliyiz.

Ortadoğu yeni gelişmelere gebedir.Topyekün değişmelere tamamen açık olan bölgenin dünya devrim dalgasının yeni öncüsü olabileceğini ve sürecin öncüsü olabileceğinin altını çizmekte yarar var.Ortadoğu da taşların yerinden oynaması ile birlikte köklü değişimlerin olabileceğini tahmin etmek kehanet olmasa gerektir.bu bilimsel bir değerlendirmenin sonucudur.

İşte tüm bu nedenlerden dolayıdır ki,bölgede devrimci komünist çalışmanın hem tek tek yerel ülkelerde ve hem de bir bütün olarak bölge eksenli konfederatif bir çatı altında başından beri örgütlenmesinde gelecek ve devrimci organizasyon açısından özel bir önem atfetmekte yarar var.Bu durum özel bir önem taşımaktadır.Bu bilinç ve değerlere başından beri tüm birikim ve deneyimlerin gerektirdiği tarzda yaklaşmak temel öneme sahiptir.Doğmamış çocuğa ta başından böyle bir misyon yüklemek deliliği, ancak büyük ve geleceği düşünen ve hayalleriyle gerçekler arasında ince bir sınır çizgisi olan gerçekten de devrimci komünist . deliliğin yansıması olsa gerektir.Öte yandan dünya sistemi hedef merkezli politik bir akımın böyle bir kaygı ve örgütlenme anlayışında olması kadar doğal bir durum olamaz.Komünistler gerçekten akıllı delilerdendir.Bu hayaldir şu anda …Doğrudur. Ama gerçekleştirmek bu amaca dönük yaşamak ve çalışmak için hayallerimizin sıcacık tutulması gerekmektedir.Salt teorik düzeyde değil pratik düzeylerde de bu amaç yakın yada uzak tüm hedeflerimizin içinde olmalıdır.

Bu her zamankinden daha büyük bir önem taşımaktadır.Global emperyalist saldırılar ancak global direniş ve karşı saldırılarla yok edilebilir.Global komünizmin geleceği böyle inşa edilebilir.Bölgenin durumu da göz önüne alındığında bu iç içe geçmişlik gerek sınıflar ve halklar açısından ve gerekse de kapitalizme karşı mücadelenin emperyalizme karşı mücadeleden ayrılamayacağı gerçeğinden hareketle bu her zamankinden daha bir fazlaca olanaklıdır.Gerek proğramatik ve gerekse de pratik taktiksel açıdan buna özel bir önem vermek gerektiği gün gibi aşikardır.

Ülke merkezli sınıfsal çalışmanın gerek emperyalist-kapitalist sisteme karşı mücadele ve gerekse de halklar arası dayanışma ve nihai örgütlenme amacına uygun olmasına dikkat etmekte yarar var.Ortadoğu kaynayan bir kazan olmaya devam etmektedir.Bu kaynayan kazan içinde nelerin öne çıkıp nelerin geri planda kalacağının önceden görülüp bunlara yönelik hazırlık içinde olunması temel öneme sahiptir.Ortadoğu'da ezilenlerinin kaderi bir ve aynıdır.Geleceği kucaklayan bizlerinde bu temel bilinçte olmasında yarar vardır.Bu bölgede yaşayan halkların geleceği birebir birbirine bağlıdır.Zaten bölge halklarının hemen tamamı zorlama sınırlarla ve emperyalist merkezlerce oluşturulmuş duvarlarla birbirlerinden ayrılmıştır.Bu birlikteliği sağlamak temel komünist görevlerden biridir.Bu duruma hak ettiği değeri vererek gereğini yapmak tüm samimi komünistlere düşmektedir.Ağır ve zor bir göreve talip olanlara denecek bir cümleyle bitirmeliyiz:KOLAY GELSİN!!!!!

SenDiren

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter