0
0
Samsun'un konak mevkiinde, 27 Aralık ta, ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEMEDERNEĞİ, CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ Ve 78 LİLER, DERNEĞİNİN düzenlediği Ve yaklaşık 150 kişilik, Devrimci-demokrat, yurtseverlerin desteklediği, bombalı saldırı karşıtı basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında; "Son günlerde ülkemizde bir kaos ortamı yaşatılmaya çalışılıyor. Barış, demokrasi mücadelesinde, ezilenlerden yana tavır alan bilim insanları, yazarlar, gazeteciler ve kurumlara saldırılar, yine gündemi belirlemeye başladı" denilen, basın açıklamasında "12Eylül faşist darbesiyle toplumun tüm örgütlü kesimleri cendere altınsalındı. Toplum örgütlülüğü dağıtıldı, yani bir düzen ve yasa tanımazlık kural haline getirildi. Ama bütün bunlara karşı demokrasi mücadelesinin yürüdüğü belirtildi. Ve 24 Aralık gecesi yine bilindik şekilde demokratik kurumların bulunduğu pasaja(Çağdaş yaşamı destekleme derneği,78'liler derneği, cumhuriyetli kadınlar derneği) bombalı saldırının düzenlendiği vurgusu yapıldı. Yetkililere seslenilerek "Bugün burada bu saldırıyı kınamak ve yetkilileri göreve çağırmak için toplandık. Her birimizin fikirleri ayrı olabilir, ama bu saldırının demokratik kitle örgütlerine ve demokratik kamuoyuna karşı yapıldığı konusunda hemfikiriz, bu saldırılar bizi yolumuzdan alıkoyamayacaktır" denilerek basın açıklaması sona erdirildi. Atılan sloganlar: kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz Faşizme karşı omuz omuza Baskılar bizi yıldıramaz
SOSYALİSTE-SOREŞGER/KARADENİZ
27.01.2007
SAMSUN DA TECRİT KARŞITI EYLEM
" Tecride karşı ölüm orucu direnişi zafer kazandı"Tayad'ın düzenlediği, yaklaşık 40 kişilik devrimci-demokrat, yurtseverlerin desteklediği basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında" yedi yıllık, yani 2224 gündür sürdürülen, direnişin, 22 Ocak günü Yayınlanan genelge ile uygulanan TREDMAN ın kırıldığı vurgulandı. Tayad sözcüsü; 19 Aralık 2000 ile başlayan ve yedi yıl devam eden saldırı-mücadele sürecini anlattı. Tayad sözcüsü, 22 Ocak ta yayınlanan genelgeyle tecrit tamamen olmasa da, tredman uygulamasının ortadan kalktığı için; Sevgi Saymaz, Behiç Aşçı ve Gürcan Görüroğlu ölüm orucuna ara verildiği belirtilen basın açıklamasında, yedi yıldır süren dünyanın en uzun ölüm orucu zaferle sonuçlandığı belirtildi.
"Bizde" burada başlattığımız dönüşümlü açlık grevini ve haftalık oturma eylemlerini sürdürdüğümüz kampanyaya ara veriyoruz denilerek basın açıklaması sona erdirildi.
Atılan sloganlar:
Zaferi şehitlerimizle kazandık
Yaşasın direniş yaşasın zafer
Yaşasın ölüm orucu direnişimizin zaferi
SOSYALİSTE-SOREŞGER/KARADENİZ
BİZİM MAHELLENİN KABADAYISI SOPASINI GÖSTERİYOR
" Kirli savaş düzeni",kendi ebeveyn'inin (A.B.D) açık
Sınır komşusu olduğundan beri, Kendi mahallesinin dışında sürekli dayak yiyen kabadayı gibi, diğer mahallelerde yitirilen karizmayı yeniden düzeltmek için, kendi mahallesine saldıran kabadayı gibi, bıçkın kabadayı A.B.D artık kendi mahallesinin sınırına kadar her tarafı kendisine bağlamıştır.
Açık üstünlüğü de ortadadır. Daha önce ısırmasa bile en azından havasını diğer mahalleler de atmaktaydı. Bunun sayesinde de kendi mahallesinde de belli kontrolü sağlayabiliyordu. Şimdi durum değişmiştir, mahallemizin kabadayına, çevre mahallelerinin açık kabadayısı olan zat kafasına çuval geçirmiş, etek giydirmiş, bunun sonucunda ise, daha önce mahallesinde, Vedat Aydın'ları, Musa Anter'leri…
Daha sayamadıklarımız, ama onun kabadayılığına karşı duran kişileri kurumları havale ettiği itleriyle bombalatıp, öldürdüğü ve bunun sayesinde namını bu dehşet ve korku psikozuyla koruduğu durum değişmiştir. Şimdi o mağın altından bayağı sular akmış ve hiçbir şey aynı durumda değildir. Ve Mahallemizin kabadayısı artık dışarıda rahat at koşturamadığı için, ama öyle yaşamaktan da vazgeçmediği için, tekrardan mahalleye çeki düzen vermek zorundadır. İşte bunun adı önce Agos gazetesi önünde güpegündüz vurulan Hrant Dink ve sonrasında ise tüm mahalleye adım adım buna benzer geliştireceği ve tüm mahalleyi korkuyla sindireceği ana kadar devam eden korku psikozu, bunu kendi adamlarıyla bütün mahalle de konuşulmasını sağlayarak, mahallede tek bir birey kalmayıncaya kadar bunu tırmandıracak; bunlardan biride mahallesinin kuzeyin de, deniz kıyısı olan yerde(Samsun) bir gece yarısı mahallenin kabadayısını az buçuk nasıl karşı çıkılır denilebilecek yerlere, adamları olan sivil köpeklerine havale ederek orada da korkuyu tesisi parça tesirli bombanın ucuna bağlamıştır.
Yarın da mahallenin neresinde ne yapacağı belli değildir. Fakat görülen şu ki bu konuda, asalak-parazit yaşamaktan kendi isteği ile vazgeçmeyecektir. Şimdi cevap verilmesi gereken şu soruyla, yaşamımız ya baskı, korku, ölümlerle devam edecek ya da sevgi, adalet, eşitlik yolunda adım adım devam edecek. Esas soru bu kabadayıya bu şekilde katlanmalı mıyız?
Sosyalist-soresger/karadeniz
