0 0
Read Time:3 Minute, 39 Second

Bu ülkede kurmaylar hemen her konuda ve çok sık konuşsa da, Genelkurmay'ın MGK toplantısı ardından ayrıca bir basın açıklaması yapma ihtiyacı duyması rutin dışı bir tutumdu. Büyükanıt'ın gündeme taşıdığı konular, hiç kuşkusuz MGK toplantısında da tartışma ve karar konularıydı.

Ancak bu kez ayrıntıyı olabildiğince gizleyen genel ifadelerle kaleme alınmış bir MGK bildirisini yeterli görmemiş olmalılar ki, bu basın açıklamasına ihtiyaç duydular. MGK bildirisi yine aynı ayrıntısız biçimiyle yayımlandı, ayrıntılarını açıklamak Büyükanıt'a kaldı.

Gerek iç gerekse dış basında, Büyükanıt'ın söyledikleri arasından öne çıkarılan, Kuzey Irak'a operasyon meselesi oldu. Dünyada bu konunun yankı bulmasının belirli bir zemini var kuşkusuz. Ancak içerde, ABD'nin izni ve desteği olmadan bunun mümkün olmadığı biline biline (kuşkusuz bunu dünya da bilmekte, konuyu işleyen basın organlarında ABD'nin uyarılarına yer verilmektedir) ve başka pek çok iç mesele hakkında onca vahim görüş ortaya dökülmüşken, operasyon konusunun öne çıkarılması, diğerlerinin üstünü örtme niyetinden başka bir anlama gelmiyor.

Büyükanıt, andıç meselesinden darbe iddialarına, Şemdinli davasından yasal bir parti (DTP) ve yasal bir yayın organına (Gündem) kadar, çoğu Kürtlerle ilgili olmak üzere, başka herhangi bir vatandaş söylese tümü de suç unsuru oluşturan açıklamalarda bulundu. Nitekim, Diyarbakır Barosu'ndan, Şemdinli davasıyla ilgili sözleri nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunulacağı açıklandı. Büyükanıt, DTP'yi terör örgütüyle bağlantılı göstermekle yetinmedi, Gündem'i örgüt yayını yaptı. Ve elbette, andıçı da, darbe kurgucularını da sahiplendi. Şemdinli günlerinde bombacı katilleri sahiplenmiş biri, emekli de olsa bir kuvvet komutanını yalnız bırakacak değildi kuşkusuz.

Büyükanıt'ın Türkiye'deki Kürtlere yönelik olarak bir kez daha açığa vurduğu bu azgın kin ve düşmanlık, Irak'taki Kürtlere yönelik olanlar ve operasyon tehditlerinin aslında ve daha çok içerdekilere yönelik tehdit anlamına geldiğini gösterir. Özellikle Kürtler'in yasal haklarına ve kazanılmış mevzilerine karşı sarfedilen sözler, terörün artık büyük oranda bir bahaneden ibaret olduğunu, Kürt halkını daha çok ezmek ve sindirmek amacıyla kullanıldığını/yararlanıldığını da gösteriyor. Zaten bu konuşma, Newroz öncesinde yoğunlaştırılan ve giderek dozajı artırılan DTP ve yerel yöneticilere yönelik saldırıların ardından gelmiştir. Tümüyle yasadışı bu saldırıları sürdürme kararlılığının ifadesidir Büyükanıt'ın açıklamaları.

Yalnız, andıç ve darbe hazırlığına ilişkin iddialarla ilgili tutum da gösteriyor ki, Genelkurmay'ın hıncı ve düşmanlığı hiç de Kürtlerle sınırlı değildir. Ülkenin tüm ileri, devrimci, demokrat hareketine karşı büyük bir öfke ve hınç besledikleri açıktır. Nitekim ilk darbe, Büyükanıt'ın konuşmasından bir gün sonra, Genelkurmay emriyle yapılan ani bir baskınla bilgisayar ve belgelerine el konmak suretiyle Nokta dergisine yönelmiş bulunuyor. Bu dergiyi, bilindiği gibi ne Kürtler ne dinciler ve ne de devrimciler çıkarıyor. Fakat gene de suçu büyüktür. Askeri sırları ifşa etmiştir.

Büyükanıt'ın bu son konuşması bir kez daha göstermiştir ki, Türkiye'de ordu yönetimdeki tekelini koruma konusunda kararlıdır. Terör edebiyatını da uzunca bir zamandır bu amaca hizmet edecek biçimde kullanıyor. PKK'nin attığı hiçbir geri adım yeterli olmuyor. Ateşkes çağrıları, kararları karşılık bulmuyor. Kürt halkına karşı kirli savaşı sürdürerek yerlerini korumaya, önemlerini kanıtlamaya çalışıyorlar.

http://www.kizilbayrak.net/ sitesinden alınmıştır.

 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter