0 0
Read Time:4 Minute, 22 Second

Raporları ile gündem "belirlemekte" mahir olan Ankara Ticaret Odası bir kez daha bir rapor ile karşımızda. ATO'nun hazırladığı ve Başkanı'nın "Ya istihdam ya ölüm" şeklinde takdim ettiği İstihdam Raporu'na göre, tarım sektöründeki çözülme istihdama katılım oranlarını düşürüyor; bu çözülmenin temelinde de ücretsiz aile işçileri yatıyor.

1988 yılından 2005 yılı sonuna kadar 2,2 milyon ücretsiz aile işçisi tarım sektöründen ayrılmışken; tarımdaki çözülmenin daha hızlı arttığı son yıllarda, 2002 yılından 2006 yılı sonuna kadar, tarımdan ayrılanların sayısı 1 milyon 370 bin kişi olmuş. Tarımdaki çözülmeye rağmen kırdan kente gelenlerin işgücü piyasası içinde yer bulamadığına dikkat çekiliyor. Tüm bu gelişmelere ve çözülmeye rağmen tarım sektörünün istihdamdaki payı hala çok yüksek olduğuna dikkat çekilen Rapor'da. 9. Beş Yıllık Kalkınma Planı 2013 yılında tarım sektörünün istihdam içindeki payının yüzde 19'a düşmesinin hedeflendiği de belirtiliyor. Aslında, ATO'nun İstihdam Raporu'nda bilinmedik ve yeni olan bir şey yok, "Ya istihdam ya ölüm" malumun ilanı daha çarpıcı şekilde yapılıyor. Üstelik asıl gerçek "es" geçilerek.

Özellikle 1950'li yıllarda başlayan tarımdaki çözülme hep kentlerde ucuz işgücünün kaynağını oluşturmuştur. Her yeni gelen bir öncekinin rakibi olmuş, işçiler ile işsiz arasındaki, işsizler ile işsizler arasındaki bu rekabet ücretlerin üzerinde olumsuz etkide bulunmuş, böylece işverenler için kesintisiz bir ucuz işgücü kaynağı yaratmıştır. Kendisi bir işveren olan ve büyük işveren kuruluşlarının biri olan ATO Başkanı nedense bu gerçeğe hiç değinmemektedir. Oysa, tüm işverenler gibi ATO Başkanı da bu ucuz işgücü kaynağının sürekliliğinden çok memnundur.

Tarımdaki mülksüzleşme ve yoksullaşmaya bağlı olarak bu çözülme uzun yıllar devam edecektir. Gerçek kır nüfusunun yüzde 35 civarında olduğu Türkiye'de bu oran yüzde 5 civarına düşünceye kadar devam edecektir. Her yeni göç kentteki emek piyasaları üzerinde olumsuz etkisini hissettirmeye devam edecek, böylece reel ücretlerin artışı çok büyük ölçüde baskı altında kalacaktır.

Tarımdaki çözülme, kentlerde yansımasını sınıf hareketi üzerinde de gösterecektir. İyi örgütlenmemiş, mücadele isteği ve geleneği olmayan yerlerde işsiz kalma korkusu, yeni gelenlerin istihdam edilmek için arayışları sınıf hareketinin de sönük kalmasına yol açacaktır. Böylece, tarımdaki çözülme hem emek piyasaları üzerinde hem de sınıf mücadelesinde sermaye cephesi için önemli fırsatlar sunmuş olacaktır. Tarımdaki yoksulluk, kentlere taşınmış olacaktır: hem işsizlik nedeni ile hem de işsizliğin yarattığı olumsuz ortam nedeni reel ücret artışlarının önüne geçilmesi nedeni ile. Böyle olduğu için de sermaye cephesinin üzülmesi gereken bir şey yoktur ortada.
Kapitalizmin temel yasalarından bir olan bu durum kaçınılmaz olduğundan emekçilerin yapacağı en önemli şey tarımdaki çözülmenin emek piyasaları ve ücretler üzerinde yarattığı olumsuzlukları gidermeye yönelik politikalar üretmek ve faaliyetlerde bulunmaktır. Bu nedenle bir yandan kentteki işçilerin sınıf bilinci pekiştirilmeli, diğer yandan yeni gelenlere sınıf bilinci taşınmalıdır. Kuşkusuz bu günümüz koşullarında çok kolay olmayacaktır. Ancak, unutmamak gerekir ki, günümüzün kentlerinde en tehlikeli kesimler olarak görülenler işçi sınıfından çok bu işsiz kalmış, iş bulmaktan umudunu kesmiş ve kendilerini "dışlanmış" hisseden yeni "kentli" kesimin gençliğidir. ATO Başkanı ve diğerlerini korkutan ve ürküten de budur. Böyle olduğu için soruna sadece buradan bakarak "Ya istihdam, ya ölüm" demektedirler. Bu bir korkunun, kaygının çok açık ifadesidir.

Tarımdaki çözülme ve kentlerdeki emek piyasası ile ücretler üzerindeki baskısı uzun bir süre acımasız bir rekabet ortamında süreceğine göre emek adına hareket edenlerin bu soruna yönelik politikalar üretmeleri, böylece göçün yaratacağı olumsuzlukları tersine çevirmeye çalışmaları gerekmektedir. Üstelik işsizliğin arttığı, emek piyasasında işçiler ile işsizler, işsizler ile işsizler arasında yıkıcı bir rekabetin yaşandığı ve yaşanacağı bir ortamda bu sorun daha fazla dikkatle değerlendirilmeyi gerektirmektedir.

(Kızıl Bayrak, Sayı: 2007/11, 23 Mart 2007)

http://www.kizilbayrak.net/ sitesinden alınmıştır.

 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter