0
0
Türkiye, "Kürt sorunu" konusunda hem içten hem dıştan sıkıştırılıyor. İçeride DTP'nin başlattığı yeni kampanya gerginliği artırırken, Kuzey Irak eksenli taleplere dönük dış baskı da giderek ağırlaşıyor.
İç ve dış baskı odaklarının iktidarın "Çankaya seçimine" kilitlenmiş olmasından yararlanarak atağa kalktıkları söylenebilir. Mayısa kadar PKK eksenli sorun istemeyen ve ABD ile çatışmaktan kaçınan bir izlenim veren iktidar düşük profilli bir seyir izlemeye çalışıyor.
PKK ve DTP'nin atağı
İçeride PKK ve DTP, hükümete yönelik yoğun bir baskı kampanyası yürütüyor, Avrupa Konseyi'nin, AİHM kararı uyarınca, Abdullah Öcalan'ın dosyasını kapatmasıyla dikkatler başka bir yöne çekilmeye başladı.
Öcalan'ın avukatlarının, saç tellerini Roma'da tahlil ettirdiklerini ve zehirlenme saptandığını bir basın toplantısıyla açıklamalarından sonra, DTP de bir atağa kalktı. Başlattığı kampanyayla uluslararası ilgiyi Öcalan'ın üzerine çekmeye çalışan DTP, açık bir şekilde Türkiye'yi ve hükümeti tehdit etmeye yöneldi.
Aysel Tuğluk, basın toplantısı düzenleyerek Öcalan'a bir şey olursa "İç kargaşa çıkar" imasında bulundu. Böyle bir durumun kimsenin tahmin bile edemeyeceği sonuçları olacağından söz etti.
Aynı çizgideki yayın organlarında "Öcalan'ı zehirliyorlar" başlığıyla kampanyalar açıldı, tam sayfa ilanlarla, "Öcalan'ın hayatının Türkiye barışı için hayati önem taşıdığı"ndan, "Türkiye'nin demokratik geleceği ile Öcalan arasındaki doğrudan ilişkinin düşünülmesi" gerektiğinden söz edildi.
Bu gayret, Türkiye'de "Türk-Kürt" gerginliğini körüklüyor.
DTP'nin bu atağına karşılık Adalet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı bir açıklama dışında, Başbakan veya hükümet düzeyinde bir tepki gelmedi.
Öcalan'ın can güvenliği için çok sıkı önlemler alındığı ve salt bu amaçla İmralı'da özel bir cezaevinde tutulduğu bilinmesine karşın, DTP'nin başlattığı bu kampanyayla hükümet baskılanıyor ve "töhmet" altına sokuluyor…
DTP, bir yandan Genel Başkan Ahmet Türk'ün açıklamalarıyla "üniter devlet içinde çözüm" çağrıları yaparken, yardımcısı Aysel Tuğluk'un açıklamalarıyla, Türkiye'yi "tehdit" ediyor…
Kuzey Irak baskısı
DTP'nin kampanyasıyla içten sıkıştırılan Türkiye, Kuzey Irak konusundaki baskıyla da dıştan sıkıştırılıyor. ABD, hükümetin Kuzey Irak liderleriyle masaya oturmasını istiyor. İç kamuoyunda "görüşme tartışması" olarak bilinen bu baskı karşısında hükümetin eğilimi Barzani'yle temastan yana. Barzani ise arkasına aldığı ABD desteğiyle yukarıdan bakıyor.
Bu ortam içinde ABD, "Kürt saffı"nda yer aldığını yansıtan görüntüler veriyor. ABD'nin Irak Büyükelçisi, 40 yıl sonra bir zamanlar yarı yolda bıraktığı Mustafa Barzani'yi hatırlayarak mezarını ziyaret ediyor.
DTP hem Öcalan'ı hem Barzani'yi savunarak, "bileşik kaplar" tepkisi veriyor.
ABD, Barzani ve DTP kendi amaçları açısından "konjonktür"ü çok iyi değerlendiriyorlar.
(Milliyet, 6 Mart '07)
