0 0
Read Time:2 Minute, 17 Second

 Emperyalist-kapitalizm, Ortadoğu’da özelinde ise Türkiye’de kendi çıkarlarının temsilinin eskisi gibi yürüyemeyeceğinin farkında vardığındadan bir değişikliğe gittiği anlaşılıyor. Irak’a müdahaleden önce ikili oyunlarıyla bir şekilde Irak-Kürdistan-Türkiye ilişkilerindeki diplomasisini sürdürme opsiyonunu kullanabildiği gözlenebiliyordu.

Bu bağlamamda Türkiye gibi ileri karakolunda hem ekonomik hem de buna bağlı diğer kurumlarında rahatlıkla kullanabildiği, tarihsel anlamda kendi nesnesinin gereği olarak da düşünülebilir Kürt düşmanlığı üst boyutta olan kesimin rahat olmadığı birçok yerdeki yazarlarının belirtmelerinden, mitinglerden ve para militarist üyelerinin saldırılarından da gözlenmekteydi. Yeniden düzenlenmenin bu şekline bu kliğin bu şekilde cevabını daha önceden hesaplayan emperyalist-kapitalizm(Türkiye özelinde Amerika başat roldedir)bu kliğin yerine uzun zamandır hazırladığı, ekonomi, polis, eğitim kurumları, hukuk vs birçok alanda önlerinin bilerek açılarak hazırlanan, manevi önderliğini kendi sahasında bizzat kollayıp yönlendirdiği, yukarıda belirttiğim gibi de Türkiye-Kürdistan’da da yerli işbirlikçilerinin kendi yeni durumlarına uygun konumlandırmışlardır.

Fakat şu durumda göz önünden ırak tutulmamalıdır. Daha önceki uşakları pek sessizce ayrılıp gitme hevesinde değildir. Bu sefer ki sermaye grupların iktidar savaşı, kendi aralarında çözülebilecek gibi değildir. Bunu da karşılıklı restleşmeler göstermiştir. Bu son Amerika büyükelçiliğine geliştirilen saldırı sadece bu gösterinin bir boyutu olduğunu düşünüyorum. Bununla söylenmek istenen "ben sessizce gitmeyeceğim ve gerekirse daha önce senin için yaptığımı şimdi kendi çıkarlarım doğrultusunda kullanabilirim" demektir. Şunu unutmamak gerekiyor, onlar kendi aralarındaki bu gerginlikte mutlaka uzlaşacak bir noktaya bir şekilde geleceklerdir, burada ki değişikliğin kısa dönemli etkileri olacak bir değişiklik olarak algılamak yanılgılı olacaktır diye düşünüyorum.

Bunun etkileri küçümsenmeyecek şekilde olacağını hatta bir 12 Eylül 80 sonrası değişikleri bir bir izlersek yaşamımızı nasıl etkilediğini biliyorsak, bu sefer ki bu değişikliğinde bunun bir benzeri olabileceğini, Türkiye ve Kürdistan’ın tekrardan yeni çıkarlara göre düzenleme çabası içine girildiğini zaten görmek mümkün; bu belirlemeleri yaptıktan sonra bir okuduğum makalede şöyle bir ana fikir çıkıyordu."sermeyenin kendi kavgasında, kendi paylaşımında taraf olmamak gerekiyor" gibi bir şeydi. Bu durumu da hatırlatarak bence üçüncül yolun emekten yana bir dönüşümün mümkünlüğü bunun devrim ve sosyalizm bağlantısı vurgulanabileceği gibi ayriyeten yeni uşakların yüzünü de amansız şekilde bulunduğumuz her yerde amansız deşifresinde rol oynamak gerektiğini düşünüyorum. Öyle anlaşılıyor ki nasıl değişiklik olursa olsun yeni dönemde emeğe, emek mücadelesinden yana taraf olanlar karşı saldırının büyüyerek artacağını düşünmekteyim.

İşte asıl olan, kendi çelişkilerinin bu kadar su yüzüne çıktığı dönemleri doğru değerlendirmek bu durumu eğer gerçekleşiyorsa kendimizden yana doğru çalışma yöntemleriyle değerlendirmek gerektiği de gün gibi açık ortada durmaktadır. Bunun bilinciyle bulunduğumuz her yerde bu durumun yarattığı koşulları iyi kullanmak ve genel anlamda tüm ezenlerin yüzünü deşifre ederken bu yeni durumla, özelde de yeni gelen bu kliğin özellikleri doğru kavranıp anlatılabilmeli, diye düşünmekteyim. O zaman bu süreçten  Kürdistan ve Türkiye de, emeğin ve bu anlamda mücadele yürütenlerin göreceği zarar minimize edilebilir hatta kazanıma bile dönüştürülebilir

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
News Reporter