35. Kuruluş yılında, isyan manifestosudur 8. Konferansımız!
Enternasyonal proletaryanın komünizm için başlattığı büyük yürüyüşün, Türkiye topraklarındaki ikinci nitel sıçraması olarak doğan partimiz TKP/ML'nin 35. kuruluş yılını, başarıyla gerçekleştirdiği 8. Parti Konferansımız ile taçlandırarak selamlıyoruz!
Türk, Kürt, Çeşitli Milliyetlerden Halkımıza;
Enternasyonal proletaryanın komünizm için başlattığı büyük yürüyüşün, Türkiye topraklarındaki ikinci nitel sıçraması olarak doğan partimiz TKP/ML'nin 35. kuruluş yılını, başarıyla gerçekleştirdiği 8. Parti Konferansımız ile taçlandırarak selamlıyoruz!
Türkiye proletaryasının öncü ve önder örgütü partimizin gerçekleştirdiği 8. Parti Konferansımız; emperyalistler, faşistler ve gericilerin bütün dünyada emsali az görülür saldırganlığına meydan okuma kararlılığının üst düzeyde korunduğunu; komünizm ideali için savaş yeminine sadık kalınacağının bir kez daha vurgulandığını; Marksizm-Leninizm-Maoizm biliminin bayrağının tam da bu nedenle daha da yükseklerde tutulacağını ilan eder.
8. Parti Konferansımız; emperyalizmin bölgemizdeki işgal ve saldırı sürecine paralel faşist-Kemalist Türk devletinin ülkemizdeki devrim ve demokrasi güçlerine yönelimiyle giderek ağırlaşan koşullarda toplandı. Son yıllarda kimi devrimci parti ve örgütlerin ağır düzeyde darbeler almasına, partimiz güçlerinin de belli oranda zarar görmesine yol açan, demokrat, ilerici ve yurtsever kesimleri ablukaya ve baskıya alan, imhaya, etkisiz kılmaya yönelik yoğun saldırı dalgası altında örgütlenen 8. Parti Konferansımız; bu an ve durum itibarıyla faşist diktatörlüğe karşı güçlü bir yanıt olmuştur.
Giderek artan sömürü, zulüm ve faşist baskılar altındaki halkımızın kurtuluşu uğruna devrim için başarılması gereken onca görevin kendini dayattığı koşullarda, partimizin sorumluluklarını yerine getirmesi bakımından, ileriye doğru sıçrama yapması ve atılımlar gerçekleştirmesi, sınıf mücadelesinin zorunlu bir sonucuydu. 8. Parti Konferansımız, bu nesnel gerçekliğin taşıdığı sorunları çözme ve tarihsel misyonunu oynama bilinciyle hareket etmiş, Demokratik Halk Devrimi yolunda, Halk Savaşı stratejisine kitlenen bir yönelim hattı belirlemiştir.
Türkiye'de Halk Savaşı; 35 yıllık savaş, mücadele, direniş tarihimiz boyunca sayısız muharebeler ve eylemlerde zaferler, başarılar, yanı sıra hiç kuşkusuz yenilgiler ve olumsuzluklar yaşamamıza, yüzlerce şehit, gazi ve kayıp vermemize karşın süreklileştiremediğimiz, ileri ve kalıcı mevzilere taşıyamadığımız bir panoramaya sahipse de; partimiz TKP/ML önderliğinde Demokratik Halk Devrimi'ni sonuca ulaştıracak, proletaryanın bilimsel doğruluğa sahip savaş stratejisidir.
Kavranışından, pratikleştirilmesine Halk Savaşı ile ilgili stratejik ve taktik bütün hatalarımızdan arınarak ve öğrenerek, büyük bedeller uğruna edindiğimiz deneyimlerimizden ve diğer ülkelerin komünist partileri ile devrimci örgütlerin savaş tecrübesinden daha fazla yararlanarak, ama mutlaka ve mutlaka başaracağımızın bilinci ve inancı ile ilerlemeye devam edeceğiz.
İşçiler, Köylüler, Emekçiler;
Partimiz TKP/ML; komünist ideolojinin ülkemizdeki yegane temsilcisi olması sıfatıyla, kuruluşundan itibaren gerek Türk hakim sınıfları gerekse de efendilerinin korkulu rüyası olmuştur. Yenilgiye uğradığı, güç yitirdiği ve gerilediği süreçlerde dahi düşman nezdindeki "potansiyel tehdit/tehlike" oluşturan konumu değişmemiştir. Günümüzdeki çeşitli ülke pratiklerinde, MLM ideolojinin komünist partileri önderliğinde yürütülen Halk Savaşlarını başarı ve zaferlere götürdüğü örnekler çoğaldıkça, bu durum ve konum pekişmektedir.
Bu haklı korkularını büyütmek ve onları kaçınılmaz sonlarına mahkum etmek için Halk Savaşı'nın ateşini ülkemiz topraklarında da hiç sönmemek üzere tutuşturmak zorundayız. Bunun nesnel koşulları dün olduğu gibi bugün de fazlasıyla bulunmaktadır. Emperyalizme kölece bağımlılığın, feodal boyunduruğun, vahşi düzeyde sömürü ve zulmün hüküm sürdüğü, faşizmin ırkçılık ve şovenizm ekseninde gemi azıya alarak başta Kürt ulusu olmak üzere bütün devrimci ve demokrat kesimlere yönelik kesintisiz terör estirdiği bir ülkede; devrimi silahlı mücadelenin esas alındığı uzun süreli Halk Savaşı yoluyla gerçekleştirmenin koşulları hep vardır ve var olacaktır.
8. Parti Konferansımız; faşist devlete karşı, bu düzenden hoşnutsuz, bu sistemden rahatsız herkesi; bütün ezilenleri ve yoksulları, bütün işçi ve emekçileri, milli zulüm ve imha politikası altında inletilen Kürt ulusu ve diğer milliyetlerden halkımızı, gençleri ve kadınları, demokratları ve aydınları, ilericileri ve yurtseverleri, hakları ve özgürlükleri için bütün alanlarda mücadele etmeye çağırmaktadır. Bütün ezilenlerin ve emekçilerin ortak düşmanı olan bir avuç egemenin saltanatını yıkmak için yürütülecek asıl tayin edici mücadele Halk Savaşı'dır. Onları gasp ettikleri topraklardan, alınterimiz üzerinden sahip oldukları fabrikalar ve tarlalardan süpürecek olan Halk Savaşı'dır.
Faşistler ve gericiler, ellerindeki mal ve mülkleri, imtiyazlarını ve saraylarını, barışçı yollarla terk etmeyecekler, sömürü ve zulümlerinin hesaplarını vermeyeceklerdir. Onlar zorbalık uygulayarak ayakta duruyorlar, zor kullanılarak alaşağı edileceklerdir. Anladıkları dil bu olmak durumundadır. Bu dili tutarlı ve etkili biçimde konuşan tek hareket tarzı Halk Savaşı'dır. Dünyanın bizimki gibi ülkeleri bu devrim dilini konuşarak başarıya ulaştılar ve ulaşıyorlar. Biz de aynı yolu izlemek durumundayız.
Devrimciler, Yurtseverler, Yoldaşlar;
ABD emperyalizminin 1990'lardan sonra tek başına dünya hakimiyeti uğruna şaha kalkışı ile başta Ortadoğu olmak üzere dört bir yanda halklara reva gördüğü kan deryası ve vahşi sömürü cenderesi; kendini boğan, faşist ve gerici kalelerini sarsan bir bataklığa ve çıkmaza yol açmış bulunuyor. Rüzgar birçok bölgede yön değiştirmiş; işçi sınıfı, ezilen halklar ve uluslardan yana esmeye başlamıştır.
Teslim olmayıp direnenler; yılmayıp mücadele edenler; pusulasını şaşırmayıp savaşanlar; inancını yitirmeyip hedefine yürümeye devam edenler kazanıyor. Komünizme kefen biçenler, kendi boylarının ölçüsünü almaya başladılar.
21. yüzyıl geçen asrın büyük birikimleri üzerinden proletaryanın daha görkemli zaferlerine tanık olmaya ve emperyalizmin geçici başarılarını kendisiyle beraber tarihe gömmeye hazırlanıyor. Bunu müjdeleyen iktidar ve isyan yürüyüşleri, karşı-devrimin kalelerini yerkürenin dört bir yanında sarsmaktadır. İnsanlık, kendini felakete sürükleyen emperyalist-kapitalist sistemden daha erken davranmayı bilecek ve kendi kaderine proletarya önderliğinde hükmetmeyi başaracaktır.
Bu onurlu kurtuluş kavgasını ülkemiz topraklarında üstlenen partimiz TKP/ML; 35. kuruluş yılında gerçekleştirdiği 8. Parti Konferansı ile sınıf mücadelesi içerisindeki konumu ve duruşunu gözden geçirmiş, programı ve ideolojik-politik hattı ile uyumunu sorgulamış; Demokratik Devrim hedefine kitlenerek savaşı gelişip güçlendirmek için bütün güçlerini seferber etme kararı almıştır.
Şimdi çok söz etmenin değil, çok iş yapmanın zamanıdır. Şimdi daha fazla emek harcamanın; bıkmadan, usanmadan, yılmadan yüklenmenin zamanıdır. Şimdi, eksikleri ve zaafları gidermenin, açıkları ve kayıpları kapatmanın zamanıdır. Şimdi yitirdiğimiz mevzileri, kaybettiğimiz güvenleri, kaçırdığımız fırsatları yeniden kazanmanın zamanıdır. Şimdi, geceyi gündüze tamamlamanın, kavgada inatçı ve ısrarlı olmanın, her anını ve her şeyini mücadeleye katmanın zamanıdır.
İbrahim'den Mehmet'e, Meral'den Dilek'e, Ali Haydar'dan Aşkın'a zaferimizi mutlak kılmanın teminatı olan şehitlerimiz; bayrağı büyük bir azim, cesaret ve özveriyle taşırken düşmanın eline geçen tutsak yoldaşlarımız; bütün mücadele alan ve cephelerinde kavgayı sürdüren üyelerimiz, militanlarımız ve taraftarlarımız ile her türlü fedakarlıkla savaşımımıza destek olan ve kalpleri bizimle atan halkımıza, 8. Parti Konferansımızın sözü odur ki; Partimizin adına, tarihine ve misyonuna yakışır rolünü oynamasını sağlamak için iddiamız, her zamankinden daha güçlüdür!
Bu iddiamızın maddi güce dönüştüğüne tanıklık etmek için kimsenin fazla beklemesi gerekmeyecek! Demokratik Halk Devrimi'nden yana olan herkesi, iddiamız etrafında kenetlenmeye ve partimiz önderliğinde mücadele etmeye çağırıyoruz!
PARTİMİZİN 35. KURULUŞ YILINI,
8. KONFERANSIMIZ İLE KUTLUYORUZ!
KİTLELERE GÜVEN, SAVAŞA KİTLEN, PARTİYLE KAZANACAĞIZ!
YAŞASIN MARKSİZM-LENİNİZM-MAOİZM!
YAŞASIN PARTİMİZ TKP/ML, ÖNDERLİĞİNDEKİ TİKKO VE TMLGB!
YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ!
KAHROLSUN EMPERYALİZM, FAŞİZM VE HER TÜRDEN GERİCİLİK!
YAŞASIN DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ!
YAŞASIN HALK SAVAŞI!
TKP/ML MK SB
Nisan 2007
http://www.kizilbayrak.net/ sitesinden alınmıştır.