Kahrolsun emperyalizm ve uşakları! / 1 Aralık'ta gerçekleştirilen, "dağlardaki boş kulübeleri bombalama"operasyonunun ardından, TSK, Kuzey Irak'a yönelik ilk kapsamlı saldırısını dün gece (bu sabaha karşı) yapmış bulunuyor. Böylece Irak halkları, ABD terörünün ardından TC terörünü de tanımış oldu. Terör edebiyatı arkasına gizlenerek gerçekleştirilen bu terör saldırılarıyla sadece Irak değil, tüm bölgenin istikrarsızlaştırılmak istendiği ise, artık tüm dünya tarafından bilinen bir gerçeklik.
Reuters haber ajansının yerel yetkililere dayanarak verdiği habere ve El Cezire televizyonunun yayınına göre, TSK bu kez dağları bombalayıp dönmedi. Bölgedeki dağ köylerine bomba yağdırdı. Su saldırılar sonucu bir kişinin öldüğü, 6 kişinin de yaralandığı bildirildi.
Fakat, boş dağların bombalanıp gelmediğini anlamak için dış haber kaynaklarının bilgilerine de ihtiyaç bulunmuyor. Doğrudan saldırı kaynağından, TSK'dan yapılan açıklama dikkatlice okunduğunda, bombalaların nereleri hedeflendiği görülecektir.
Genelkurmay, "Irak'ın kuzeyindeki Zap, Avaşin, Hakurk bölgeleri ile derinlikteki Kandil Dağı'nın Irak tarafında kalan kesimlerinde tespit edilen PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne ait hedefler, Türk Hava Kuvvetleri savaş uçaklarının 16 Aralık 2007 günü saat 01:00'dan itibaren uyguladığı, geniş kapsamlı bir hava harekatı ile vurulmuştur" açıklamasını yapmakta ve ardından şunları söylemektedir: "Operasyonlar tamamen PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne yönelik olup; Irak'ın kuzeyinde yaşayan halka ve düşmanca harekette bulunmayan yerel gruplara karşı değildir." Buna benzer yeni açıklamalar da, dış haber kaynaklarının verdiği "köyler bombalandı" haberlerini yalanlamaya yönelik, aynı içerikteki beyanlardır.
Ancak bu haberlerin doğru veya yanlış olması işin esasını değiştirmiyor. Türk devletinin, adeta övünerek haber verdiği olay, komşu bir ülkeye saldırı gerçekleştirmiş olmasıdır. Üstelik bu saldırı için, bu ülkeyi işgal altında tutan Amerikan emperyalizminden izin alınmıştır. Yani, Türkiye'deki halk kitlelerine, "teröre karşı mücadele", "yurt savunması" vb. adlarla yutturulmaya çalışılan girişim, emperyalizmin bölgeyi istikrarsızlaştırma harekatına hizmet dışında bir şey değildir.
Bu operasyonların emperyalist saldırı ve işgal girişimlerine hizmet olduğunun bir başka göstergesi de, dün geceki saldırının İran sınırına yakın bölgelerde gerçekleştirilmiş olmasıdır. Operasyona muhtemelen katılmış olan Amerikan uçaklarının, İran'a yönelik hazırlanmakta olan saldırı için prova yaptığı, kimi yorumlarda yer almaktadır. Sonuçta, Amerikan emperyalizminin düşman gördükleri, Amerikan uşakları tarafından da düşman bellendiğine göre, böyle bir girişim ihtimal dışı değildir.
Öte yandan ABD'nin Türk devletine sunduğu "Irak'a operasyon" izninin de elbette bir karşılığı olacaktır. Tüm ihanet anlaşmaları gibi, ABD'de gerçekleştirilen izin anlaşması da halklardan gizli tutulduğu için karşılığında neleri verdikleri bilinmiyor. Ancak bu tür gelişmelerle parça parça ortaya çıkıyor.
Her halükarda amaç, bölge halklarını terörle sindirmek, bölmek, birbirine düşürmek ve emperyalist sömürüye sınırsızca açmaktır.
Türkiye'nin devrimci ve ilerici güçleri, Türkiye ve bölge halklarına karşı girişilen bu tür saldırılara göz yummayacak, bu emperyalist planların karşısına "halkların kardeşliği!" şiarını daha da yükselterek çıkacaktır.