0 0
Read Time:8 Minute, 33 Second

 

Emperyalist kapitalist sistemin lider güçlerinin Anadolu üzerine her birinin pek de yabancı olmadığımız yeniden yapılandırma ve çıkarlarına uygun reorganizasyon çalışmaları içinde oldukları ve kıyasıya rekabet ettikleri bir süreçten geçiyoruz.

 

Ne yazık ki,gerek ulusal ve gerekse uluslar arası sermaye gruplarının yoğun propaganda bombardımanı altında beyinleri dumura uğratılmış emekçi sınıf ve katmanların bu noktada bağımsız ve ülkenin geleceği konusunda bir fikir ve ideal peşinde olmadığını görüyoruz.Elbette bunda örgütsüzleştirilmesinin ve silahsız bırakılmasının önemli bir rolü var.ama öte yandan kendiliğinden bilincin ekonomik alt öğelerinden hiçbirine bile rastlamamaktayız.Sömürünün en aşağılık ve soyguncu açık tarzlarına karşı bile tepkisizlik tek gerçek.

İşin enteresan tarafı,kendi kendine öncü sıfatını yükleyenlerinde ciddi bir kafa karışıklığı içinde oldukları ve bilinen ajitatif ve propagandif gevezelikleri yinelemek dışında bir alternatif çaba ve aydınlatma çalışmaları içinde olduklarını söyleyemiyoruz.Zira AB konusu başlı başına bir ayraç konusu oldu.Sınıf ve sınıfın tercihleri dışında atılıp tutulan ,ahkam kesilen her bir konunun ideolojik-teorik çerçevelerde analize tutulmadan sırf tavır(ister olumlu ister olumsuz)almak adına ciddi sapmalara düşüldüğü ve giderek teorik-pratik bütünselliğin bozulamaya yüz tuttuğu gün gibi aşikar.AB ye karşı olmak ve ya taraftar olmak ekseninde yürütülen günübirlik polemiklerin sınıfsal analiz ve Marksizm ile zerre kadar ilgisi yok.

ABD emperyalizminin yıllardan beri hazırlanıp uygulamaya koyduğu genişletilmiş orta doğunun yada projenin kendisinin gerçekte yeniden yapılandırma ve emperyalist yeniden paylaşım sürecinin bir gereği olarak gündemimize girdiği hala kavranabilmiş değil.AB li emperyalistlerin ülkemiz üzerinde ki yeni girişimlerinin ABD emperyalizmiyle alttan alta yürütülen gizli bir savaşın ana noktalarından olduğu , keza bu sürece görece daha geriden takibe geçen ve giderek kendi bölgesinde ve eski Türki cumhuriyetler ile Ukrayna –Beyaz Rusya vs. üzerindeki etkinlik alanları daralmış ve yarış ta bende varım diyen sömürgeci eğilimleri açıkça depreşmiş Rus Emperyalizmini de katmak zorundayız.Her birinin Ortadoğunun stratejik öneminden kaynaklı olarak Türkiye’ye biçmiş oldukları roller var.

Bu yeniden paylaşım sürecinin açıkça ve silahlı bir çatışmaya girilmeden çözülmesine çalışıyorlar.Bu sürecin silahlı boyuta ulaşmamasının diğer bir sebebi de ABD nin rakiplerinden bir adım önde olması ile henüz silahlı çatışmada ABD nin yenileceğine olan rakiplerinin kendilerine güvensizlikleridir.Ama bir tespitte bulunmakta yarar var:Şu anda bastırılan ve gizliden yürütülüp çeşitli taşeronlar aracılığıyla yürütülen çatışmalar ve güç savaşlarının yeni bir dünya savaşını olanaksız kılmadığıdır.(Dünya savaşı derken bir paylaşım savaşından ve kapsayacağı alanın genişliğine –derinliğine vurgu yapmaktayız.)Tam tersine gelişmeler ve kapitalist –emperyalist sistemin bastırılmış ve patlamaya hazır yapısal krizinin ;öte yandan pazarların sınırlılığının ve nispeten genel yoksullaşma ve açlığın azami boyutlarda seyretmesiyle paralel olarak yerel her kıvılcımın pimi çekilmiş bir bomba misali her tarafı ateş çemberine çevireceği ,bu kaosun içinde kimin yıkılan duvarların altında kalacağının kestirilememesinin bu savaşı olanaklı kılıp yakınlaştıracağını söylersek kehanette mi bulunmuş olmayız.Bu arada çeşitli emperyalist yeni oluşum ve çıkar birlikteliklerinin oluşmaya başladığı ve de aynen 1.emperyalist paylaşım savaşı öncesi benzeri bir bağlaşık sistemin yaşandığı ama ABD nin bu süreçte rolünün belirleyici olduğu görülmektedir.

Türkiye bu ateş çemberinin tam da göbeğinde olduğu içindir ki ,gerçekte yaşanacak her tür gelişmeden birebir etkilenecektir.Zira yaşanan her tür olaydan da birebir etkilenmektedir.Ab üyeliği bu savaşın yansımalarından biridir.ABD bu süreci kendi lehine çeviremeyeceğini kavradığı anda Türkiye nin ab üyeliği konusunda desteğini çekmiştir.Zira ABD nin uzun vadeli çıkarları gereği bu bölgede istikrar zararlıdır.Öte yandan Kıbrıs konusunda ki uzun vadeli hesaplarının tutmayacağı görüleceğinden bu sürece alternatif düzenekler peşindedir.Kuzey Kıbrıs ABD nin yeni askeri üssü olacaktır.Kuzey Kıbrıs’ın ortadan kalkması politik ve askeri çıkar ve hedefleri dışındadır ABD nin.Diğer yandan güney kürdistan ın varlığı ve Irak taki gelişmeler türkiyenin genel terbiyesi açısından gereklidir.Ya da kaos ABD varlığının tartışılmasını engellemektedir.Türkiye ABD nin geçmişte İsrail yüklediği trupa atı rolüne soyundurulmuştur.bu hükümet üzerindeki azami destek ve boyamaların uzun vadeli hedefi göreli de olsa bir istikrar ortamı yaratmak ve uzun vadede İsrail misyonuna uygun askeri operasyonlarda ufak verilen görevlerle bu boyutuyla elden geldiğince yararlanmaktır. Afganistan operasyonu,Bosna operasyonu vs. bu hazırlık sürecinin birer parçalarıydılar.ABD nin yeni operasyonlarının birinci ayağı artık İsrail değil Türkiye olacaktır.

Ab li emperyalistler ise Türkiye üzerine oynanan bu oyunun bilincinde olarak ABD ile Türkiye arasında kırılma noktaları yaratmak peşindeler.Kıbrıs,güney kürdistan,Suriye ve İran ile Rusya ile olan ilişkilere esasen yön veren ab li emperyalistlerdir.Bu kırılma noktaları hem Türkiye ve hem de ABD açısından yumuşak karnı oluşturmaktadır.bu boyutuyla yürütülen savaşta geçici olarak ABD nin galip geldiğini söyleyebiliriz.ama bu savaşın burada bittiği ve devamının tatile çıkarıldığı anlamına gelmiyor.Tama tersine daha güçlü ve reddedilemez bir biçimde belki de yeni araçlarla ve belki de açıktan yürütüleceğinden kuşkumuz yoktur.Ab Kıbrıs dayatmasını bu anlamda sürdürecektir.Bu kırılma noktasının esas noktası güç ve hedef kilitlenmesidir.Bu savaşta eli daha güçlü olan göreli olarak ABD gözükmektedir.Ama ab li emperyalistlerin Rusya kartı ve temel birlikteliklerini güçlendirmeyle bir adım öne geçeceklerini sanıyoruz.

Ehven-i şerlerin bile olmadığı kritik bir dönemden geçtiğimizi söyleyebiliriz.Öte yandan bu süreç gerek içte ve gerekse de dışta çok ciddi değişime gebedir.Koşullar giderek daha fazla olgunlaşacaktır.elbetteki nesnel koşullardan bahsediyoruz.Yukarda ifade ettiğimiz uluslar arası durumun Türkiye de yapısal ekonomik ve siyasi krizi derinleştireceğinden eminiz.zira Türkiye nin şu anada bulunduğu ulusal koşulları ve mevcut göreli durumun çok esnek –çabucak aksine dönüşeceği yüzde yüzdür.

Yıların biriktirdiği öfkenin hangi düzeyde ve nasıl bir patlama üreteceğinden biz bile ürkmekteyiz öngörüsel olarak.Yabancılaşmanın iki keskin ucu vardır.Bu keskin ucun törpülenmiş ve yok sayılmış tarafının sistemi yok edeceğini ve altüst edeceğini varsayıyoruz ve öyle de olacaktır.Mevcut dönem 1980 sonrasının izafi ve suni ortamını andırmaktadır.(Derin tahlillere girmiyoruz zira hemen hemen herkesin gördüğü şeylerdir bunlar.Elbette ki birebir aynı değildir ve olamaz da.ama benzerlikleri öne çıkarıp çıkarsamalarımızı mevcut Marksist kimliğimizle yeniden analize tabi tutuyoruz.)

Gerek ekonomik gerek politik gerek ideolojik olarak tam bir tükenişi yaşamaktadır Türkiye de emekçi sınıflar ve öncüleri geçinenler.Bu tükeniş katiyen olumludur ve bunlar yaşanmak zorundadır.Çok yönlü ikiyüzlülüklerin çöküş ve gerçeğin açığa çıkışını hızlandıracaktır bu gelişmeler.Yok oluşun diğer tarafı yeni bir doğum sürecinin varlığına işaret etmesidir.Her varoluş bir yok oluşun ,her yok oluş bir varoluşun sancılarını beraberinde taşımak zorundadır.bu temel bir doğa ve diyalektik yasasıdır.Bu umudun gerekçesi ve varlığının temeli,doğal olarak yaşamın kaynağıdır.

Emekçi sınıflarımızın en büyük dezavantajı,demokratik ve kendiliğinden bilincin hemen hemen hiç olmamasıdır.bu açıdan öncü gücün görev ve sorumluluklarının katbekat daha fazlalaşmasıdır.Sınıf gerçekten bugün derin bir uykuya dalmış ve uyandırılmayı bekleyen pamuk prenses öpücüğünü beklemektedir.Açlık,sefalet,onursuzca yaşam,vs vs. artık diz boyunu değil kafa boyunu bile aşmıştır.Yabancılaşmanın yaratmış olduğu geçici katarakt çok da büyük olmayabilecek basit operasyonlar ve ya dizisine ihtiyaç duymaktadır.

Artık gerçek bir öncüye ihtiyaç mevcut gelişmeler ışığında aciliyet seviyesini daha önlere çıkarmış bulunmaktadır.Sistemin çok kapsamlı ekonomik siyasal ve hayati saldırıları konusunda uyarıcı,örgütleyici ve mevzi savaşından cephe savaşına geçişte esnek ve belirleyici öngörü ve iradeye sahip katalizörlere ihtiyacının daha da yoğunlaştığını ve esasta bundan kaynaklı (öncüye sahip olamamaktan)sorunlarının temel belirleyici-yaşamsal olduğunu görmemek için körden beter olmak gerekir herhalde.Mevcutlarla olmadığı ve olamayacağı başından bellidir.Umudu yeşertmenin yol ve yöntemlerini bilenler umudu gerçek kılmak içinde azami çabayla yolları döşemeliler.Çalışma biçimiyle mevcutu aşan ve geleceği kucaklayan,güven veren ,arayışlarını ve yaşayacaklarını ve yaşadıklarını sınıfla ve açıkça yaşayan , kendine güvenen,dürüst,sağlam ve kararlı-inançlı bir çekirdek bunu karşılamaya aday olabilir.Kolları sıvamanın ve işe girişmenin zamanıdır.

SenDiren

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter