Federe Kürt Hükümeti Devlet Bakanı ve Kürdistan İslam Birliği üst düzey yetkilisi Ebubekir Ali Muhammed, ‘'Türkiye'de Kürt sorunu çözülmezse halklar arası savaş çıkar. Türkiye ile Kürdistan Federe yönetimi arasındaki sorunlar da artar'' dedi.
Yekgirti Politbüro üyesi Basın-Yayın ve Devlet Bakanı Ebubekir Ali Muhammed, ABD ve İran'la ilişkilerini, Kürdistan'da yolsuzluklar, KDP ve YNK ile yaşadıkları sorunlar hakkında ANF'nin sorularını yanıtladı.
– Bir süredir Behdinan ve Soran bölgelerinde partinizin asmpatizan ve üyelerine yönelik tutuklamalar var. Hala operasyonlar sürüyor mu, KDP ve YNK ile bu konudaki sorunlarınızı çözebildiniz mi?
– Sorunları çözmeye çalışıyoruz. Aslında KDP ve YNK arasında stratejik düzeyde herhangi bir sorunumuz yok. Parti olarak programımızda modern-laiklik ile islam arasında herhangi bir sorun çıkartma gibi bir düşüncede değiliz. Amacımız ideolojik bir savaş yürütmek değil. Çünkü biz ideolojik savaşları Kürdistan için tehlikeli görüyoruz. Bizim hareketimiz sivil ve siyasi bir harekettir. Kürdistan'da savaş taraftarı değiliz. 1994 yılından bu yana KDP ve YNK arasındaki savaşta taraf tutmadık ve yararlanmak istemedik. Bizim partimiz önce İslam sonra Kürdistan'ı esas alan bir parti değil tam aksine önce Kürdistan sonra İslam'ı esas alan bir partiyiz. Çünkü biz Kürdistan İslam Partisiyiz. Bizim KDP ve YNK ile herhangi bir sorunumuz olmamasına rağmen geçmişte parti üyelerimize yönelik tutuklamalar ve işkenceler oldu. 2000'e yakın taraftarımız ve üyemiz tutuklanarak baskı gördü.
– KDP ve YNK ile ilişkilerinizin iyi olduğunu söylüyorsunuz. Üyelerinizin tutukluluğundan sonra nasıl bir tutum içine girdiniz?
– Üyelerimiz tutuklandıktan sonra diyalog süreci başlattık ve arkadaşlarımızın serbest bırakılması için mücadele ettik. 12 Haziran 2005 tarihinde Şaklawa, Dohuk ve Behdinan bölgesine kadar parti merkez ve bürolarımız yakıldı. Bu olay üzerine KDP ile aramızda sorunlar çıktı ve ilişkilerimiz bozuldu. Bu esaslar çerçevesinde KDP ile görüşmeler yoluyla bu sorunları çözmeye çalışıyoruz. Şu an için ise KDP ve YNK ile herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Öte yandan Kürdistan'daki sorunlarımızı tamamiyle çözmek için demokratik bir ortamın hakim olması gerekiyor. Çünkü bölgemizde tam demokratik bir ortam hakim değil. Hükümet ile partiler halen aynı konumda bulunuyor. Partiler hükümet, hükümet ise partilerin yerini almış durumda. Bu durum ifadesini KDP ve YNK'de buluyor.
EN BÜYÜK SORUN ANAYASA
– Hükümet ve partilerin birbirinden ayrılması için anayasanın değişmesi gerekmiyor mu?
– Evet kesinlikle öyle… Bir an önce anayasanın değişerek yürürlüğe girmesi gerekiyor. Şu anki en büyük sorunumuz ülkemizde bir anayasanın olmamasıdır. Her parti şu an kendi bölgesinde egemenliğini sürdürüyor. Eskiden kalma gerici yöntemler halen hakim. Bu nedenden dolayı ülkemizde serbest çalışamıyoruz. Demokrasinin olmadığı bir ortamda öyle bir durum var ki birbirimize muhtaç durumdayız.
‘ABD ILIMLI İSLAMI DESTEKLİYOR'
– Bölgeye müdühale eden ABD ile nasıl bir ilişkiniz oldu? Kürtler için ne değişti? Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
– ABD hiçbir zaman ne Kürtlerin ne de bölgenin hatrı için Ortadoğu'ya gelmedi. Ortadoğu'ya gelen Amerika kendi çıkarları ve stratajisi için orada bulunuyor. Biz parti olarak Irak Muhalif Güçleri yerimizi aldık ve bu güçlerin ABD ile mutlaka ilişkileri vardır. Ama parti olarak ABD ile direkt ilişkimiz hiç olmadı. Ancak daha Saddam rejimi devam ederken zaten ABD ile görüşmeler oluyor toplantılar yapılıyordu. Bu toplantılarda Saddam'ı nasıl devireceğimiz tartışılıyordu. Tabi ABD'nin çıkarları vardı, biz Kürtlerinde çıkarları var. Rejim devrildi ve bölgede yeni bir sistem başladı ve ABD bölgede bizimde gücümüzü gördü. Irak Meclis Konseyi için Kürt tarafından 5 kişi seçildi. Bunlar arasında partimiz başkanı Selahattin Bahaddin de yerini aldı. ABD'de bulunan temsilcimiz aracılığı ile ABD ile diplomatik ilişkilerimiz oldu.
– Partinize yönelik operasyonların olduğu sıralarda Amerikalılar devreye girdi…
– Evet, en son Behdinan bölgesindeki bize yönelik saldırılarda ABD elçisi bizzat devreye girerek Kürdistan Bölge Başkanı'nı aradı ve olayların yatışmasına yardımcı oldu. Biz şiddet taraftarı değiliz. Biz İslamcı bir partiyiz ve ABD karşıtlığımız yoktur. Ancak tam dostta değiliz. Kürt partisi olarak bu günün şartlarına göre hareket ediyoruz. Dünya politikasında beton siyaseti yoktur. Şu an için Kürtlerin hakları ve Irak'ın demokratikleşmesi için şartlara göre hareket etmek zorunluluğu vardır. ABD ne kadar Kürt haklarına ve Irak demokratikleşmesine yakın ise bizde ABD'ye o kadar yakın olacağız. Kaldı ki ABD ılımlı İslamla birlikte hareket etmek istiyor. Şu ana kadar ne ABD'nin bize ne de bizim ABD'ye karşıtlığımız olmamıştır.
ÖNCE KERKÜK SORUNU ÇÖZÜLMELİ
– Son dönemlerde özellikle Türkiye'den Kerkük'e ilişkin çok sert açıklamalar geliyor. Partinizin Kerkük politikanız nedir? Sizce Kerkük sorunu nasıl çözülebilir?
– Kerkük sorunu ancak 3 ayrı yoldan çözülebilir. Birincisi; Kürt halkının hakkıdır Kerkük ve kaderini onlar tayin eder. İkincisi, Anayasaya göre hareket edilmeli. Üçüncüsü ise bu duruma öncelikle bütün Iraklıların anlayış göstermesi gerekir. Durum böyle olunca sorunda çözülmeye doğru yol alır. Kerkük ve onun gibi tüm bölgelerin normale dönmesini istiyoruz. Kerkük için Anayasanın kabul ettiği 140. maddenin uygulanmasını istiyoruz. Biz Anayasaya göre Kerkük sorununun hal olmasını istiyoruz. Bu nedenle Kerkük referandumuna kimsenin müdahale etmemesi gerekiyor. Eğer Kerkük sorunu çözülmezse Irak'ta milliyetçilik devam eder. En önemlisi ise Kürkük sorunu hal olmadığı taktirde Irak'ta Kürt sorunu çözülmemiş demek olacaktır. Kerkük sorunu Irak'ta 80 yıldır devam ediyor. Öncelikli bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Kerkük Irak'taki sorunların çözülmesi için aslında büyük bir asmbolik değere sahiptir. Bu sorunun çözülmesi için ben kendim Kürdistan bölge başkanı ve Kürdistan meclis başkanlığına bir proje sundum. Bu projede 140. maddenin uygulanmasından sonra Kerkük'teki halkların ve azınlıkların birlikte barış ve huzur içinde yaşamaları için gerekli görüşler açıklanmıştır. Ayrıca projede, Kerkük'te bir şehir meclisinin kurulmasını ve bu meclise her 4 yılda Kerkük'te bulunan halklar ve azınlıklar bu meclise başkanlık etmesini, her yıl bu halklar ile azınlıklardan birinin bu yönteme başkanlık etmesi ön görülüyor.
– Peki Türkmenlere ilişkin nasıl bir düzenleme ön görüyorsunuz? Türkmenlerde hak ediyor?
– Türkmenler sadece Kerkük'te değil tüm Kürdistan bölgesindeki haklarının garantiye alınmasını ve Kürdistan bölge başkanı ile başbakanın yardımcılarının da Türkmenler ile Asurilerden oluşmasını talep ediyoruz. Ancak bu şekilde özgür ve demokratik Kürdistan'dan bahsedebiliriz.
‘TÜRKİYE PKK'DEN YARARLANMALI'
– Türkiye'de ılımlı İslam çizgisi ile bilinen AKP, Kürt sorunu konusunda çok sert açıklamalarda bulunuyor. Siz İslam partisi olarak bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?
Erdoğan ve parti hükümetine çağrımız Diyarbakır'da söylediği sözlerin arkasında durmasıdır. YNK'nin Türkiye temsilcisi Behruz Gelali AKP'nin Kürt sorununun en iyi ifade eden ve diğer Türk partilerinden daha iyi Kürt sorunun dile getirdiği söylüyor. Sayın Erdoğan Kürt sorunu var demekle bu sorun çözülmez. Hem AKP'nin hemde diğer Türk partilerinin anlamasında yarar var ki Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi Türkiye'nin yararınadır. Kürt sorunu sadece PKK sorunu değildir. PKK olsa da bu sorun var, olmasa da olacak. Özellikle bu dönemde Kürt sorununun çözümü için yaratılan altyapı bir daha ele geçirilemeyecek kadar değerlidir. Türkiye devleti PKK'nin demokratik ve sivil siyaseti esas alan yeni modelinden yararlanmalıdır. Öyle bir ortam hazırlanmalıdır ki, PKK silaha hiç ihtiyaç duymasın. Bunun ilk adımı olarak ta genel bir af ilan edilerek silahların bırakılması sağlanmalı. Ancak bunun alt yapısı çok sağlam olmalı. Böylece Kürdistan federe yönetimi ilede kardeşçe ve dostça ilişkiler sağlanır.
– Türkiye'de Kürt meselesinin çözümü sağlanmaması durumunda bu Güney'i nasıl etkiler?
– Şimdi, Türkiye'de Kürt sorununun çözülmemesi demek Türkiye ile Kürdistan federe yönetimi arasındaki sorunun ağırlaşarak devam edeceği anlamına gelir. Bu durum halklar arası savaşı doğurur ve Türkiye açısından büyük bir tehlikedir. Bu nedenle Türkiye'de askeri ve şiddet yöntemi bir an önce devreden çıkarılmalıdır. Türkiye hedefine ulaşmak için mutlaka Kürtleri razı etmelidir.
SINIR ÖTESİ OPERASYON OLURSA KÜRT-TÜRK SAVAŞI ÇIKAR – Türk ordu güçlerinin Güney Kürdistan'a yönelik sınır ötesi operasyonu olur mu?
– Türkiye'nin söylediklerini ve tehditlerini ciddiye almıyoruz. Bu konuda Kürdistan Federe Bölge Başkanı söylemlerin seçim propagandası olduğunu belirtmişti. Bu durum Türkiye'deki askeri ve siyasi güçler arasındaki çekişmeden kaynaklı. En son MGK toplantısı sonrasında Erdoğan bizzat yaptığı açıklamada, Güney Kürdistan hükümetiyle ilişki geliştirmek istediğini söyledi. Bu açıklamada gösteriyor ki, müdahale söylemleri ve tehditlerinde ciddi olmadıklarını gösteriyor. Buna rağmen Türkiye böyle bir çılgınlık yaparsa büyük bir Kürt-Türk savaşı çıkar. Bunu resmi olarak Türk hükümetine bildirdik. Böyle bir saldırı olursa Türkiye hiç görmediği, ummadığı ve hesaplamadığı durmalarla karşılaşır. Türkiye çoğu zaman Türkmen haklarından bahsediyor. Eğer Türkiye bu söylediklerinde samimi ve gerçek ise Türkmenlerin hakları Kürtlerle dostluktan ve haklarını tanımaktan geçtiğini görmesi gerek.
PKK İLE İLİŞKİ KURABİLİRİZ
– Hem parti ve hem de hükümet olarak PKK ile nasıl bir ilişki içindesiniz? – Resmi olarak PKK ile herhangi bir ilişkimiz yok. Bizler PKK ile düşman değiliz sivil ve barışa hizmet eden ilişkilerde geliştirebiliriz.
– PKK'nin ulusal birlik çağrılarına nasıl bakıyorsunuz?
– Böyle bir çağrı bize ulaşmış değil. Ancak çok gerekli bir çağrıdır. Bu gelişmelerde silahlı mücadele yöntemlerinin geride bırakıldığını gösterir. Sivil siyasete önem veriliyor demektir. Böylelikle PKK'nin daha çok halk mücadelesini ve örgütlenme olanağı doğmuştur. Tabi bu durum sadece Kürtler içindeğil dört parçada bulunan diğer halklar içinde geçirlidir. Kürt ulusal birliği Ortadoğu için çok büyük etkiler doğurur. Ortadoğu'nun birliğini ve dayanışmasını getirir.
– Peki Kürtlerin yaşadığı diğer ülkeler konusunda neler düşünüyorsunuz? Bir Kürt birliği mümkün mü?
– Kürdistan'ın tüm parçalarının sorunlarının çözümü ancak barışçıl yöntemle olur. Sorunların çözülmesi için parti olarak elimizden gelen tüm yardımı sunmaya hazırız. Kürdistan'ın 4 parçasında var olan devletlerin Kürt meselesinin çözmesi için Kürtlerle masaya oturmalarını istiyoruz. Kürtlerde bulundukları ülkelerin devletleriyle ancak sorunlarını çözebilirler. Tek yol barış masasıdır ve devletlerin bunu iyi anlaması gerekiyor.
İRAN'A TEŞEKKÜR EDİYORUZ
– Öte yandan İran'a olası bir müdahale gündemde. İran ile olan ilişkileriniz ne düzeyde?
– İran'la iyi ilişkilerimiz var. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Halkımıza birçok kez yardım elini uzatarak sağlık sorunlarına yardımcı olmuştur. İran'la ilişkilerimiz barışa hizmet edecek kadar iyi düzeydedir. Tıpkı KDP ve YNK ili olan ilişkimiz gibidir.
SAVAŞ SIRASINDA İÇ AĞALAR OLUŞTU
– Son dönemlerde çok sayıda üst düzey yetkilinin karıştığı yolsuzluk, rüşvet olayları basında yer aldı. Hükümetinizin yolsuzlukla mücadele kararlılığı var mı?
Yolsuzluk Kürdistan bölgesinin bir gerçekliğidir. Kimse bunu inkar edemez. Bu durumu Kürdistan bölge başkanları ve hükümet temsilcilerinin kendisi söylüyor. Yolsuzluk rakamlarını kimse bilemez çünkü bütçe demetleme yok. İç savaş sırasında savaş ağaları oluştu ve bölgelerde ayrı hükümetler oluştu. Yasalar üstü güçler ve kişiler vardı. Bunun durdurulması için ancak tam anlamıyla bir anayasanın yapılması ve denetleme mekanizmasının oluşması gerekiyor. Yeni Kürdistan hükümetinin yolsuzlukla mücadele etme kararı var. Yolsuzlukla mücadele etmek için
1- Kürdistan anayasası yapılmalı, yasa üstünlüğü gerçekleşmeli
2- Hükümet ve halk bir olmalı, partilerin hükümeti olmaktan çıkarılmalı.
3- Yasama-yargı ve yürütme gibi anayasa kurumları tam işlemeli.
4- Özür seçimler olmalı.
5- Basın-yayın ve ifade özgürlüğü sağlanmalı.
6- Yolsuzlukla mücadele etmek için kanunların çıkarılması gerek.
Ben hükümet bakanı olarak rüşvet ve yolsuzluğa ilişkin Kürdistan bölge başkanına, hükümete ve parlamentoya proje sundum. Bu proje için Kürdistan bölge başkanının teşekkür mektubu bana resmi olarak ulaştı. Bu proje üzerinde duracaklarını bildirdiler.
ANF, 5 Mart ‘07